İlgili mevzuatınca belirlenen ders yükü nazara alındığında aylık kalemleri arasındaki dengesizliğin giderilmesi ve öğretmenlerin ülkenin sosyo-ekonomik gelişmesinden hakettikleri payı almalarına katkı sağlaması açısından ek ders birim ücretlerinde en az %100 oranında bir artışa gidilmesi gereklidir.
01.12.2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Milli Eğitim BakanlığıYönetici ve ÖğretmenlerininYönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda belirlenen öğretmenlerin aylık karşılığı ders saat sayıları arasında branşlar bazındaki farklılıklar, gerekçesi izah edilemeyen aynı kurumda aynı işi yapan öğretmenler arasında olumsuz mali sonuçları da olan adaletsizliğe ve eşitsizliğe neden olmaktadır.
Çağdaş sistemlerde öğretim yükü öğretmenin ders içi ve ders dışı tüm etkinliklerini kapsamakta ve böyle algılanmaktadır. Bulgular, öğretmenlerin ders dışı öğretim yüklerinin gerçekten ağır olduğunu göstermektedir. Bu bakımdan, maaş ve ücret karşılığı ders saatlerinde, ders dışı öğretim yükleri de dikkate alınarak 439 sayılı Kanun ve 01.12.2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararında aylık karşılığı ders yükü konusunda yeni bir düzenleme yapılmalı; bu kapsamda öncelikle aylık karşılığı ders yükü ders dışı öğretim yükleri dikkate alınarak asgari ders saati ekseninde tüm öğretmenler açısından (haftalık 15 saatten fazla olmamak üzere) eşitlenmelidir.
657 sayılı Kanunun 176 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü çerçevesinde Millî Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında açılan kurslarda görev alanlara birim ek ders saat ücreti %100 artırımlı olarak ödenmektedir. Ancak söz konusu kurslarla aynı amaç, kapsam ve içeriğe sahip, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında cumartesi ve pazar günleri ile yarıyıl ve yaz tatillerinde ve diğer günlerde saat 18.00’dan sonra yapılan yüz yüze eğitim veya yüz yüze eğitim kapsamında düzenlenen kurslarda görev alan öğretmenler ile açıköğretim öğrencilerinin örgün eğitim kurumlarında cumartesi ve pazar günlerinde gördükleri yüz yüze eğitim kapsamında ders okutmak üzere görevlendirilen öğretmenlerin ek ders ücretleri artırımlı ödenmemektedir. Bu durum adaletsizlik, eşitsizlik ve personel görevlendirmede sorunlara yol açmaktadır.
657 sayılı Kanunun 176 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmünün kapsamı genişletilmeli ve örgün ve yaygın eğitim kurumlarında cumartesi ve pazar günleri ile yarıyıl ve yaz tatillerinde ve diğer günlerde saat 18.00’dan sonra yapılan yüz yüze eğitim veya yüz yüze eğitim kapsamında düzenlenen kurslarda görev alan öğretmenler ile açıköğretim öğrencilerinin örgün eğitim kurumlarında cumartesi ve pazar günlerinde gördükleri yüz yüze eğitim kapsamında ders okutmak üzere görevlendirilen öğretmenlerin ek ders birim saat ücretleri de %100 artırımlı ödenmelidir.
2006 öncesi yüksek lisans ve doktora sahibi bulunan öğretmenlere ek ders birim saat ücretleri sırasıyla %25 ve %40 fazlasıyla ödenmekte iken 657 sayılı Kanunun ilgili 176 ncı maddesinin 21.3.2006 tarihli ve 5473 sayılı Kanunla değiştirilmesi sonrasında bu hak, öğretmenlerin ellerinden alınmıştır. Bu uygulamaya son verilmesi; inceleme, araştırma, mesleki ve kişisel becerilerini artırmak için kendi çabalarıyla meşakkatli bir süreç sonrasında yüksek lisans/doktora öğrenimlerini tamamlayan ve bu eğitimlerinden edindikleri bilgi, beceri ve deneyimlerini öğrencileri ile paylaşan öğretmenlerin sarf ettikleri bu çabalarının karşılıksız kalması anlamına gelmektedir.
Mevcut iş yüklerinin arasında zaman ve emek harcayarak yüksek lisans/doktora öğrenimlerini tamamlayan öğretmenlerin, Bakanlığın öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin artırılması politikası çerçevesinde inceleme, araştırma, mesleki ve kişisel becerilerini artırmak üzere bir üst öğrenime teşvik edilmelerini sağlayacak söz konusu uygulamanın yeniden tesisi gerekmektedir. Her ne kadar toplu sözleşme görüşmeleri neticesinde imza altına alınan kamu görevlileri toplu sözleşmelerinde söz konusu hak kısmen yeniden elde edilmiş olsa da yüksek lisans yapmış olanlar için %5 doktora yapmış olanlar için %15 olarak kabul edilmiş oranlar, amaçla bağdaşmayacak kadar yetersizdir. Bu nedenle fiilen derse girilip girilmediğine bakılmaksızın ek ders birim saat ücretlerinin yüksek lisans yapmış olan öğretmenler için %25 ve doktora yapmış olanlar için %40 artırımlı ödenmesi gerekmektedir.
Eğitim kurumlarında görevli öğretmenlerce eğitim kurumlarına ilişkin yönetmelikler başta olmak üzere ilgili mevzuatı gereğince yerine getirilen nöbet görevi için 3. Dönem Toplu Sözleşmede nöbet görevi için ek ders ücreti ödenmesi hüküm altına alınmış ise de söz konusu ücret haftada 3 saat ile sınırlandırılmıştır. Haftada fiilen 3 saatin üzerinde nöbet görevinin yerine getirildiği hallerde bu durum emeğin karşılığının ödenmemesi anlamına gelmektedir.
3. Dönem Toplu Sözleşmenin ikinci bölümünün Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşmenin 22 nci maddesinde nöbet görevi için öngörülen ek ders ücreti ödemesinin haftalık ya da aylık herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmayarak, fiilen nöbet görevinin yerine getirildiği her gün için günlük 4 saatten az olmamak üzere nöbet görev ücreti ödenmesi; belletici öğretmenler açısından ise bu rakamın günlük en az 8 saat olarak uygulanması sağlanmalıdır.
3. Dönem Toplu Sözleşmenin ikinci bölümünün Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşmenin 22 nci maddesinde nöbet görevi için öngörülen ek ders ücreti ödemesinin sadece örgün eğitim kurumları için öngörülmüş olması, ilgili mevzuatında nöbet görevi bulunan yaygın eğitim kurumları çalışanları açısından eşitsizliğe sebep olmaktadır.
Görev tanımlarında nöbet görevi bulunan ve/veya ilgili mevzuatı gereği nöbet görevi bulunan eğitim kurumlarında görevli eğitim çalışanlarına da nöbet görevi karşılığı ek ders ücreti ödenmelidir.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunla belirlenen genel tatil günlerinde yerine getirilemeyen ders görevleri içinde aylık karşılığı ders görevi de yerine getirilmemiş sayılmaktadır. Oysaki aylık ve ücretlerinin hesabında, öğretmenler gibi aylık karşılığı ders
yükü öngörülmeyen kamu görevlileri yönünden geneltatil günlerinde ifa edil(e)meyen göreve rağmen 30 takvim günü üzerinden aylık ve ücret hesabı yapılmaktadır. Bu durum genel tatil günlerinde yerine getiril(e)meyen görevler nedeniyle öğretmenler yönünden adaletsizliğe ve diğer kamu görevlileri karşısında eşitsizliğe neden olmaktadır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunla belirlenen genel tatil günlerinde yerine getirilemeyen ders görevleri yönünden aylık karşılığı ders yükü yapılmış sayılmalıdır.
Öğretmenlerin haftalık ders yüklerinin hesaplanmasına hafta bütünlüğünün esas alınması ve haftalık ders yükünün hesabında aylık karşılığı ders yükü ile ek ders yükünün gün bazında ayrıştırılmamış olması, genel tatil günleri ve okul veya sınıf bütünlüğünde izinli olunan günler ile sağlık vb. sebeplerle izinli olunan günler bakımından fiilen yerine getirilen ek derslerin ücretlerinin alınamamasına, bu suretle hak kayıplarına sebep olmaktadır.
Öğretmenlerin haftalık ders yüklerinin hesaplanmasına hafta bütünlüğü yerine günlük hesaplama esasına dönülmesi ile haftalık ders yükünün hesabında aylık karşılığı ders yükü ile ek ders yükünün gün bazında ayrıştırılması gerekmektedir. Nitekim 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda, haftanın çalışma günlerine altışar saat olarak dağıtılan ders görevlerinin bir güne isabet eden kısmının üç saati aylık karşılığı, diğer üç saati ek ders ücreti karşılığı olarak belirlenmekteydi.
01.12.2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Milli Eğitim BakanlığıYönetici ve ÖğretmenlerininYönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda herhangi bir branştaki öğretmenlerin haftalık azami ek ders saat sayılarının ve ödenebilecek azami ek ders ücreti saat sayısının sınırlandırılmış olması, fiilen yerine getirilen görevlerde karşılığı olan ücretin ödenmemesine neden olmaktadır.
01.12.2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararında düzenleme yapılarak herhangi bir branştaki öğretmenlerin haftalık azami ek ders saat sayısı ve ödenebilecek azami ek ders ücreti saat sayısı yönünden getirilen sınırlamaların kaldırılması noktasında düzenleme yapılmalıdır.
01.12.2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının 13 üncü maddesi kapsamında belleticilik görevi için görevlendirilenlerden nöbet tutanlar için öngörülmüş bulunan ek ders ücreti, söz konusu görevin yerine getirilmesi için gerekli zaman ve emeğin karşısında yetersiz ve gayri adildir.
01.12.2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının 13 üncü maddesi kapsamında belleticilik görevi için görevlendirilenlerden nöbet tutanlar için öngörülen ek ders ücretinin en az 12 saat olacak şekilde yeniden düzenlenmesinin yanında bu şekilde görevlendirilecek belletici sayısının sınırlanmasında öğrenci sayısı ve okul büyüklüğünün esas alınması ve aylık azami ek ders saati sınırlamasının kaldırılması gerekmektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği çerçevesinde aday öğretmenlere adaylıkları sürecinde danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen danışman öğretmenlere, bu görevleri süresince herhangi bir ödeme yapılmamış olması, asli görevleri haricinde ifa ettikleri görevler nedeniyle emeklerinin karşılıksız kalmasına neden olmakla birlikte aday öğretmenlerin mesleki gelişimleri açısından gerekli ve zorunlu olan bir süreçte yeterli ve gerekli danışman öğretmen görevlendirilmesi sürecini zora sokmaktadır.
Aday öğretmenlere adaylıkları sürecinde danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen danışman öğretmenlere, bu görevleri süresince fiilen yerine getirilmiş herhangi bir süreç unsuruyla bağlantı kurulmaksızın günlük ya da haftalık ek ders ücreti ödenmesi gereklidir.
İlgili mevzuatı gereğince okul zümre başkanları kurulu üyeliği ve okul zümre başkanlığı görevlerini yerine getirenler, planlama ve programlama alanında önemli bir görevi ifa etmelerine ve bu görevlerini asli görevlerine ilaveten yürütmelerine rağmen bu görevleri nedeniyle kendilerine herhangi bir ilave ücret ödenmemektedir. Asli görevin unsuru olmayan bu gibi görevler nedeniyle herhangi bir ücret ödenmemesi emeğin karşılıksız kalması yanında bu görevlerin üstlenilmesinde yeterli personel bulunulamamasına neden olabilecektir.
İlgili mevzuatı gereğince okul zümre başkanları kurulu üyeliği ve okul zümre başkanlığı görevlerini yerine getirenlere, planlama görevi kapsamında fiilen yapılan sürece çalışma günü başına 3 saatten az olmamak üzere ek ders ücreti ödenmelidir.
Millî Eğitim Bakanlığı ÖğretmenlerininAtama ve Yer DeğiştirmeYönetmeliği hükümlerine göre belirlenen zorunlu çalışma yükümlülüğü öngörülen hizmet bölgeleri ve hizmet alanlarında öğretmen ihtiyacının karşılanmaması ve bu bölge/alanlardaki öğretmenlerin ortalama görev süresinin ülke ortalamasının altında kalması, eğitimin dışsallığı göz önüne alındığında telafisi mümkün olmayan toplumsal zararlara yol açmaktadır. Diğertaraftan tamamı sosyo-ekonomik açıdan az gelişmiş yörelerde bulunan bu bölgelerde görev yapan öğretmenleri, diğer bölgelerde görev yapanlarla aynı mali haklara sahip kılmak eşitsizlik ve adaletsizlik doğurmaktadır. Bu nedenle bir yandan bu bölgelerde kalıcı/uzun süreli öğretmen istihdamını teşvik edecek diğer yandan sosyo-ekonomik bakımdan az gelişmiş bir yörede görev yapmanın doğurduğu sonuçları telafi edecek mahiyette maddi tedbirlere ihtiyaç vardır.
Halen Sağlık Hizmetleri Sınıfı ve Teknik Hizmetler Sınıfı çalışanları için uygulandığı gibi Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli (IV) sayılı Cetvelde yer alan kalkınmada öncelikli yörelere sürekli görevle atananlara bu yörelerde fiilen çalıştıkları sürece ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının, 1 inci
bölgede görev yapanlara %10’u; 2 nci bölgede görev yapanlara %30’u; 3 üncü bölgede görev yapanlara %40’ı; 4 üncü bölgede görev yapanlara %50’si; 5 inci bölgede görev yapanlara %60’ı; 6 ncı bölgede görev yapanlara %75’i; 7 nci bölgede görev yapanlara %90’ı oranında ek tazminat ödenmeli; Yukarıda yer alanlara ilaveten Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan en yakın il ve ilçe merkezine uzaklığı en az 10 km. olan köy ve diğer yerleşim birimlerine sürekli görevle atananlardan 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli (IV) sayılı Cetvelde gösterilen il ve ilçelere bağlı köy ve diğer yerleşim birimlerinde fiilen görev yapanlara ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının %25’i, diğer il ve ilçelere bağlı köy ve diğer yerleşim birimlerinde fiilen görev yapanlara ise ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının %15’i oranında ek tazminat ödenmelidir.
İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve SosyalYardım Sandığı (İLKSAN), misyonunu tamamlamış, çağın gerisinde kalan bir kurum olduğu gibi sürekli zarar eden ve bu haliyle mevcut aidat yükümlülüğünün de ötesinde üyesi olan eğitim çalışanlarının sırtında bir yük haline gelmiş bulunan bir kuruluştur. Diğer taraftan Sandığın kanunla dayatılan zorunlu üyelik uygulaması, sözleşme özgürlüğü başta olmak üzere evrensel ve anayasal temel hak ve hürriyetler ile bağdaşmayan anti demokratik ve gayri hukuki bir uygulamadır. 3. Dönem Toplu Sözleşme hükmü çerçevesinde İLKSAN üyeliği isteğe bağlı hale getirilmiş olsa da Danıştay tarafından söz konusu hükmün yürütmesinin durdurulması sonrası sorun halen devam etmektedir.
İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN), ivedi bir şekilde tasfiye edilerek eğitim çalışanlarına dayatılan zorunlu üyelik ve zorunlu aidat ödemesi yükümlülüğü kaldırılmalı; eğitim çalışanlarının ödedikleri aidatlarını herhangi bir hak kaybına uğramaksızın geri almaları sağlanmalıdır. Diğer taraftan tasfiye sonuçlanıncaya kadar geçecek zaman zarfında toplu sözleşme hükmü doğrultusunda zorunlu üyeliği kaldıracak bir düzenleme yapılmalıdır.
İlgili mevzuatı gereğince nöbet görevini yerine getiren öğretmenlere, bu görevleri süresince öğretmenler kurulu kararına bağlı olarak veya eğitim kurumu yöneticisi tarafından nöbetçi öğretmenler için belirlenen görev tanımlarına bağlı olarak sınıflarda boş dersleri doldurma görevi verilmektedir. Ancak fiilen yerine getirilen ders görevine rağmen bu görev için nöbetçi öğretmenlere herhangi bir (ek ders) ücret(i) ödenmemektedir.
Nöbet görevini yerine getirmekteyken öğretmenler kurulu kararına bağlı olarak veya eğitim kurumu yöneticisi tarafından nöbetçi öğretmenler için belirlenen görev tanımlarına bağlı olarak sınıflarda boş dersleri doldurma görevi verilen ve fiilen bu görevleri yerine getiren öğretmenlere girdiği ders için öngörülen ek ders ücreti ödenmeli ya da aylık karşılığı ders yükünden girdiği ders saati düşülmelidir.
Okul öncesi ve sınıf öğretmenleri ile bölüm, atölye ve laboratuvar şefliği görevi verilen öğretmenlere örgün eğitim kurumlarında ilgili mevzuatında belirtilen sosyal etkinlik faaliyetlerinde danışman öğretmen görevi ile sınıf veya şube sorumluluğu görevi karşılığı ücret verilmemesi, öğretmenler arasında eşitsizliğe neden olmaktadır.
Okul öncesi ve sınıf öğretmenleri ile bölüm, atölye ve laboratuvar şefliği görevi verilen öğretmenlere ilgili mevzuatında belirtilen sosyal etkinlik faaliyetlerinde danışman öğretmen görevi ile sınıf veya şube sorumluluğu görevi karşılığı ek ders ücreti ödenmesi sağlanmalıdır.
Tam gün eğitim yapılan kurumlarda 10 saat nöbet tutulurken, ikili eğitim yapılan kurumlarda en fazla 6 saat nöbet tutulmakta; ancak buna rağmen aynı tutarda nöbet ücreti ödenmektedir. Gün içinde toplamda daha fazla süreyle nöbet görevini yerine getiren öğretmenler yönünden bu eşitsizliğin giderilmesi gerekmektedir.
Tam gün eğitim yapılan kurumlarda görev yapan öğretmenlere, 3. Dönem Toplu Sözleşmenin ikinci bölümünün Eğitim, Öğretim ve Bilim hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşmenin 22 nci maddesinde nöbet görevi için öngörülen ek ders ücreti iki katı tutarında ödenmelidir.
Hafta içi düzenlenen merkezi sınavlarda görev alanlara ödenen ücret ile hafta sonlarında düzenlenen merkezi sınavlarda görev alanlara ödenen ücret arasındaki farklılık bulunup sınavların niteliği göz önüne alındığında söz konusu ücret farkının hiçbir şekilde izahı mümkün
değildir.
2006/11350 sayılı Kararın 12 nci maddesinin beşinci fıkrasında sayılan sınavlardan hafta içinde yapılan merkezi sınavlarda fiilen görev yapanlara da, 18/1/2012 tarihli ve 2012/2723 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sınav Ücretlerine İlişkin Usul ve Esaslara göre sınav ücreti ödenmelidir.
01.12.2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının 16 ncı maddesi uyarınca Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı ile diğer kurumlarda görevlendirilen yöneticiler, 10 uncu ve 16 ncı maddede öngörülen ek ders ücretlerinden daha yüksek olandan yararlandırılmakta iken aynı şekilde görevlendirilen öğretmenler yönünden sadece 16 ncı madde kapsamında 18 saat ek ders ücreti ödenmektedir.
2006/11350 sayılı Kararın 16 ncı maddesi uyarınca Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı ile diğer kurumlarda görevlendirilen öğretmenler, görevlendirilmezden evvel almakta olduğu ek ders ücreti ile görevlendirildiği kadro/görev için öngörülen ek ders ücretlerinden daha yüksek olandan yararlandırılmalıdır.
Sosyal Haklara İlişkin Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Parasız yatılılık ve bursluluk sınavına katılacak öğrencilerde aranacak şartlara dair Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Sosyal Yardımlar ve Okul Pansiyonları Yönetmeliği 4 üncü maddesinde maddi imkânlardan yoksun bulunmanın tespitinde kullanılan tavan rakamın düşüklüğü nedeniyle hukuken tanınmış bu hak fiilen kullanılamamaktadır.
Parasız yatılılık ve bursluluk sınavına katılacak öğrencilerde aranacak şartlara dair Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Sosyal Yardımlar ve Okul Pansiyonları Yönetmeliği 4 üncü maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarında yer alan “Ailenin bir önceki mali yıla ait yıllık gelir toplamından fert başına düşen net miktarın, içinde bulunulan mali yılın merkezi yönetim bütçe kanununda belirtilen Milli Eğitim Bakanlığı okul pansiyon ücretinden en azının dört katını geçmemek kaydıyla maddi imkânlardan yoksun bulunmak” hükmünde yer alan “dört katı” ibaresi “yedi katı” olarak değiştirilmelidir.
Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin mazerete bağlı yer değişikliği hükümler kapsamında eğitim mazeretine yer verilmemiş olması öğretmenlerin lisansüstü eğitim görmelerini engellemektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği kapsamında lisansüstü eğitim görmek, mazerete bağlı yer değişikliği isteminde bulunabilme hali olarak yeniden düzenlenmeye dâhil edilmelidir.
Aslî fonksiyonları eğitim çalışanlarının konaklama ihtiyacını karşılamak olan öğretmenevlerinde belirlenen konaklama ücretleri, benzeri kamu kurumu sosyal tesisleri ve/veya bir kısım özel işletmelerle kıyaslandığında yüksektir. Bu durum, öğretmenevlerinin kuruluş amaçlarını ve fonksiyonlarını yerine getirmemelerinin yanında öğretmenlerin bu tesislerden faydalanamamalarını beraberinde getirmektedir.
Öğretmenevlerinde öğretmenler yönünden konaklama ücretleri, ek ders birim saat ücretinin 3 katı ile sınırlandırılmalıdır. Müze ve ören yerlere girişlerde 18 yaş ve altındaki yaş grubundaki öğrenci gruplarına refakat eden öğretmenler ücretsiz faydalanmakta olup, diğer öğretmenler yönünden sadece indirim imkânı mevcuttur.
Milli Eğitim Bakanlığı ile özel ilk ve orta öğretim okulları geçerli kimlik kartını haiz öğretmenler ile birinci derece yakınları, müze ve örenyerlerinden ücretsiz faydalanmalıdırlar.
Askerlik yükümlülüğünü Millî Eğitim Bakanlığı emrinde öğretmen olarak yerine getireceklerin, temel askerlik eğitim süresini müteakip kadrolarının bulundukları yer yerine bir başka yerde asker öğretmen olarak görev yapmaları öğretmenlerin uyum sorunlarının yanında kalıcı öğretmen istihdamına da olumsuz etki etmektedir.
1111 sayılı Askerlik Kanununun ek 4 üncü maddesi kapsamında askerlik yükümlülüğünü Millî Eğitim Bakanlığı emrinde öğretmen olarak yerine getireceklerin, temel askerlik eğitim süresini müteakip kadrolarının bulundukları/atandıkları yerde asker öğretmen olarak görev yapabilmeleri sağlanmalıdır.
Çalışma Koşullarına İlişkin Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Mezun oldukları branş itibarıyla atanamayan ancak bir başka branşta öğretmen olarak atanan öğretmenlerimiz, eğitimini gördükleri alan itibariyle görev yapamamaları nedeniyle kendilerini mutsuz ve başarısız görmektedirler. Alan değişikliği taleplerinin karşılanmamış olması bu durumda bulunan öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerine ve hizmet kalitesinin istenilen seviyeye çıkarılmasına engel olmaktadır.
Mezun oldukları branş itibarıyla atanamayan ancak bir başka branşta öğretmen olarak atananlara istemlerine bağlı olarak yaz ayları içinde tamamlanmak üzere alan değişikliği hakkı tanınmalıdır.
Öğretmenlik mesleği sadece fiziken değil psikolojik olarak da yıpratıcı bir meslek olmasına rağmen öğretmenler yönünden fiili hizmet zammı (yıpranma payı) öngörülmemiş olması, kamu görevlileri içinde öğretmenler aleyhine eşitsizlik ve adaletsizlik oluşturmaktadır.
Branş ayrımı yapılmaksızın öğretmen kadrolarında görev yapan tüm eğitim çalışanlarına fiilen görev yaptıkları her yıl için fiili hizmet zammı (yıpranma payı) verilmelidir.
Norm kadro güncellemelerinin mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği ve atama işlemlerinden sonra gerçekleştirilmesi, norm kadro esaslarının eğitim kurumu ve bölgesi bazında uygulanmasından kaynaklı norm ihtiyacının yer değişikliği sürecinde dikkate alınamamasına ve sonrasında hizmet puanı üstünlüğü esasına dayalı yer değişikliği sisteminin kendi içinde adaletsizlikler üretmesine neden olmaktadır.
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği kapsamında mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği işlemleri gerçekleştirilmezden evvel Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelik çerçevesinde eğitim kurumları bazında norm kadro güncelleme işlemleri tamamlanmalıdır.
Anayasa Mahkemesi’nin öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselme uygulamasına yönelik olarak verdiği karar sonrasında hiçbir yeni adım atılmaması, mahkeme kararı gözetilerek ilgili mevzuatında gerekli düzenlemelerin yapılmamış olması, kariyer basamakları sürecini işlevsiz hale getirmiştir. Mevcut durumda kesinleşen mahkeme kararları veya Bakanlık tasarrufu neticesinde uzman öğretmen ve başöğretmen unvanını elde etmiş olanlar ile gerekli şartları taşımalarına rağmen içtihat değişikliği nedeniyle mahkeme kararına dayalı bir hak elde edemeyenler arasında adalete ve hukuka uygun olmayan bir eşitsizlik oluşturulmuştur.
Kariyer basamaklarında yükselmeye yönelik olarak Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği hükümler göz önünde bulundurularak, süreci yeniden işler hale getirmeye yönelik ilgili mevzuatında gerekli değişikliklerin yapılması sağlanmalı ve/veya Anayasa Mahkemesi kararında sınava ilişkin bir iptal hükmü olmadığı göz önüne alınarak yeniden sınav açılmalıdır.
Zorunlu çalışma yükümlülüğünü tamamladığı halde zorunlu hizmet alanlarına kendi istekleriyle atanmış olanlar ile zorunlu hizmet alanlarında çalışıyorken zorunlu hizmet yükümlülüğü kaldırılanlardan halen buralarda görev yapanların hizmet puanları artırımı olarak hesaplanmamakta; bu nedenle kendi istekleriyle zorunlu hizmet alanlarında çalışanlar bakımından adaletsizlik ve hak kaybına sebep olunmaktadır.
Zorunlu çalışma yükümlülüğünü tamamladığı halde zorunlu hizmet alanlarına kendi istekleriyle atanmış olanlar ile zorunlu hizmet alanlarında çalışıyorken zorunlu hizmet yükümlülüğü kaldırılanlardan halen buralarda görev yapanların hizmet puanları, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Hizmet puanları” başlıklı 40 ıncı maddesinin altıncı fıkrası
hükmü çerçevesinde artırımlı olarak hesaplanmalıdır.
06.05.2010 tarihinden önce diğer Bakanlıklarda ancak öğretmenlikteki zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmakta iken söz konusu tarihten sonra Millî Eğitim Bakanlığına öğretmen olarak atananlar, öğretmen olarak atamazdan evvel zorunlu hizmet bölgesi kapsamındaki yerlerde görev yapmış olmalarına rağmen, öğretmen olarak atandıktan sonra yine aynı bölgelerde bu defa zorunlu hizmet yükümlüsü öğretmen olarak çalışmak zorundadırlar.
06.05.2010 tarihinden önce diğer Bakanlıklarda eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı dışındaki diğer sınıflarda görev yapmakta iken söz konusu tarihten sonra Millî Eğitim Bakanlığına öğretmen olarak atananlardan, söz konusu kurumlarda zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlamış ya da Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği kapsamında 4, 5 ve 6 ncı hizmet bölgelerinde çalışmış olanlara da zorunlu hizmet yükümlülüğü muafiyeti getirilmelidir.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmenlere yönelik yürütülen hizmet içi eğitim faaliyetlerinin, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine kısa vadede katkı sunma noktasında yetersiz kaldığı, özellikle mesleki bilgi ve tecrübe paylaşımını sağlamaktan uzak olduğu görülmektedir.
Eylül ve haziran dönemindeki seminer çalışmaları başta olmak üzere öğretmenlere yönelik hizmetiçi eğitim faaliyetlerinin mesleki bilgi ve tecrübe paylaşımını öne çıkaran, şeffaf ve hesap verilebilir; sözleşmeli öğretmenlerin de katılımına imkân sağlayacak; katılımcılığı esas alan tarza planlanması; hizmetiçi eğitim faaliyetlerinin planlanmasında öğretmenlerin de dâhil edildiği katılımcı programlamanın yapılması sağlanmalıdır.
Mazerete ve isteğe bağlı iller arası ve il içi yer değişikliği işlemlerinin eşzamanlı yapılmaması, yer değişikliği taleplerinin amacı karşılar noktada gerçekleştirilmesine engel olmaktadır.
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği kapsamında mazerete ve isteğe bağlı iller arası ve il içi yer değişikliği işlemlerinin eşzamanlı yapılması, söz konusu taleplerin istem amacına uygun olarak gerçekleştirilmesinin yanında sürecin hızlandırılmasını da sağlayacaktır.
Öğretmenlerin mesleğe kabul için gerekli şartları taşıdıklarını gerek lisans mezuniyetleriyle gerek KPSS alan bilgisi sınavıyla ispatladıkları halde yazılı ve sözlü sınava tabi tutulma şeklinde tekrar tekrar eleme süreçlerinden geçirilmeleri, kamu görevi açısından hem eşitsiz hem de adil olmayan bir uygulamadır.
Aday öğretmenlerin asli öğretmenliğe geçişlerinde uygulanan yazılı ve sözlü sınav kaldırılmalı; bunun yerine adaylık süreçlerinde danışman öğretmen nezaretinde gerçekleştirecekleri mesleki gelişim çalışmaları geliştirilmelidir.
Okulda fiziksel güvenliği sağlamak üzere okullarda koruma ve güvenlik görevlisi kadrosu tahsis edilmemiş olması, okul güvenliğinin maliyeti okul-aile birliği tarafından karşılanmak üzere özel güvenlik hizmeti alımına havale edilmesi okul içi ve çevresi güvenliğini gerek öğrenciler gerekse eğitim çalışanları yönünden olumsuz etkilemektedir.
Mekân açısından okul güvenliği olarak ele alınan konu; okul çevresi güvenliği, okul içi güvenliği, daha özelde ise sınıf içi güvenliği olarak değerlendirilmelidir. Tüm eğitim kurumlarında güvenlik görevlisi istihdam edilmeli ve/veya maliyeti Bakanlık tarafından karşılanmak üzere özel güvenlik hizmeti alımı yapılmalıdır.
Öğretmenlerin Branşlarından Kaynaklı Sorunları ve Çözüm Önerileri
Okul öncesi ve özel eğitim sınıflarında teneffüs olmaksızın aralıksız 6 saat derse girilmesi, öğretmenin fizyolojik ve psikolojik kapasitesini zorlayan yıpratıcı bir uygulamadır.
Okul öncesi ve özel eğitim sınıflarında teneffüs olmaksızın aralıksız ders uygulamasına son verilmeli; teneffüs esnasında öğrencileri gözetecek yardımcı personel istihdamı gibi öğretmenlerin ders aralarında dinlenmelerine imkân sağlayacak türden tedbirler geliştirilmelidir.
Okul öncesi sınıflarında ders saatleri 50 dakika olup bu süre öğrenciler açısından öğrencilerin dikkatini sürekli etkinliğe vermelerini; öğretmenler açısından ise bu yaş grubundaki öğrencilerin bulunduğu bir sınıftaki sınıf yönetimini imkânsız kılacak kadar uzundur.
Okul öncesi sınıflarında ders saati süresinin, bu yaş grubundaki çocukların dikkat ve odaklanma becerileri ve sınıf yönetimi gözetilerek en çok 40 dakika olacak şekilde yeniden belirlenmesi gereklidir.
Anaokullarında rehber öğretmen normunun kaldırılması neticesinde okul öncesi gelişimin okul öncesi öğretmeni dışında dışarıdan bir gözlemci olarak rehber öğretmen tarafından gözlenememesine neden olmaktadır.
Okul öncesi öğrencilerinin fiziki gelişimleri kadar psikolojik gelişimlerinin de izlenmesi amacıyla Norm Kadro Yönetmeliğinde düzenleme yapılarak anaokullarına rehber öğretmen normu verilmelidir.
Temel eğitim kurumlarına bütçe verilmemesi nedeniyle okul öncesi eğitim için velilerden talep edilen katkı payının okul öncesi öğretmenler eliyle toplatılması öğretmenleri asli görevlerinden uzaklaştırdığı gibi veli ile karşı karşıya getirmekte; mesleğin saygınlığını zedelemektedir.
Okul öncesi eğitimin parasız sunulması, bu amaçla okul öncesi kurumları da içerecek şekilde temel eğitim kurumların bütçe verilmesi ya da öğrenime katkı için velilerden talep edilen katkı payının öğretmenlerce tahsiline son verilmesi sağlanmalıdır.
İlköğretim okulu bulunan köylerde, güvenlik gerekçesi veya konaklamalarının mümkün olmaması gibi hallerde bu kurumlarda görevli öğretmenler, belediye tarafından sağlanan yaygın bir ulaşım hizmeti sunulmayan durumlarda kendilerinden beklenemeyecek ölçüde ulaşım masraflarına katlanmak zorunda kalmaktadırlar.
Güvenlik gerekçesi veya konaklamalarının mümkün olmaması gibi nedenlerle görevli oldukları eğitim kurumunun bulunduğu köylerde ikamet edemeyen öğretmenlere ulaşım yardımı gibi zararlarının asgariye indirilmesini sağlayacak düzenleme yapılmalıdır.
Rehberlik ve psikolojik danışma servislerinde psikolojik danışman sıfatıyla görevli rehber öğretmenlerin Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 54 üncü maddesinde çalışma sürelerinin iş saati olarak belirlenmesi ve iş saati kavramının tanımlanmamış olması kurum bazında farklı uygulamalara ve mağduriyetlere yol açmaktadır.
Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 54 üncü maddesinde yer alan iş saati kavramının ders saati olarak düzenlenmesi sağlanmalıdır.
Mesleki ve teknik eğitim kurumlarında günün ihtiyaçlarına uygun teknolojik araçların bulunmaması mesleki ve teknik eğitim ve öğretimi olumsuz etkilediği kadar öğretmenlerin de çabalarını sekteye uğratmaktadır.
Mesleki ve teknik eğitim veren kurumlarda günün ihtiyaçlarına ve mesleki ve teknik eğitimin gelecek projeksiyonlarına uygun fiziki altyapının ve donanımın temin edilmesi sağlanmalıdır.
Halk Eğitim Merkezlerinde görevli öğretmenlerin, öğretim yılı başında ve sonunda yapmış oldukları eğitim ihtiyaçlarını belirleme çalışmaları, öğretim yılının başı ve sonundaki mesleki çalışmalar kapsamında değerlendirilmediğinden bu çalışmalar nedeniyle ek ders ücreti ödenmemektedir.
Halk Eğitim Merkezlerinde görevli öğretmenlerin, öğretim yılı başında ve sonunda yapmış oldukları eğitim ihtiyaçlarını belirleme çalışmaları, mesleki çalışma kapsamında değerlendirilmeli ve karşılığında ek ders ücreti ödenmelidir.
Kurumlarında kendi asli görevlerinin bir parçası olarak sınav gözetim görevini fiilen yürütmekte oldukları gibi kurumlarında veya başka eğitim kurumlarında Millî Eğitim Bakanlığınca gerçekleştirilen merkezi sınavlarda sınav gözetim ve denetim görevlerinde yer almakta olan
Halk Eğitim Merkezleri, Okul Öncesi Eğitim kurumları ve Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde görevli öğretmenler ÖSYM tarafından düzenlenen merkezi sınavlarda görev alamamaktadır.
Bakanlığa bağlı tüm öğretmenlerin gerek Bakanlık gerekse ÖSYM tarafından gerçekleştirilen tüm merkezi sistem sınavlarında görev alabilmeleri sağlanmalıdır.
Rehberlik ve araştırma merkezlerinde çalışan özel eğitim öğretmenleri ile aynı merkezde çalışan rehber öğretmenler arasında ek ders saati farklılığı bulunmakta olup verilen hizmetin niteliğinin özel eğitim hizmeti olduğu göz önüne alındığında bu durum hukuka ve eşitliğe aykırıdır.
Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde verilen hizmetin, özel eğitim hizmeti niteliği taşıdığına ilişkin mevzuat kaynakları esas alınarak bu kurumlarda görev yapan öğretmenlerin ek ders ücretlerinin özel eğitim kurumunda görevli personel kapsamında ödenmesi gerekmektedir.
4/B Statüsünden Kaynaklanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Sözleşmeli personelin memur kadrosuna geçirilmesine ilişkin 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin dönemin hükümetince ortaya konulan gerekçesinde de görüleceği üzere kamu kurumlarında görev, yetki ve sorumlulukları aynı veya benzer olan ve aynı unvanı taşımakla birlikte farklı statülerde istihdam edilen personelin statü farklılığı, mali ve sosyal hakları ile diğer hakları arasında farklılığın ortaya çıkarmakta olup bu durumun hukuka ve kanuna aykırı olduğu, başlı başına bir mağduriyet kaynağı teşkil ettiği açıktır.
657 sayılı Kanunun 4/B maddesi ile 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesinin altıncı fıkrasıyla 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 4 ncü madde kapsamında sözleşmeli öğretmen istihdam edilmesine son verilerek öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen ataması suretiyle karşılanması ve mevcut 4/B statüsünde çalışan sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi gerekmektedir.
668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesinin altıncı fıkrasıyla 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 4 ncü madde kapsamında istihdam edilen sözleşmeli öğretmenlere mazerete bağlı yer değişikliği hakkı tanınmamakta olup bu durum evrensel hukuka ve anayasaya aykırı olduğu kadar insani de değildir.
668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesinin altıncı fıkrasıyla 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 4 ncü madde kapsamında istihdam edilen sözleşmeli öğretmenlere, kadrolu öğretmenler için uygulanan usul ve esaslar dâhilinde mazeret durumuna bağlı olarak yer değişikliği hakkı tanınmalıdır.
668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesinin altıncı fıkrasıyla 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 4 ncü madde kapsamında istihdam edilen sözleşmeli öğretmenler, kadrolu öğretmenlerle aynı kurumda aynı işi yapmalarına rağmen salt
istihdam statüsünün türünden dolayı kadrolu öğretmenlere tanınan haklardan faydalanamamaktadırlar.
668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesinin altıncı fıkrasıyla 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 4 ncü madde kapsamında istihdam edilen sözleşmeli öğretmenlere, kadrolu öğretmenler için tanınan ekonomik ve sosyal hakların tanınması gerekmektedir.
Diğer Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Alo 147 ve BİMER’e yapılan asılsız ihbar ve şikâyetler ile dilekçe hakkının kullanılmasına ilişkin mevzuata uygun olmayan şikâyetlerin inceleme ve soruşturma konusu yapılması öğretmenlerin çalışma şevkini kırdığı gibi inceleme ve soruşturma sürecinde zaman ve emek israfına yol açmaktadır.
Alo 147 ve BİMER’e yapılan asılsız ihbar ve şikâyetler ile dilekçe hakkının kullanılmasına ilişkin mevzuata uygun olmayan şikâyetlerin işleme konulmaması ve başvuru sahibine asılsız şikâyet hallerinde başvuru sahibine idari para cezası türünden yaptırımların uygulanması noktasında düzenleme yapılmalıdır.
Öğretmen performans değerlendirmesine tabi tutulmalarının tasarlanması öğretmenleri huzursuz etmekte olup çalışma barışını ve kurum içi işbirliği içinde çalışma ortamını bozacak bu türden girişimler eğitim-öğretimi olumsuz etkilemektedir.
Öğretmenleri asli işleri olan eğitim ve öğretimin kalitesinin artırılması çabalarından uzaklaştıracak ve iş barışını bozacak performans değerlendirme uygulamalarından vazgeçilmelidir.
Ücretli öğretmenlere ve kadrosuz usta öğreticilere hemen her durumda aylık asgari ücretin dahi altında kalacak toplam tutarda, saat başı ücret ödenmekte; bu doğrultuda sosyal güvenlik primleri saatlik çalışma süresine göre ödenmek suretiyle kalıcı ve ileriye etkili bir sosyal
güvenlik hakkında mahrum bırakılmakta; idari tatil günlerinde ders ücretleri ödenmemekte; eğitim camiasının bir parçası olmalarına rağmen öğretim yılına hazırlık ödeneğinden faydalanmamakta ve nöbet görevini yerine getirmelerine rağmen kendilerine nöbet ücreti ödenmemektedir.
Ücretli öğretmenlerin ve kadrosuz usta öğreticilerin, öncelikle kadroya geçmesi sağlanmalı; kadroya geçirilme süreci tamamlanıncaya kadar saat başı ders ücreti yerine asgari ücretin altında olmayacak şekilde ücret ödenmesi; sosyal güvenlik primlerinin saat başı ücret yerine asgari ücret esas alınarak ödenmesi; okul veya sınıf bazında idari tatil yapılan günlerde ders ücretlerinin kesilmemesi; öğretim yılına hazırlık ödeneğinden faydalanmaları; kendilerine nöbet görevi verilmesi ve fiilen görevi yerine getirilmesi halinde ilgili usul ve esaslar çerçevesinde kendilerine nöbet ücreti ödenmesi gibi hak ihlali hallerini önleyecek düzenlemeler yapılmalıdır.
Cezaevlerinde açılan kurslarda görevlendirilen kadrolu öğretmenlere kurs görevi nedeniyle ödenen ek ders ücreti %25 artırımlı ödenmesine rağmen aynı kursa kapsamında görev alan usta öğreticilere birim ek ders saat ücreti ödenmektedir.
Cezaevlerinde açılan kurslarda görevlendirilen kadrolu öğretmenlere ödenen artırımlı (% 25) ücretin yine cezaevinde aynı kurs görevini üstlenen usta öğreticilere de ödenmesi noktasında düzenleme yapılmalıdır.
Bakanlıklararası Ortak Kültür Komisyonunun Çalışma Esas ve Usulleri ile Bu Komisyon Tarafından Yurtdışında Görevlendirilecek Personelin Nitelikleri ile Hak ve Yükümlülüklerinin Belirlenmesine İlişkin Karar çerçevesinde yurtdışına gönderilen personele ödenecek aylık ücretler, ilgili ülkelerin sosyo-ekonomik gelişmelerini izlememekte olup zamanla yetersiz gelmektedir.
Yine bu kapsamda görevlendirilen personelin yıllık izinlerinin ülke içi uygulamaya tabi tutulması mağduriyet kaynağıdır.
5/6/2003 tarihli ve 2003/5753 sayılı Bakanlıklararası Ortak Kültür Komisyonunun Çalışma Esas Ve Usulleri İle Bu Komisyon Tarafından Yurtdışında Görevlendirilecek Personelin Nitelikleri İle Hak Ve Yükümlülüklerinin Belirlenmesine İlişkin Karar eki yurtdışı aylık ödemeleri cetvelinin, ülkelerin sosyo-ekonomik yapılarındaki değişiklikler gözetilerek her yıl güncellenmesi gerekmektedir. Yine yaz tatili ve ara tatilleri ülke içi uygulama gibi düzenlenmelidir.