Şubatçılar Denizli Grubu 30 bin atama için eylem yaptı

Şubat'ta en az 30 bin öğretmen ataması isteyen şubatçılar denizli grubu olarak bugün eylem yaptı

Denizli'de bir grup atanamayan öğretmen, eylem yapıp diplomalarının fotokopilerini yaktı. Öğretmen adayları, Şubat ayında Milli Eğitim Bakanlığı’nın 30 bin atama yapmasını istedi.


Şubatçılar Grubu Basın Açıklaması


 Değerli basın mensupları ve değerli halkımız,



Bugün burada ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLER-ŞUBATÇILAR grubu olarak ücretli
öğretmenliğe, haksız alan değişikliğine, yetersiz öğretmen atamalarına ve öğretmenlerin
itibarsızlaştırılmasına tepkimizi ortaya koymak için toplandık.

Bu yıl uygulanmaya başlanan 4+4+4 eğitim sistemi, öğretmen eksikliğini tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Okullarda çocuklarımızın derslerine İktisat,İşletme,Maliye,Su ürünleri,Veterinerlik fakültesi gibi pedagoji ile yakından uzaktan ilgisi olmayan bölümlerin mezunları girmektedir. Öğretmenleri derinden yaralayan, öğrencilerin geleceğini adım adım yok eden ve adına “ücretli öğretmenlik” denilen bu uygulama eğitimin niteliksizleştirilmesinden başka bir şey değildir. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer hedefinin eğitimde niteliği sağlamak olduğunu sürekli dile getiriyor.Bakanımız bu hedefini ücretli öğretmenler çalıştırarak ne ölçüde gerçekleştirebileceğini düşünüyor, merak ediyoruz.


Çocuğunun dersine öğretmenlikle hiçbir ilgisi olmayan kişilerin girmesine rağmen bundan haberdar
olmayan binlerce veli var. Velilerimize sesleniyoruz : “ Çoçuğunuzun geleceğine sahip çıkın ve derslerine ücretli öğretmenlerin girmesine müsaade etmeyin.”

Bakan tarafından yapılan son açıklamaya göre 120 bin civarında öğretmen açığı bulunmakta ve 82 bin civarında ücretli öğretmen çalıştırılmaktadır. Ücretli öğretmenlik uygulamasından vazgeçerek ihtiyaç olan öğretmen ataması yapılabilecekken, yapılmıyor. Bu durum Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bütçe bahanesi ile çocuklarımızın geleceğinin karartılması pahasına yapılıyor. Biz ücretli köleliğe sonuna kadar karşıyız. Öğretmenlerin de ücretli olarak hiçbir özlük hakkına sahip olmadan çalıştırılması uygulaması daha fazla mağduriyet yaratılmadan derhal durdurulmalıdır.

Biz ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmeniz. Hepimiz gece gündüz ders çalışarak, bin bir zorlukla eğitimimizi tamamlayarak öğretmen olduk. Bakanımız, Şubatta atama yapılabilmesi için gerekli bütçenin mevcut olmadığını dile getiriyor. Bizler bu ülkenin ataması yapılmayan öğretmenleri olarak soruyoruz :” Eğer bu ülkenin bütçesi gelecek nesiller için kullanılmayacaksa ne için kullanılacak? Var olan bütçede çocuklarımıza yani geleceğimize ayrılmış hiç mi pay yok? Lütfen bize bu soruların cevabını verin. “


Öğretmen açığı her yıl artarak büyüyor, yüz binlerce öğretmen umudunu KPSS’ye bağlıyor, atanamadığında başarısızlıkla suçlanıyor. Bu ve benzeri bu gerekçelerle onlarca arkadaşımız intihar etti ve birçok arkadaşımızın psikolojisi bozuldu. Durum ortadayken ve bakanlık bu açığı ücretli öğretmenlerle dahi kapatamazken Şubatta atama yapılması sadece bizlerin haklı talebi olmaktan çıkmış, eğitim sistemimizin doğru bir şekilde işleyebilmesi için zorunluluk halini almıştır. Başbakanımız partisinin kongresinde: “En çok kadroyu öğretmene verdik,vermeye de devam edeceğiz, öğretmenlikte açık tanımıyoruz.” diyerek öğretmenlerin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu, öğretmen açığını kabul etmediğini ve bunun için gerekeni yapacağını açıklamıştı. Bu açıklama ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmeni ve onların ailesini yakından ilgilendirmekte. Herkes
başbakanın bu sözleri doğrultusunda yapılacak atamayı dört gözle beklemektedir.

 

7 Temmuz’da yapılan KPSS’den beri mağduriyetimiz katlanarak artıyor. Önce sınava şaibe karıştı, sorular sızdırıldı, puanların açıklanması geciktirildi ve eksik net iddiaları ortada kaldı. Bu yıl ayrıca sınavdan bir gün önce yapılan açıklama ile puanları bir yıl geçerli olacağı ilan edildi. Oysaki bundan önceki yıllarda sınava girenler puanlarını 3 hatta 4 defa kullandı.2012 KPSS ye girenlerin daha önceki yıllarda aynı sınava girenlerden hiçbir farkı yok. Bu çok açık bir adaletsizliktir.


Norm fazlası  kadrolu öğretmenleri öğretmen açığını kapatmak için alan değişikliği hakkı tanınarak pedagojik olarak asla yeterli olamayacakları, Zihinsel Engelliler, Okul Öncesi Öğretmenliği,ortaokul branş öğretmenlikleri  gibi branşlara aktarılmış ve suistimale açık kapı bırakılmıştır. Ayrıca bu uygulama ile  lise branş öğretmenlerinin ciddi bir şekilde hakkı yenmiştir. Çünkü yine bu sebeple norm fazlası durumuna gelen ortaokul branş öğretmenleri liselere geçmiş zaten alımı çok az yapılan lise branş öğretmenleri fazlasıyla mağdur edilmiştir. Mantığını kavramakta zorlandığımız bu uygulama ataması yapılmayan binlerce öğretmeni ve sistemdeki tüm öğrencileri mağdur etmiştir ve ileriki zamanlarda da mağdur etmeye devam edecektir. Diplomasında sadece yan alan yazdığı için branşlarımıza doldurulan öğretmenlerle eğitimin nitelikli olabileceğine inanmıyoruz. Bu durum eğitim sistemine özellikle öğrencilere ciddi zararlar verecektir.


Zor koşullar altında okuyup öğretmen olduk. Mesleğimizi yaparken de birçok zor koşulla karşılaşacağımızın bilincinde olarak öğretmen olmayı seçtik. Biliyoruz ki öğretmenlik fedakarlık ister. Biz de bu fedakarlığı göstermeye hazırız. Bir ülke öğretmenine verdiği değer kadar çağdaştır demiş Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk. Öğretmenleri bu sebeplerden hep baş tacı etmiştir. Ve bir konuşmasında “ Dünyaya bir daha gelsem öğretmen olurdum” demiştir. Peki ya ondan sonrakiler öğretmenler hakkında ne düşünmüştür? İşte cevabı…

 

Geçtiğimiz günlerde Bakan Dinçer ataması yapılmayan öğretmenlerle mecliste yaptığı görüşmede “Ben ataması yapılmayan öğretmenleri Eminönü Camiinin önünde yem bekleyen güvercinlere benzetiyorum. Onlar da tıpkı güvercinler gibi kendilerine birilerinin yem atmasını bekliyor “ demiştir.


Evet öğretmenlerle ilgili iki farlık görüş. Öğretmenlik mesleği yıllardır toplumun aydınlık yüzünü temsil ederken özellikle son yıllarda bizzat Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamaları ve uygulamalarıyla itibarsızlaştırılmaktadır. Sayın bakan eğitim kökenli olmadığını bir kez daha göstererek aynı görüşmede iyi ki benim çocuklarım memur olmadılar demiştir. Sayın bakan bilmelidir ki; Öğretmenlik bize sunulmuş bir lütuf değil, onlarca yıllık emeğimiz ve alın terimizin neticesidir. Bizler emeğimize ve geleceğimize sahip çıkmak için alanlardayız ve hakkımızı alıncaya dek mücadele edeceğiz.


BİZ GÜVERCİN DEĞİL ÖĞRETMENİZ, YEM DEĞİL HAKKIMIZ OLAN ATAMAYI İSTİYORUZ. BİZ ŞUBATTA 30.000 ATAMA İSTİYORUZ

İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Öğretmen Atamaları Haberleri