Alın Teri Bugün Mis; Yarın Ter Kokar

1 Mayıs, herkesin malumu, Emek ve Dayanışma günü.

Bu gün,  resmi tatil aynı zamanda.

Bu gün,  özel bir gün ayrıca.

Diğer özel günler gibi.

Bu gün,  güzel günleri bekleyeduran  işçilere ve emekçilere  ‘umut fakirin ekmeği,  ye Mehmet ye, ye Mehmet ye...’ denerek  1  yıl yetecek  kadar  (gelecek 1 Mayıs’a değin)  umudun  aşılandığı  gün.

Bu gün,  aşılanan umudun  ve güzel günler  beklentisi  içinde güzellenen, yağlanan ballanan, günün aldatıcı  esintisine ve yalan rüzgarına  kapılan  işçilerin ve emekçilerin ertesi gün gerçeklerle yüzleştiği gün.

Bu gün,  işçilerin ve emekçilerin avutulduğu ve oyalandığı gün.

Bu gün;  tıpkı annelerin, babaların, sevgililerin yılın  yalnızca  belirlenmiş özel günlerinde  göklere çıkarıldığı bir gün gibi bir gün.

Bu gün,  dünyayı  dar ettiğimiz işçileri ve emekçileri  belirlenmiş alanlara  ve  zamana  sığıştırdığımız ve sıkıştırdığımız bir gün.

Bu gün,  on dilimli pastanın dokuz dilimini bonkörce  bir kişiye yedirdiğimiz, işçiye ve emekçiye gelince cimri davranıp  oradan buradan kısarak  o on dilimli pastanın bir dilimi için binlercesini  hatta milyonlarcasını   ‘ekmek, aslanın ağzında’ diye  güya  güdüleyerek   mücadele ve yarış  içine soktuğumuz,  bu uğurda  hayatlarını zehir ve zindan  ettiğimiz bir gün.

Bu gün göklere çıkardıklarımızı, yarın yerin dibine soktuğumuz bir gün.  Kimisi iş kazalarında ölerek kimisi iş gereği...

Bu gün, alın terinin mis koktuğu,  yarın alın terinin ter koktuğu bir gün.

Bu gün alın terini silenlerin ellerinin öpüldüğü,  yarın bal tutanların parmaklarını yaladığı bir gün.

Kısacası bu gün, 1 Mayıs, yarın 2 Mayıs.

Yani yıllardır bugün yarın ile asla yüzleşmez. Bu gün, sahtekar;  yarın ise  gerçektir.

Halbuki yüzleşmek sorunlara bakmak,  sorunları görmek demektir.

Sorunları görmek onlara çözüm yolları sunmak demektir.

Ama ülkemizde sorunlardan ya kaçılır ya da sorunlar kaçırılır.

Gelin sorunlarla  Ebu Zer bakışını ve anlayışını kullanarak yüzleşelim.

İşçinin ve emekçinin hakkından alarak zenginleşenlere bayrak açalım.

Zorbalara, tıksırıncaya kadar yiyenlere karşı yoksullarla, işçilerle ve emekçilerle salat (dayanışma) ederek  amel edelim.

Emeği,  amel;  dayanışmayı salat  olarak görelim.

ARTIK GÖRELİM BİRKAÇ  ZENGİNE ÇALIŞAN DÜZENİN,  ÇOĞUNLUĞU NASIL ESİR ALDIĞINI VE KÖLE GİBİ KULLANDIĞINI.

HATTA VE HATTA KENDİSİNE KUL YAPTIĞINI...

Zayıfların (çoğunluk), güçlülere (azınlık) karşı dayanışmaya ve bu yönde  amele (çalışma) ihtiyacı olduğunu...

Ey  gerçeği onaylayan!

Bu gün, senin için amel ve salat günü, bilesin!

Saygılar...

Yusuf SEVİNGEN

İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Genel Haberleri