Eğitim ve araştırma faaliyetleriyle üniversitelerin temel taşlarını oluşturan bu iki unvan, sık sık birbirinin yerine kullanılsa da aslında farklı görev, yetki ve kariyer yollarını ifade ediyor. Temelde her öğretim görevlisi bir akademisyen çatısı altında yer alsa da, her akademisyen bir öğretim görevlisi değildir.
En Temel Fark: Doktora Şartı
Akademisyen ve öğretim görevlisi arasındaki en belirgin ve temel fark, doktora (Ph.D.) derecesine sahip olma zorunluluğudur.
Akademisyen (Öğretim Üyesi): Genellikle "öğretim üyesi" olarak da anılan akademisyenler, belirli basamaklarında yer alan ve bilimsel araştırmalar yaparak bilime katkı sunan kişilerdir. Bu unvanı taşıyabilmek için doktora eğitimini başarıyla tamamlamış olmak esastır. Akademisyenler, unvanlarına göre şu şekilde sıralanır:
- Doktor Öğretim Üyesi (Dr. Öğr. Üyesi): Doktora, tıpta veya sanatta yeterlik eğitimini tamamlamış akademisyenlerin ilk basamağıdır.
- Doçent (Doç.): Belirli akademik kriterleri ve yayın şartlarını yerine getirerek doçentlik unvanını kazanan akademisyenlerdir.
- Profesör (Prof. Dr.): Akademik kariyerin en üst basamağında yer alan, bilimsel çalışmaları ve katkılarıyla bu unvanı almaya hak kazanmış akademisyenlerdir.
Bu unvanlara sahip olan akademisyenlerin temel görevleri arasında kendi alanlarında bilimsel araştırmalar yapmak, makaleler ve kitaplar yayımlamak, lisans ve lisansüstü düzeyde dersler vermek, tez danışmanlığı yapmak ve üniversite yönetimine katkıda bulunmak yer alır.
Öğretim Görevlisi (Öğr. Gör.): Öğretim görevlileri ise üniversitelerde özellikle belirli dersleri vermek ve uygulamaları yaptırmakla yükümlü olan öğretim elemanlarıdır. Bir öğretim görevlisinin doktora yapma zorunluluğu bulunmamaktadır. Genellikle alanında uzmanlaşmış, tecrübeli profesyoneller veya yüksek lisans mezunları arasından atanırlar.
Öğretim görevlileri, özellikle meslek yüksekokulları, konservatuvarlar veya üniversitelerin ortak zorunlu derslerinde görev alırlar. Temel odakları ders vermek ve öğrenci yetiştirmektir; ancak bilimsel araştırma yapma ve yayın çıkarma gibi birincil bir zorunlulukları bulunmamaktadır.
Kariyer Yolu ve Gelişim
Akademisyenlik (öğretim üyeliği), belirli aşamaları ve unvan yükselmelerini içeren bir kariyer yoludur. Doktor öğretim üyesi olarak başlayan bir akademisyen, bilimsel çalışmaları ve yayınlarıyla doçentliğe ve ardından profesörlüğe yükselebilir.
Öğretim görevliliğinde ise böyle bir unvan yükselmesi söz konusu değildir. Bir öğretim görevlisi, yıllarca aynı unvanla görevine devam edebilir. Ancak dilerse, akademik çalışmalarını ilerletip doktorasını tamamlayarak öğretim üyeliği kadrolarına geçiş için başvuruda bulunabilir.
Sonuç olarak...
- Akademisyen daha geniş bir şemsiye kavramdır ve genellikle doktoralı öğretim üyelerini (Prof., Doç., Dr. Öğr. Üyesi) ifade eder.
- Öğretim Görevlisi ise öncelikli görevi ders vermek olan ve doktora şartı aranmayan bir öğretim elemanıdır.
- Her öğretim üyesi bir akademisyendir, ancak her öğretim görevlisi (doktorası yoksa) öğretim üyesi sayılmaz, ancak "öğretim elemanı" olarak adlandırılır.
Bu nedenle, akademik kariyer hedefleyen bir adayın öncelikle doktora eğitimini tamamlayarak "öğretim üyesi" olma yolunda ilerlemesi, alanında pratik bilgi ve tecrübesini öğrencilere aktarmak isteyen bir uzmanın ise "öğretim görevlisi" kadrolarını değerlendirmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.