Eğitimimiz Mars’ta...

 Bugün, TV kanallarının saat başı haber bültenlerinde ve ana haber bültenlerinde, 2012 PISA sonuçlarına dair haberleri işitince ilk etapta şaşırdım. Sonra, neden haberleştirilmiş acaba? diye kendime sormadan edemedim. Malum, gündemi işgal eden o kadar çok eğitim dışı konu var ki, onların safları sık tutması bile eğitimsel konulara, haber bültenlerinin gündemsel alanında yer açamamaktadır. Algıda seçicilikten olsa gerek, habere pür dikkat kesildim ve nedenli mezkur soruma yanıt buldum. Şöyle ki: 2012 PISA sonuçlarına haber değeri kazandıran, TÜSİAD yönetim kurulu başkanının, 'PISA 2012 Değerlendirmesi: Türkiye için Veriye Dayalı Eğitim Reformu Önerileri' toplantısındaki sözleri olmuştur. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Muharrem YILMAZ PISA’ya dair şu sözleri sarf ediyor: "PISA şokuna uğrayan ülkeler bunu bir fırsata çevirip eğitimde reform adımları atıyorlar. Maalesef Türkiye siyasi ve ekonomik gündemdeki şoklardan sıyrılıp, esas hissetmesi gereken PISA sonuçlarını ıskalıyor. PISA sonuçları kendi eğitim politikasına en az etki eden ülkelerden biri Türkiye. Sözün özeti, en az ders çıkaran ülke." Bu vesile ile MEB’in yetkili ve ilgililerinin ayrıca basın ve medyanın, eğitimsel mevzulara dikkatini çekmesinden dolayı Sayın YILMAZ’a teşekkür ediyoruz. Sayın YILMAZ’ın yukarıda yer verdiğimiz PISA sonuçlarına dair sözleri, elbette ki bizim de dikkatimizi çekti ve sözleri içerisinden ilgimizi çeken birkaç ifadenin de altını çizme ihtiyacı duyduk. Zira; bu ifadeler üzerinden birkaç noktaya temas etmekte yarar görüyoruz.Altını çizdğimiz ifadeleri aşağıya maddeleştirerek alıyoruz: 1- PISA şokuna uğrayan ülkeler, reformlarla eğitim politikalarında düzeltmeler yapıyor. 2- PISA’dan ders çıkaramıyoruz. YANİ ISKALIYORUZ. PISA, ülkelerin eğitimini değerlendiren, diğer ülkeler arasındaki yerini gösteren bir uluslararası değerlendirme programı. Aynı zamanda başka bir şekli ile eğitiminizin diğer ülkeler arasındaki halini ve eğitim halinizde yaptığınız iyileştirmeler neticesinde yıldan yıla sıçrama olmuş olmamış mıyı gösteren gayet geniş kapsamlı uluslararası bir değerlendirme programı. PISA sonuç verilerinin, bu bakımdan değerli ve önemli görülmesi ve buna göre sıçrama göstermek için her yıl çeşitli reformlar ile karşılık verilmesi gerekirken, yıl yıl değişmeyen, çakılıp kaldığımız PISA sıralamamız, PISA sonuçlarına gereken önem ve değeri vermediğimizin birer göstergesidir. Diğer ülkelerde olumsuz PISA sonuçları, Sayın YALÇIN deyimi ile ‘Şok’ etkisi yaratırken, bizde ise etki dahi yaratmamaktır. Diğer ülkeler, şok etkisi ile silkinip eğitim politikalarında iyileştirmelerde bulunurken, buna bağlı olarak yıl yıl sıçrama gösterirken; biz buna bağlı olarak yerimizden kımıldama reaksiyonunu bile sergilemekten yüksünüyoruz. ... cari açıktan etkilenen halkımızın PISA açığından etkilenmemesi de gösteriyor ki, eğitim yalnızca dilimize etki etmiş, etmekte ve edecek. Dilimize, eğitimin her şeyi çözeceğini dolamamız gibi... Dile dolamakla olmuyor işte, lafla PISA gemisi yürümüyor işte. Demir atmış bekliyor ama neyi, kimi onu da bilmiyoruz. Eğitimimiz, tam bir muamma, tam bir muallak. PISA sonuçları da aslında bu söylediklerimizi doğruluyor. Nasıl mı? Eğitim politikanız yok diyerek... Fatih projesi kapsamında sınıflara etkileşimli akıllı tahtalar konularak, PISA’ya ‘bakın sonuçlarınızdan çok etkilendik.’ mesajı verilmiyor işte. Çünkü, gemimiz demir atmış bekliyor, gemiye bir rota çizmemişiz, gemi ilerleyemiyor, gemimiz su alıyor, çare üretemiyoruz, üretilen etkileşimli akıllı tahtaları bu şartlardaki ve vaziyetteki bir geminin içine koyup yararını göreceğimizi hayal ediyoruz. Etkileşimli akıllı tahta, hayaldi gerçek oldu icraatlarından olduğu için hep hayali gerçeğe dönüştürmeye koyuluyor ve o yöne çekiliyoruz. Hayalleri tılsımlı görüyoruz. Var olan gerçekleri ise fasa fiso... Hayallere gerçek, gerçek olanlara yalan dolan ya da ZAPPİNG(GEÇGEÇ) İLE ES GEÇ gözlüğü ile bakıyoruz... Es geçilen gerçeklere, mevlam görelim neyler neylerse güzel eyler diye karşılık veriyoruz. Deliklerden su alan geminin, mürettebatına geminin aldığı suyu tahliye etmesi için tas gönderiyor ve resmen kendi başının çaresine bakmasını ima ediyoruz,sonra açılan deliklere değil de geminin üst katındaki etkileşimli akıllı tahtalara bakıp gururlanıyoruz. Bir müddet sonra gemi mürettebatı kaderine boyun eğmek zorunda kalıyor. Göz göre göre olanlar ise mevlam görelim neyler neylerse güzel eyler oluveriyor. Ayrıca, PISA’dan ya da olumsuz eğitim halimizden ders çıkarmadığımız gün gibi ortadadır. Çünkü, ders alınsaydı eğer tekerrür mü ederdi dediği gibi bir şairimizin... Bizde, ders alınsaydı eğer, PISA sıralaması her yıl tekerrür mü ederdi diyoruz...(Uyarlama) PISA, eğitim aynamız ise, eğitim şeklimizi gösteriyor ise; Ve bakıp bakıp PISA aynasına dağınık saçımızı, düzgün olmayan kılık kıyafetimizi düzeltmiyorsak, demek ki bunları yapacak eğitim uzuvlarımızı bunlar için hiç çalıştırmıyoruz demektir. Bu eğitim uzuvları ile o zaman görülüyor ki eğitimimizin belli bölgelerinde yalnızca makyajlama yapıyoruz. Saçı düzeltmeden boyamak, yüzü yıkamadan makyajlamak, kılık kıyafeti temizleyip düzeltmeden papyon vb... aksesuarlarla süslemek gibi... Ne yazık ki, eğitimsel iyileştirmelerimiz bunlara benziyor. Ve bunlardan ibaret gibi... Ve, ne yazık ki ahaliye göre ÇOK GÜZEL HAREKETLERİMİZDEN dolayı her yıl oluyoruz bir güzel MARS... Şimdi soruyorum, şu an MARS’ta mı oluyoruz? BU ARADA, 2012 PISA SONUÇ VERİLERİNDEN DERS ÇIKARAN BİR EĞİTİM DERNEĞİNİN YAPMIŞ OLDUĞU TOPLANTIDAKİ DEĞERLENDİRMELERİ VE BUNA BAĞLI ÖNERİLERİ, MEB TARAFINDAN NE KADAR DİKKATE ALINIR O DA MUAMMA? DERS ALANIN DERSİNDEN BİLE DERS ÇIKARILMAYACAKSA, O ZAMAN MARS’TA OLMAMIZ BİZE GÖRE GAYET ALA... Saygılarımla...

Yahya ASLAN