Genel Sekreterimiz Ahmet Özer, Yeni Asya’nın bugün yayınlanan sayısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özer, iktidar partisinin Meclis gündemine getirdiği ve zorunlu temel eğitimi 4+4+4 formülüyle 12 yıla çıkarmayı öngören yasa teklifindeki “açık öğretim”le ilgili düzenlemeyi yorumlarken, “Okuldaki eğitimi yetersiz bulan ve daha kaliteli eğitim verebileceğini düşünen varsa, buna fırsat tanınmalı. Avrupa’da ‘home-school’ uygulaması var. Amerika’da yüzde birlik bir kesim, zorunlu kısım hariç çocuğunun eğitimini dışarıdan tamamlıyor” dedi.
SINAVLARI YİNE MEB YAPACAK
“Devlet dayatma yapmamalı, fırsatlar oluşturmalı. Demokratik devletin görevi bu. Nasıl olsa ölçme değerlendirmeyi yine Millî Eğitim yapacak. Millî Eğitim Bakanlığının yaptığı merkezî sınavlarda öğrenci geçer not alıyor ise, buna ‘Sen yüz yüze eğitim almalıydın’ denmesinin bir anlamı var mı? Açık İlköğretim, Açık Lise, Açık Öğretim Fakültesi... Üçünü de tamamlayan bir kişinin aldığı diplomalarla, örgün eğitimden alınan diplomalar arasında akreditasyon olarak ne fark var?”
KESİNTİSİZ EĞİTİM BİR CİNAYETTİR
Millî Güvenlik Kurulu kararları kesintisiz 8 yıllık zorunlu eğitimi dayattı dediniz. İmam hatiplerin orta kısımlarının kapatılması hedefiyle 15 yıldır eğitimde kavga sürüyor. Meslekî eğitimin önündeki ‘Katsayı’ engeli kalktı, ama kesintisiz eğitim uygulaması devam ediyor.
AKP Parti Grubu 4+4+4 şeklinde kesintili 12 yıl zorunlu eğitim içeren teklifi komisyona sundu. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Öncelikle altını çizmem gereken bazı hususları belirtmem gerekir. O da şudur. Dünyada ve Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde eğitim genellikle kesintili olarak sürdürülmektedir. Amerika, Almanya, Fransa, İngiltere ve Japonya gibi ülkelerde eğitim kesintili olup üç yarı kademeyle oluşturulmuş ve kesintili olarak sürdürülmektedir. Genellikle 5+3+4, 4+4+4 veya 4+4+5 şeklinde kademelendirilmiştir. Peki, kesintisiz yapan ülkeler yok mu? Var tabiî. Dünyada sadece 20 ülkede uygulanmaktadır. Hangi ülkeler dersiniz? El Salvador, Ruanda, Seyşel Adaları ve Dominik Cumhuriyeti gibi ekonomik yetersizliği ile birlikte demokratikleşme problemleri yaşayan ülkelerde uygulanmaktadır. Olayın özü şudur. Türkiye eğitimde suyu tersine akıtmaya devam ediyor. Bu suyun ağızlığı 28 Şubat’ta Millî Güvenlik Kurulu’nda verildi. 15 yıldır dünya gerçeğinden uzak, pedagojik ve bilimsel hiçbir yanı olmayan bir dayatma inadına devam ediyor. Neden pedagojik ve bilimsel değil diyeceksiniz belki. Sizce 07–14 arası yaş gurubunun aynı okulda aynı derslikte ve aynı ortak alanlarda ders görmesi ne kadar doğru. Buna taraftar olacak bir tane bile aklıselim eğitimci bulamazsınız. Bu durum sosyal, fiziksel ve ruhsal açıdan aslında cinayete dâvettir. Bunu bu topluma reva görenler ile buna alkış tutanların tek şişkinlikleri İHL fobileriydi. İHL’lerin 28 Şubat öncesindeki akademik başarısı toplum mühendislerini harekete geçirdi ve sadece İHL’leri hedef alsalar halktan zılgıt yiyecekleri için meslekî eğitimin tamamını içerisine katarak katsayı ve kesintisiz eğitim dayatmasıyla eğitime deli gömleği giydirildi. 18. Millî Eğitim Şûrâsı aslında bu noktada yeter artık diye haykıran irade beyanıdır. 1+4+4+4= 13 yıl kesintili eğitim önerisi Ak Parti Grubu tarafından 4+4+4= 12 yıl şeklinde tasarı olarak sunuldu. Bu geç kalmış, ama önemli bir adım.