TOPLUMSAL DEĞERLERİMİZDEN LGBT'ye DOĞRU

Değerlerimiz; seçimlerimizde, kararlarımızda ve alışkanlıklarımızda bizi yönlendiren, hayat yolculuğunda nereye ve nasıl gideceğimiz konusunda bize rehberlik eden yol pusulamızdır.

Bir toplumun değerlerini sıfırdan yaratamayız; onlar zaten inanç kalıplarımızın bir sonucu olarak bilinç altına gizlenmiştir. Bu değerlerimiz, genelde ahlâki değerlerimize ve dini inançlarımıza dayanır. Bu değerlerin en önemli özelliği ait olduğu toplumun kültürünü ve inancını yansıtmasıdır. Kaybettiğimiz ve kaybetmek üzere olduğumuz o kadar çok değerlerimiz var ki, bunları anlatmaya ve yazmaya ne nefesimiz ne de kalemimiz yeter. Ne yazık ki yaşam kalitemiz arttıkça değerlerimizi yaşatmak ve devam ettirmek adına duyarlılığımız azalıyor. Aile bütünlüğünü ve toplumları ayakta tutan, aile kültürü ve değerleri olduğunu unutmuşuz gibi.. Geleceğimiz dediğimiz çocuklarımıza, değerlerimizi aktarmaya artık gerek duymayan bir millete mi dönüştük? Aile, bütün toplumlarda temel kurumdur. Her dine, dile ve kültüre sahip olan milletlerin, toplumların çekirdeğini oluşturur. En küçük topluluk olan aile kurumunun toplumdaki önemini, kültürünü, ahlaki ve dini değerlerini, örf, adet, gelenek ve göreneklerini yaşatmak için bu kurumu dimdik ayakta tutabilmek her kesimin önde gelen görevi olmalıdır. Yitirilen değerlerimizi çocuklarımıza tekrar kazandırmak için onur sahibi her kişinin vicdanını yoklaması gerekir. Kaybolan nesilleri ve manevi tahribatı tedavi etmek, kültürel ve ahlaki değerlerimizin yeniden yapılanması için gerekli tedbirler acilen alınmalıdır. Sözde reyting uğruna, televizyon dizilerinde sergilenen ahlaksızca uygunsuz sahnelerin, argo konuşmaların, ihanetlerin sıradan ve normalmış gibi gösterilen film ve dizilerin, toplumun ahlâk çöküntüsüne zemin hazırlamaktadır. Çocuklarımıza ahlaki ve kültürel değerlerimizi, aile kurumunun yüceliğini ve değerini öğretecek filmlerin, dizilerin ve çizgi karakterlerin izlettirilmesine neden ihtiyaç duymuyoruz? Geçmişten günümüze kadar yayınları devam eden yabancı çizgi karakterlerin çocuklarımızı ahlâki ve ailevi değerlerimizden uzaklaştırdığını ne zaman görmek isteyeceğiz? Dizi ve filmlerin çocuklarımızın, genclerimizin ve hatta yetişkinlerimizin dahi ahlâki değerlerini ve ruh halini olumsuz etkilediğini görüyoruz, ancak çözüm üretemiyoruz. Özellikle son yıllarda yayınlanan popüller yerli dizilerin ahlâksız konuları aile yapısını tehdit ettiğini neden görmek istemiyoruz? Televizyon dizileri, kültürümüze, edep ve ahlâk anlayışımızla bağdaşmayan, arzu edilmeyen davranış modeller yaratılarak nikahsız yaşayan, ayrı yaşayan karakterlerle toplumsal yaşamı ve ailevi degerleri riske sokmaktadır. İhanetlerden dolayı boşanmalar, evlilik dışı ilişkiler, nikahsız beraberlikler, eşcinsel beraberliklerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Japon Bilim Adamı (Antropoloji) Kalyo Yasuo: "3 yıldırTürkiye' de yaşayan insanların kültürünü inceliyorum. Bir şey çok korkunç, diğeri ise çok garip. Korkunç olan ülkede bir kaç televizyon dizisi hariç tamamı onların kültürüne ve dinine ters. Yani batı bu ülkeyi savaşmadan yok ediyor. Garip olan ise, herkes bunu biliyor ama yine de izliyorlar. Hem de anne-baba-çocuklar birlikte izliyorlar" diyor. Evet, dışardan resim daha net görünüyor.Geleceğimiz yok oluyor, çocuklarımızı yavaş yavaş kaybediyoruz. Zararın neresinden dönersek kârdır, sürüp giden yanlışlardan ne denli erken vazgeçip aslımıza dönersek, daha sonra uğrayacağımız zararı o denli azaltmış, geleceğimizi teminat altına almış oluruz. Baştan sona dini hikâye anlatan filmler, diziler ve çizgi karakterler yapılsın ve izletilsin demiyorum. Hayatın içinden yaşadığımız günlük şeylerle değerlerimizi, örf adetlerimizi, aile kültürümüzü; kısaca anadolu insanın gerçek yaşanmışlığını, yani bizi, geçmişimizi anlatalım ve izletelim istiyorum. Sempatik karakterlerle çocuklarımıza geçmişteki değerlerimizi öğreterek, geleceğimizi daha iyi şekillendirebiliriz. Daha sağlıklı bir gelecek yaratabiliriz. Kimse kusura bakmasın, ahlâki değerlerini, geçmişini, aile kurumunun değerlerini bilmeyen bir gençlik hiç kimsenin geleceğinin teminatı olamaz. Bir çocuğun şekillenmesinde, izlediği filmde bir karaktere benzeme ve o karakteri model alma rolünün çok önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir. En etkili öğrenme, model alarak öğrenme şekli değil midir? O zaman önce biz yetişkinler örnek davranışlar sergileyeceğiz, sonra da bizden sonrakilere aktarmak için kolları sıvıyacağız. Sonuç olarak, anne-babalar, öğretmenler, arkadaş ve toplum gibi öğretici sosyal çevreler ile TV, internet gibi eğitici teknik araçlar sadece çocuklar için değil, yetişkinler içinde birer rol modeldir. Teknolojinin amacına uygun kullanılması yönünde çocukları bilinçlendirmek ve eğitmek, onların sağlıklı şekillenmesi için onlara örnek model olmak her anne babanın önceliği olmalıdır. Ahlâki ve dini değerlerin aktarımı için aile en uygun ortamdır.

Kültürel ve ahlâki değerlerin sonraki nesillere aktarılmasında aileye büyük vazifeler düşmektedir. Dini ve ahlâki hassasiyeti mevcut olan bir toplumun oluşması aile kurumunun inandığı değerlerine bağlıdır. Bu nedenle bir milletin kültürüne ve ahlaki yapısına aykırı fikir düşünürleri, önce o milletin aile yapısını hedef alırlar. Ahlaki ve manevi değerlerini çökertip, aile kurumunu ve toplumsal değerlerini ortadan kaldırmak hedef noktalarıdır. Bu bağlamda aileler toplumsal değerleri ve davranışları çocuklarına aktarma konusunda hassasiyet göstermelidirler. Yoksa, sözde onur (-suzluk) yürüyüşü adı altında çocuklarımızı ve gençlerimizi kendilerine benzetmek için onur kelimesinin içini boşaltarak aile kurumumuzun değerlerini bitirmek için ahlâksızca yazılan ve açılan pankartlarla ibnelik ve livatalığı sıradan ve doğalmış gibi göstermekle kalmazlar. Toplulumuzda aile kurumu, örf, adet, adalet, gelenek, görenek ve ahlâki değer diye birşey bırakmazlar. Kodlarımız ile oynayan emperyalist güçlerin, siyonizmi gerçekleştirme çabalarını ve hareketlerini yıkalım, yok edelim. İstemeden de olsa onların maşası konumuna düşmemek için kendimizi sirkelemeye ihtiyacımız var. Aile kurumunu yıkan her türlü yasaların kalkması ve kaybedilmek üzere olan olan değerlerimizin tekrar yeşermesi dileğiyle...

Sağlıcakla kalın.

Mehmet Atik EKİN

İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Genel Haberleri