‘Eğitim-öğretim içindeki ve özellikle okuldaki siyaset-ideoloji- dini/mezhepsel/tarikatsal/cemaatsel birtakım öğretiler, gün gelir, Türk Milleti olarak kurduğumuz devleti muasır medeniyetler seviyesine yükseltecek atılımların önünde engel teşkil edebilir, nitekim demokrasiye geçtiğimiz ve NATO güdümüne girdiğimiz zamandan beridir de etmiştir diyebiliriz. Görmüyor muyuz hala, 27 Mayıs-12 Mart-12 Eylül-28 Şubat-15 Temmuz, çağdaş uygarlık seviyesine yükselmek için ilerlenen yolda, bizlere zaman, enerji ve gelecek kuşaklarımızı kaybettiren, ders niteliğinde ve ibretlik hadiselerdir-vesikalardır. Onun için eğitim-öğretim alanında, devlet olarak çocuklarımıza sahip çıkmalıyız ve çocuklarımızı kimselerin ellerine külliyen bırakmamalı ve düşürmemeliyiz.’
‘Milli Eğitim, Türk Milleti’nin elinde olmalıdır ve devredilemez diyoruz.’
‘Tekraren dediğim gibi ülke geleceğinin emin ellerde yetişmesi adına TEVHİD-İ TEDRİSAT’ı dağıtmamak ve parçalamamak gerektiğini düşündüğümden dolayı MEB’in Türk Milleti adına eğitim-öğretim sahasında bizzat etkin güç olması ve aktif rol oynaması sorumluluğu ve zorunluluğu bulunuyor. Tevhid-i Tedrisat’ı bozarsak, dağıtırsak, yani bu kanuna ortaklar koşarsak, o zaman gelecek kuşakları çok zor toparlar ve bir araya getiriz. Belki de, atı alan Üsküdar’ı geçtiği için bunları yapamayabiliriz.’
‘UNUTULMAMALIDIR Kİ, TEVHİD-İ TEDRİSAT ORTA YOLDUR, AKSİ İSE AŞIRILIKLARI ÜRETİR. VE İFADE ETMELİYİM Kİ, TEVHİD-İ TEDRİSAT’TAN SAPMA HALİNDE, İDEOLOJİLERİN VE DİNSEL/MEZHEPSEL/CEMAATSEL/TARİKATSAL ÖĞRETİLERİN KENDİLERİNE ALAN BULDUĞU BİR ŞEKLE GİREN VE AŞIRILIKLARIN ÇOCUKLARIMIZI ŞEKİLLENDİRDİĞİ BİR MİLLİ EĞİTİM GÖREBİLİRİZ. DÜN, GÖRDÜK, BUGÜN DE GÖREBİLİRİZ. AKİF’İN DEDİĞİ GİBİ TARİHTEN, TEKERRÜR ETMEMESİ İÇİN DERSLER ALMALIYIZ.
Akıldan çıkarılmamalıdır ki, zaman, Allah’ın dediği üzere insanlar arasında evirilir çevrilir ve iniş çıkışlarla ilerler. Bunların hepsi birer imtihan vesilesidir aslında:
ADALETİ GÖZETMEK İÇİN...
ÖLÇÜLÜ OLMAK İÇİN...
EŞİTLİKÇİ-İSLAM’A YAKIŞIR ŞEKİLDE BARIŞÇI (BOZGUNCU DEĞİL) TUTUM SERGİLEMEK İÇİN...
ZAN VE VEHİM İLE HAREKET ETMEMEK İÇİN...
ZORLAMA VE BASKI YAPMAMAK İÇİN...
NEFSANİ ARZULARIN PEŞİNE TAKILMAMAK İÇİN...
İYİLİKTE YARIŞMAK İÇİN...’
Yukarıda tırnak içine alınmış bölümler, 5 Ağustos 2017 günlü yazımdan birer alıntıdır.
Bu bağlamda Danıştay’ın, MEB’in Ensar Vakfı ile yaptığı protokolün YÜRÜTMESİNİ DURDURMASI isabetli ve yerinde olmuştur diye düşünüyorum.
Saygılar...
Yusuf SEVİNGEN