Hangi kurumların atama yetkisi arttırıldı ya da hangilerininki kaldırıldı?
703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile birçok kamu kurumunun teşkilat kanunundaki atamalara ilişkin özel düzenlemeler kaldırılarak atama yetkileri sona erdirilmişti. Daha sonra yürürlüğe konulan 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kamu kurumlarının teşkilat yapısı yeniden düzenlenerek birçok kamu kurumunun atamaya yetkili amiri kalmadı, bazılarının da atamaya yetkili amirleri oldukça güçlendirildi. Kendisine atama yetkisi verilen amirlere atamaya yetkili amir denilmektedir.
Bu kapsamda 4904 sayılı Kanuna göre, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü il müdür yardımcısı ve daha aşağı unvanlı kadrolara atama yapabilirken 4 sayılı Kararname'nin verdiği yetkiyle genel müdür, genel müdür yardımcıları kadroları dışındaki bütün kadrolara atama yapacak yetkiyle donatılmıştır. Yani 4 sayılı Kararname'nin 621'inci maddesinde genel müdüre verilen yetkiler arasında yer alan; "Kurum kadrolarına atamalar yapmak ve kurum adına imza ve yetki devri yapılacak personeli belirlemek" ifadesi bizi bu sonuca ulaştırmıştır. Buna göre, daire başkanlarını ve aşağısı unvanlı personel genel müdür tarafından atanabilecek ve görevden alınabilecektir.
Aynı özelliklere sahip Sosyal Güvenlik Kurumu'nda ise başkanın hiçbir atama yetkisi bırakılmamıştır. Halbuki her iki kurum da Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı'nın ilgili kurumudur ve teşkilat yapısı olarak aynı özelliklere sahiptir. Yapılan düzenlemelerin bilinçli bir tercih mi yoksa yanlışlıkla mı yapıldığı hususunda bizde tereddüt oluşmuştur.
Benzer bir düzenleme de Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nda yapılmıştır. Kendisine biçilen misyon gereğince kamu kurumları arasında en fazla özerkliğe sahip kurumlar arasında yer alan TÜBİTAK'ın Teşkilat Kanunu'ndaki hükmün de iptal edilmesiyle bu kurumda atamaya yetkili amir ortadan kalkmıştır. Yani kurum daha önceki düzenlemelere göre Başkan Yardımcıları ve Genel Sekreter kadroları dışındaki bütün atamaları yapabilirken yeni düzenlemeler sonrasında hiçbir atama yapamaz hale gelmiştir.
Yine kamu kurumları arasında büyüklüğü ile dikkat çeken Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nde de aynı durumu görüyoruz. Yani genel müdürün hiçbir atama yetkisi kalmamış bütün yetkiler bağlı bakana geçmiştir.
Karayolları Genel Müdürlüğü'nde de aynı durumu görüyoruz. Daha önceki düzenlemelere göre atamalara ilişkin genel müdürün hiçbir yetkisi kalmamıştır.
Diğer yandan, 4 sayılı Kararname'de Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı'na Yönetim Kurulu tarafından atanması öngörülenler dışındaki Kurum personelini atama yetkisinin verilmesi (daha öncede bu yetkiler vardı) bizlere atamalarla ilgili kafa karışıklığı yaşandığını gösteriyor. Aksi takdirde bu kurumdan daha büyük kurumların yöneticilerine hiçbir atama yetkisi verilmezken Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı'nda atama yetkisinin bırakılması başka türlü izah edilemez.
Teşkilat kararnamesi'nde atama yetkisi yoksa atama nasıl yapılacak?
Kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlarını düzenleyen Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde atamaya ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemişse atama usulü "Üst Kademe Kamu Yöneticileri İle Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usüllerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde" yer alan hükümlere göre yapılacaktır.
Bu kararnamenin atama usulü başlıklı 2'nci maddesinde; Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ne ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlere Cumhurbaşkanı kararıyla, (II) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlere Cumhurbaşkanı onayı ile atama yapılır. Bu cetvellerde sayılmayan kadro, pozisyon ve görevlere, ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bakan veya atamaya yetkili amirler tarafından atama yapılır. Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan bu yetkisini alt kademedeki yöneticilere devredebilir. Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ne ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlerin boşalması halinde ilgili Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan tarafından görevlendirme yapılabilir. Bu görevlendirmeler aynı gün Cumhurbaşkanlığı'na bildirilir" hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükme göre teşkilat kanunlarında veya kararnamelerinde atamaya yetkili amirin kim olduğu belirtilmemişse atama yetkisini doğrudan ilgili bakanlar kullanacaktır. Çünkü, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin eki cetvellerinde sayılmayan kadro, pozisyon ve görevlere, ilgili Cumhurbaşkanı yardımcısı, bakan veya atamaya yetkili amirler tarafından atama yapılacağı ifade edilmiştir. Atamaya yetkili amirin kim olduğu ise açıkça belirtilmediği sürece yani ilgili mevzuatta belirtilmediği müddetçe belli değildir. Bu nedenle son çıkan 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ne göre özerk birçok kamu kurumunun atama yetkisi ilgili bakanlara geçmiştir. Yani, kurum yöneticilerinin hiçbir atama yetkisi kalmamıştır.
Kurum yöneticilerinin atamalardaki teklif yetkileri kaldırılmıştır
Birçok kamu kurumunun kadrolarına atama yapılabilmesi için ilgili kurum amirlerinin teklifleri gerekmekteydi. Yeni mevzuat değişiklikleri sonrasında bu yetkiler tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bu durum uygulamada zaman zaman sıkıntılara sebep olabilmekteydi. Çünkü, ilgili kurum amirleri teklif yapmazlarsa atama gerçekleştirilemiyor, bu durum ise gerginliklere sebep oluyordu. Yani, ben özerk kurumum, söylemleri tamamen tarihe karıştırıldı.
Ancak, daha önceki düzenlemelere göre aşırı özerklik eleştirilirken şimdi ise bırakın özerkliği hiçbir atama yetkisinin kalmaması kurum amirlerini birçok konuda sıkıntıya sokmuştur. Yani bakanlar ilgili kurumlara atama yetkilerinden bazılarını devretmezlerse devasa kurumların başkanları ya da genel müdürleri en küçük naklen atamaları dahi ilgili ya da bağlı bakanın onayı ile yapabileceklerdir.
Sonuç olarak yapılan düzenlemeler neticesinde amaç kurum yöneticilerinin atamalara ilişkin bütün yetkilerinin bakanlara devri ise bunun rasyonel olmadığı uygulamada görülecektir. Nihayetinde mazeret izinlerinin dahi bakanlar tarafından verilmesi doğru olmayacaktır. Ancak, oluşan durum yanlışlıkla yapıldıysa bunun biran önce düzeltilmesi gerekir diye düşünüyoruz. Her ne kadar yetki devri ile birçok yetkinin ilgili kurum yöneticilerine devri mümkün olup belki de yetki devri ile birçok sorun çözülecektir. Bununla birlikte, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü'ne atamalara ilişkin önceki yetkilerinden daha fazlası verilirken en az bu kurum kadar özerk kurumlardan KPSS ile atanılan kadrolara dahi atma yetkisi verilmemesini anlamak mümkün değildir. Belki de atama yetkisi olmadan kurumların neler yapabilecekleri test edilmeye çalışılmıştır.
Ahmet Ünlü
Yeni Şafak