MEB Yenilikleri Yenilmesin

UNUTMAYINIZ Kİ, MEB SİSTEMİNDEKİ YAP-BOZ/YAP –YIK DEĞİŞMEZLERİ, HER YENİLİĞİN YENİLDİĞİNİN İLANIDIR..

 MEB’in yenilikleri veyahut değişiklikleri taşı gediğine oturtabiliyor mu? Yoksa, MEB taşı gediğine oturtmaktan ziyade meyve veren ağaçları mı taşlıyor?

Her yeniliğin ve değişimin gelişim olmadığını bilmek gerekiyor. Zira; MEB’deki her yenilik ve değişim çoğu zamanlarda, MEB’i gerisin geriye götürmüştür. Evet, değişim ve yenilenme tekdüzeliğin ve bunun yol açtığı bıkkınlığın ve sıkkınlığın önüne geçebilir. Lakin, değişim ve yenilenme bir plan dahilinde meydana gelirse, bu durumda taş gediğine oturur. Yoksa, o değişimin de, yenilenmenin de beyhude bir çabanın ve boşuna kürek çekmenin ötesine geçmeyeceği aşikardır.

Gelin görün ki, MEB değişimleri ve yenilenmeleri bir temel üzerine oturtulmaktan ziyade yap-boz ya da yap-yık tekniği ile çalıştırılmaktadır. Hal böyle olunca MEB’in yenilenmeleri ve değişimleri, istenilen sonuçları doğurmamaktadır. Böylelikle, uygulama sahasına çıkan her değişime ve yenilenmeye, bahsettiğimiz şekilde sonuçları görüldükten sonra ağız birliği etmişçesine kamuoyu tarafından düşmanca bir tutum sergilenmektedir. Adeta ya biçiliyor ya tırpanlanıyor ya da yerle yeksan ediliyor. Çünkü değişim ve yenilenme, yol almak için değil, idareten kullanmak için uygulama sahasına sürüldüğünden dolayı böyle bir son ile baş başa ve yüz yüze kalıyor.

Göz ardı edilen husus ise, değişime ve yenilenmeye dayalı gelişim için kısa-orta ve uzun vadede bir yol planı yapmak zorunluluğudur. Çizilen bu yolda, kararlı olmak ve kesinlikle bir değişimi başka bir değişimin tamamlayıcısı kılmak gerekir. Ama ne yazık ki,MEB’deki değişimler önceki değişimi yıkıcı bir tesire sahip olup uzun soluklu olamamaktır. Özellikle, son yıllara bir bakınız, her bakan değişikliği ardından MEB’de bir sorun için eskinin çözümsel değişiminden kopuk günübirlik çözümler üretiliyor. Bilinmelidir ki, eskiden ders alınmadan ya da birtakım çıkarımlarda bulunmadan, değişimi eski temelinde ele almadan, her yapılan yenilik ve değişim idareten olmaktadır. Bu tarz değişiklikler ile sadece gün kurtarılır. Ve bu tarz değişiklikler, eyyamcılığı ile de nam salar. Ayrıca, bu değişim-yenilik tarzı ve üretimi, MEB’i çıkmaz sokakların içinde arşınlatır. Yolunu şaşırtır, belli bir istikamete de sokmaz. Eee, bu bağlamda ne demiş ünlü bir düşünür:

‘ROTASI BELLİ OLMAYAN GEMİYE HİÇBİR RÜZGAR YARDIM ETMEZ...’

Değişim ve yenilenme, bir temel üzerine oturtulup bilahare üstüne bina kondurmak için kat kat bir plan uygulamaya sokulursa, o zaman daha anlamlı ve isabetlidir. Değişim bütünselliğini koruyabilsin ki, gelişim de hiç sırıtmasın, o da seyrinde devam edip gitsin. Raydan ve yoldan çıkmasın. Bunun için değişim ve yenilenme, özünde şu özellikleri barındırmalıdır;

1-      Kararlılık

2-      Uzun solukluluk

3-      Sabırlılık

4-      Bütüncüllük (Eskiden kopuk ve kesik kesik olmadan)

Şimdi soruyorum, son otuz yılda, MEB’in yaptığı mevzuatsal ve pratiksel değişikliklerin ve yeniliklerin kaçta kaçı, yukarıdaki özellikleri üzerinde taşımaktadır? Buna vereceğiniz cevap, bir elin beş parmağını geçmez ya da, hadi biraz bonkör olalım, iki elin on parmağını geçmez olacaktır. Durum böyle iken, MEB’in yenilik ve değişiklikleri için düğme bir yerde yanlış iliklenince, diğerleri de ne kadar doğru görünürse görünsün, yanlış gitmeye devam edecekti.

Örneğin, bakanımızın değişmesinin ardından yeni bakanımız ağzından infial uyandıran ilk açıklama geldi, o da Doğu’da öğretmen ihtiyacını karşılamak ve var olan sirkülasyon kaynaklı öğretmen açığını kapatmak için sözleşmeli istihdam tipi ile öğretmen istihdam edileceğine ilişkin sözler oldu. Daha önce MEB bünyesinde sözleşmeli istihdam tipi ile öğretmen açığı kapatılamadı. Onun için uzun soluklu olmadı. Böyle bir deneyim var iken, eskiden kopuk şekilde yeniden soruna çözüm diye sunulan bu tip bir değişim, asla işe yaramayacaktır. Aksine sonuçları daha da kötü olabilecektir. Ama öyle bir hava yaratılıyor ki, sanki bu istihdam tipi gelirse, Doğu’da öğretmen açığı minimize edilecek, daha önce denenmiş bir değişim bile DEĞİŞİM VE YENİLİK gibi sunularak kamuoyunda heyecan uyandırıyorsa, bence hafızalarımızı yeniden yoklamakta fayda var. Bu kadar hafızasızlık ile çok GAFİL avlanırız. Dilerim, yeni bakanımız Sayın İsmet YILMAZ, Gafil AVCI olmaz. Her değişimin ve yeniliğin YILMAZ BİR TAKİPÇİSİ olur. Bu yönde inancımız tamdır ona. Ancak, o zaman her değişimin ve yeniliğin bir anlamsallığı ve bütünselliği olur. Yoksa, değişimler, yenilikler, heveslendirerek heveslerimizi kursaklarımızda koyarak oyalar durur bizleri.

Son olarak, eskiden MEB’in içinden çıkılmazlığını ve bir türlü rayına girmeyişini devamlı değişen farklı siyasetten ya da hükümetlerden olan bakanlara bağlardık, son on beş yıllık zaman dilimindeki bu çıkmazı ve düzensizliği bakanlara değil de, değişimin ta kendisine (esasına-şekline vs…) bağlıyoruz. BAKANLAR BİRBİRİNİN TAKİPÇİSİ OLAMADILAR, BARİ DEĞİŞİMLER BİRBİRİNİN TAKİPÇİSİ OLSUNLAR… BÖYLE OLURSA, DEĞİŞİM RAYINA OTURUR… YOKSA, COZUTUR VE BİR MÜDDET SONRA YOLDAN ÇIKAR… VE TOZU DUMANA KATAR... ARTIK, RUHUMUZU OKŞAYACAK DEĞİL, İÇ-DIŞ PAYDAŞLARI HER BAKIMDAN DOYURACAK DEĞİŞİMLERDEN VE YENİLİKLERDEN YANAYIZ…

MEB’İN YENİLİKLERİ;

KAZANDIRSIN İSTİYORUZ ARTIK...

BİLEĞİ BÜKÜLÜP, SIRTI YERE GELİP YENİLMESİN DİYORUZ...

UNUTMAYINIZ Kİ, MEB SİSTEMİNDEKİ YAP-BOZ/YAP –YIK DEĞİŞMEZLERİ, HER YENİLİĞİN YENİLDİĞİNİN İLANIDIR...

Saygılarımla…

 

Yahya ASLAN

İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

MEB Haberleri