Türkiye Eğitim-Sen Genel Sekreteri Haydar Urfalı, ''Bilindiği gibi Merkez Bankası’nın bu yıl tahmini enflasyon rakamı, yüzde 33 civarındadır. Hükümet tarafından tahmini enflasyonun altında bir ücret artışı kamu çalışanlarına verilmiş oldu. Yani kamu çalışanları bir kez daha kaybetti. Enflasyon gerçeği bu kadar ortadayken, yapılan bu artışlar kamu çalışanlarının ekonomik sorunlarını bırakın çözmeyi, daha da artırmıştır. Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardır enflasyon oranında zammın sıfır zam anlamına geldiğini söylüyoruz. Enflasyonun üzerinde bir maaş zammı ve refah payı uygulaması hayata geçirilmesi şu an için tek çözüm yoludur.
Ülkemizde vergi kaçırmayan, düzenli olarak vergisini ödeyen kesim kamu çalışanlarıdır. Fakat, yılın ikinci altı ayından itibaren yapılan vergi kesintileri nedeni ile kamu çalışanları Ocak-Şubat-Mart aylarında aldığı maaşı Kasım ve Aralık ayında alamamaktadır. Bu noktada yapılması gereken bellidir: Vergi kesinti oranlarının yüzde %15’e sabitlenmesi vazgeçilmez talebimizdir.'' dedi.
Türkiye Eğitim-Sen Genel Başkan Yardımcısı Orhan Kütük, ''Türk Eğitim-Sen olarak her zaman her durum ve şartta amasız fakatsız tüm eğitim çalışanlarının yanında yer aldık. Öğretmenlerimizin ekonomik, özlük ve diğer tüm sorunlarının çözümü için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdürmeye devam edeceğiz. İnanıyoruz ki 21. asır Türk Yüzyılı olacaktır. Ve Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir.
Öğretmenlerimizin toplumda hak ettiği itibarı görmesi için gerekli her türlü tedbirin alınması yönünde elimizden gelen tüm gayreti ortaya koymalıyız. Ceren Damar Şenel, Necmettin Kuyucu, Ayhan Kökmen, Rabia Sevilay Durukan ve nice öğretmenimiz daha hayatlarının baharında ne idiğü belirsiz kişiler tarafından acımasızca katledildiler. Toplumumuz şunu iyi bilmelidir ki, öğretmenlerimize karşı sergilenen şiddet hadiselerine karşı toplumsal müeyyide uygulamazsak, sadece öğretmeni değil, aslında çocuklarımızın geleceğini kaybetmiş olacağız. Bu noktada toplumumuz daha fazla duyarlı olmalıdır.
Türk Eğitim-Sen olarak yıllardır ‘elverişsiz koşulların hâkim olduğu bölgelerde öğretmen istikrarını sağlamanın yolu öğretmenleri teşvik etmektir.’ deriz. Bu bölgelerde görev yapan öğretmenlere bir brüt asgari ücretle iki brüt asgari ücret arasında Zorunlu Hizmet Tazminatı ödeyelim. Nitekim bu uygulama 1980’li yılların ikinci yarısında uygulandı ve verim alındı. Gelin bu uygulamayı tekrar hayata geçirelim.
Seçimlerde en yüksek oyu alan aday, rektör olarak atanmalıdır.'' dedi.