"Mülakatla alırken eşinizi dostunuzu kardeşinizi alıyorsunuz, torpil işliyor gibi suçlamalar var. Milli Eğitimin başarıya ulaşmasında en çok memnun olacak kimse benimdir, değil mi? Milli Eğitim başarısız olursa kime soracaktır? Öncelikle Başbakan ve Milli Eğitim Bakanına. Türkiye de, bu üzerilerine almış oldukları emaneti hakkıyla götüremediler, diyecektir. Eşiniz, dostunuz, kardeşiniz bile olsa, dükkanı batırırsa dükkanı ona emanet etmezsiniz? Dolayısıyla kardeşiniz dahi olsa, batıracaksa siz 'kusura bakma, teşekkür ediyorum kardeşim ama bu dükkanı sana teslim edemem' dersiniz. İşi ehline vermezseniz, o verdiğiniz kimseye iyilik yapmıyorsunuz. Siz hem o kişiye hem de ülkenin geneline sıkıntı ve problem oluşturuyorsunuz. Bizim inancımızda vardır, emaneti ehline verme. Eski usulde nasıl oluyordu? KPSS sınavına giriliyordu. Test a, b, c, d, bildiniz, ister 80 aldınız ister 90 aldınız. Sadece bu 80 ve 90'a bakılarak bir öğretmen atansa doğru yapılmış olur mu? Olmaz diye, düşünüyoruz. Niçin? Öğretmenlik anladığını, anlatabilmedir. Öğretmenlik, beden dilini kullanabilmedir. Öğretmenlik karşı taraftakini ikna edebilmedir. Sadece bir test dolduraraktan aldığınız puan, anladığını anlatmaya yetmez. Bilginize yeter ama anladığınızı anlatmaya yetmez. Beden dilini kullanabiliyor mu, buna yetmez. Hatta bununla ilgili kanunu çıkarırken, Milli Eğitim Komisyonununda bir muhalefet partisi milletvekili dedi ki 'Bunlara psikoteknik rapor da talep edilmesi gerekir'. Aslında bu da doğru ve yerinde bir talepti. Bakın şimdi otobüs şoförlerine ehliyet verilirken, bu rapor da isteniyor. Dolayısıyla da günümüzde öğretmenlerin hakkıyla, liyakatıyla, ehliyetiyle bu görevi yapabilmesi için daha ilave unsurların da aranması gerekir diye düşünüyorum." AA
Bakan Yılmaz'dan Öğretmen Atamaları Mülakat Açıklaması
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Sadece KPSS'ye bakılarak bir öğretmen atansa doğru olmaz"
İlk yorum yazan siz olun