GBaşbakan Binali Yıldırım, önceki gece İstanbul Çengelköy’deki Vahdettin Köşkü’nde gazete, televizyon ve medya kuruluşlarının genel yayın yönetmenleriyle iftar yemeğinde bir araya geldi. Başbakan Yıldırım, iftarın ardından aralarında Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli’nin de bulunduğu gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İşte sorular ve cevaplar...
‘GÜNDEMİMİZDE AF YER ALMIYOR’
- Efendim, Sayın Devlet Bahçeli’nin afla ilgili bir çıkışı oldu. Ramazan Bayramı öncesinde af çıkmasının yararlı olduğunu düşündüğünü söyledi, sizin bu konudaki görüşlerinizi merak ediyoruz.
Bizim gündemimizde af yok. Ben Sayın Bahçeli’yle bu ilk açıklamasından sonra konuştum. Kendisi hassasiyetlerini dile getirdi. “Karar sizin” tarzında bir ifadede bulundu. Biz de onun üzerine zaten görüşümüzü açıkladık ve gündemimizde af olmadığını ifade ettik.
BEDELLİ İLE İLGİLİ SEÇİM SONRASI İÇİN MESAJ
- Bir başka beklenti daha var, bedelli bir daha gündeme getirildi. Siz nasıl bakıyorsunuz?
Bazı bilgileri paylaşayım, sonra ne yapacağımıza karar verelim. Şu an yoklamaya tabi olan, askerlik çağı gelenlerin sayısı 585 bin 210, yoklama kaçağı 570 bin 422, bakaya 56 bin 947, firar 5 bin 772. Askerliğini ertelemiş olanlar 2 milyon 930 bin 279; ve bu öğrencilik dışında erteleyenler. Bir de öğrencilik nedeniyle ertelemiş olanlar var, onlar da 1 milyon 885 bin 438. Silah altında bulunan er sayısı da 360 bin 869. 2019’da silah altına alınacak sayı 345 bin 933.
Toplam 5 milyon 448 bin 858 kişinin askerlikle ilişkisi devam ediyor. Biz önümüzdeki sene 345 bin 933 kişi alabileceğiz. Bunu 345 bin 933’e böldüğümüz zaman 15.7 yıl, yaklaşık 16 yıl sürüyor. Bunların yaşlarını dondursak bile 16 yıl boyunca askerlik bu vatandaşlarımızın önünde bir engel, sorun olarak devam edecek; gerçek bu. İhtiyacımız belli, 350 bin. Ama birikmiş 5.5 milyon vatandaş var, nasıl çözeceğiz? Bedelli gündemde yok. Hassasiyetler var. Bir şekilde çözülmesi lazım. Tabii esas olan savunma gücümüzde zafiyet yaşanmaması. Eldeki rakamlar böyle bir zafiyetin olmadığını gösteriyor; bu bir. İkincisi; özellikle 15 Temmuz’dan sonra Silahlı Kuvvetler’de silah altında vatani hizmet gören askerlerden ziyade profesyonelliğe geçtik. 5.5 milyon insanın sorununun farkındayız. Tüm hassasiyetler göz önüne alınarak sorunu nasıl çözeriz; ileride değerlendirilir. Ama bugünkü gündemimiz değil.
‘KAFA KARIŞTIRMAYA YÖNELİK DEĞERLENDİRME’
- Sayın İnce, “Demirel’in yaptığı köprü bayramda ücretsiz, ancak Erdoğan’ın yaptığı köprü bayramda ücretli” diyor.
Arkadaşlar, tabii Muharrem İnce fizik öğretmeni, ama konuşmalarıyla merkezkaç kuvvetin formülünden uzaklaşıyor yavaş yavaş. Kritik hızın üzerine çıkınca savrulma olur biliyorsunuz. Şimdi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olsun, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olsun, milli bütçeyle yapılan köprüler. Yaparken de borç aldılar. Bu borcu öderken herkes katkı sağladı; yani geçen de katkı sağlıyor, geçmeyen de katkı sağlıyor, evet. Borç, vergiyle ödeniyor.
Ama Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü farklı. Bu yap-işlet-devret modeliyle yapılmış bir köprüdür. Maliyeti belli. Adama diyoruz ki: “Biz size şu kadar trafik garantisi veriyoruz. Bu köprüyü yapacaksın, ne kadar sürede işletip bize teslim edeceksin?”
Formül çok basit, rekabet, yarışma oldu. Şimdi bu adam bu parayı harcadı. Eğer bizim garanti ettiğimiz sayıyı aşıyorsa problem yok, aşmıyorsa farkını biz veriyoruz; olay bu. Ama ne var? İşte geçen süreyi de düşünürsek, birisi 7-8 sene sonra, birisi de 16-17 sene sonra bize geri dönecek. Ondan sonra ister bedava yaparız, ister paralı yaparız.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü o köprüye harcanan maliyeti karşılayacak ücretler mi uygulanıyor? Yok, sembolik ücretler uygulanıyor. Farkını nereden veriyoruz? Farkını aldığımız vergilerden veriyoruz. Öbüründe de kullanıcı ödüyor. Bu tamamen kafa karıştırmaya yönelik bir değerlendirme. Mugalata.