Onca haber yapılmasına, onca duyarlılık ifade eden laf edilmesine rağmen ne yazık ki olumsuz haberler almaya devam ediyoruz.
Nevşehir’in Acıgöl ilçesinde belediye çalışanlarının, vatandaşların ‘rahatsız ediyor’ şikayeti üzerine yakalayarak köpeğe yaptıkları kötü ve çirkin muamele en son aldığımız haber olmuştur.
İlgili görüntülerde köpeğe yapılan muamele kabul edilebilir gibi değildir.
Tam manasıyla bir vahşettir.
İşte bu vahşet kamuoyunda öfkeye ve kızgınlığa yol açtı.
Zaten geniş bir kitlenin böyle bir duyarlılığı olmasa, bu kitle duyarsızlaşarak bu gibi olaylara tepkisiz kalsa hayvanlara yönelik kötü tutumlar daha da artacak ve bir müddet sonra hayvanlara yönelik bu kötü tutum toplumda normalleşecek.
Allah’tan iyi ki duyarlı insanlar var, iyi ki iyi insanlar var.
Onlar da olmasa kamuoyunda hiçbir konuda duyarlılık ve farkındalık oluşmaz.
Duyarsızlık atbaşı gider.
Ve unutmayınız her kötülük duyarsızlıktan türer. Kötülüğün anası gibidir duyarsızlık.
Ve unutmayınız bir toplumda devamlı kötülük türerse bir müddet sonra kötülük çoğalır, iyilik azalır.
Ve yine unutmayınız kötülük çoğaldıkça, yayıldıkça başat olur.
Bu durumda iyilik ses çıkaramaz olur ki böyle bir toplumda egemen olan KÖTÜLÜKTÜR.
Kötülüğün egemenliğinde neler olmaz ki!
Onun için bütün kötülüklere karşı iyi insanlar ses çıkarmalı, iyi insanların soluğu hissedilmeli, iyi insanlar çoğalmalı, iyi insanlar egemen olmalı.
Böyle bir toplumda, insanlar Kur’an deyimi ile iyilikte yarışır ve o toplumda her daim İYİ OLAN KAZANIR.
VE İYİ OLAN HER DAİM VE HER YERDE KAZANDIĞINI HİSSEDER VE ANLAR.
Kötü olan ise kaybeder ve kaybettiğini hisseder, anlar.
Kötülük ve kötü olan böyle bir toplumda başını çıkaramaz.
Toplumda iyi insanların yaydığı bir iyilik kültürü oluşur. İşte bu kültür, toplum için Anayasa gibi olur.
O andan sonra iyi insanların bir arada yaşaması o kadar kolaydır ki...
Çünkü iyi insanlar, birbirlerinin ve diğer canlıların hakkına ve hukukuna saygılı olur.
İyi insanların arasında hep hukuk olur ve bu hukuk işler.
Pekala iyiliğin kaynağı nedir?
İyiliğin kaynağı, bana göre insanın içindedir. Yani insanın ta kendisidir...
İnsanın kendini tanıması ve bilmesi ile ortaya çıkar.
Kötülüğü alt etmesi ile de gün yüzüne...
İyilik; insandaki hoyratlığı-kabalığı alır, ona incelik-yumuşaklık katar.
İyilik; insandaki sığlığı alır, ona derinlik ve enginlik katar.
İyilik; insandaki öfkeyi çeker, sevgiyi yükseltir.
İyilik; her ne olursa olsun bir köpeğe yumuşak davranmayı, bir köpeği Allah’ın yarattığı bir canlı kabul edip sevmeyi, onları beslemeyi, onları koruyup kollamayı, köpeklerle ya da başka canlılarla bir arada yaşayabilme kültürünü kazandırır insana.
EN ÖNEMLİSİ İSE ŞUDUR:
İyilik; canlıların birbiriyle kurduğu ilişkiye GÜVEN katar. Ve bu duyguyu geliştirir.
Canlılar arasında güven duygusu yoksa GÜVEN BUNALIMI baş gösterir.
İşte kötülük, tam da bu boşluktan sızar canlılar arasına.
VE KÖTÜLÜKTÜR CANLILARI BİRBİRİNDEN UZAKLAŞTIRAN.
CANLI DOĞASINI BOZAN...
Not 1: Acıgöl’deki bu vahşet sırasında ezan okunduğu işitiliyor. Ezan okunurken müziğin sesini kısan, yatar vaziyette iken kendisini toparlayan insanlar, neden ezan sırasında bir silkelenip ‘biz ne yapıyoruz bu köpeğe?’ diye kendilerine sormaz. Ya da neden etraftaki bir Allah’ın kulu onları uyarmaz? Sorgulamalıyız... Gerçeklerle yüzleşmeliyiz... Allah’ın bildiğini kuldan saklamaya ne gerek var... Öyle değil mi? Kalplerde geçeni dahi bilen bir Allah’a inanırken... Kendimizi ve başkalarını aldatmaya ne gerek var...
Not 2: Herkese https://www.youtube.com/watch?v=CfPRNTnGOsc bağlantı adresindeki filmi izlemesini tavsiye ederim.
Saygılar...
Yusuf SEVİNGEN