12 yıl zorunlu eğitim…
Üzerine 4-5 yıl süren üniversite eğitimi…
Ardından yıllar süren KPSS hazırlığı…
Yarım milyon aday arasında yalnızca 10-15 bin kişilik kontenjana girme mücadelesi…
Sonrasında mülakat ya da 14 aylık Milli Eğitim Akademisi süreci…
Tüm bu sürecin sonunda yine sınav, yine eleme…
Ve tüm bu çabanın, emeğin, fedakârlığın karşılığı ne yazık ki kamudaki en düşük maaşlardan biri…
Meslek hayatına başlamak için yıllarını veren öğretmenler, geçim mücadelesi veriyor.
Saygınlığı her fırsatta vurgulanan bu meslek, ekonomik karşılıkta en alt sıralarda.
Bir öğretmen olmak için gereken eğitim, sabır ve çaba; hiçbir meslek grubuyla kıyas kabul etmezken, karşılığı neden bu kadar düşük?
Öğretmenlik sadece bir meslek değil, bir toplumun geleceğine yön veren asli görevdir.
Bu gerçek kabul edilmeden, ne eğitimde kalite sağlanabilir ne de gençler geleceğe umutla bakabilir.
Artık sorunları görmezden gelme zamanı değil, çözüm üretme zamanıdır.
Yasin Görmüş
Eğitimci Yazar