Eğitimin dinselleştirilmesi sürecinde atılan hukuksuz ve fiili adımlara her gün bir yenisi ekleniyor. MEB ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında saman altından su yürütürcesine, sessiz sedasız imzalanan protokoller eliyle ayrımcılığı derinleştiren, tek tipleştirmeyi hedefleyen ve eğitimin dinselleştirilmesini amaç edinen uygulamalar yürürlüğe konuluyor.
Bilindiği üzere 19. Milli Eğitim Şurası`nda "Kutlu Doğum Haftası"nın eğitim programı içerisinde belirli gün ve haftalar kapsamına alınmasına dair sunulan öneri muhalefetimize rağmen kabul edilmiştir. Ancak sadece öneri düzeyinde kalan bu uygulamaya ilişkin herhangi bir yasal değişiklik yapılmamasına rağmen, müftülükler ve okul yönetimleri arasında imzalanan protokoller aracılığıyla "Kutlu Doğum Haftası" kapsamında etkinlikler okullarda fiilen yürütülmeye başlanmıştır.
Erzincan`da iki anaokulu müdürünün adıyla yayınlanan duyuruda kullanılan ifade, söz konusu durumun geldiği noktayı gözler önüne sermektedir. Duyuruda, "Okullarımız ve Müftülük arasında imzalanan protokol ile 1 yıl boyunca Kur`an-ı Kerim dersi alan öğrencilerimizin ‘Kutlu Doğum Programına` katılmanızdan onur duyarız." ifadelerine yer verilmiştir. Programın akışında ise Kur`an-ı Kerim, namazın farzları, dualar, hadis-i şerif okuma gibi başlıklar yer almıştır.
Bir başka örnek ise İstanbul Esenler`de İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullara gönderilen bir yazıda karşımıza çıkmıştır. Söz konusu yazıda, "Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri" kapsamında "Hz. Muhammed`in Hayatı" konusunda yapılacak bilgi yarışmasına hazırlık amacıyla "Gül Peygamberim", "Siyer-i Nebi" ve "Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim" başlıklı kitapların tüm öğrencilere ulaştırılması ve etkinliğin 30 Mart - 8 Nisan arası sonuçlandırılması istenmektedir.
İmzalanan protokoller ve yürütülen projelerle zaten kısmen var olan laik ve bilimsel eğitimi ortadan kaldıran, çeşitli cemaatlerin kontrolündeki yayınevlerinin kitaplarını okullarda dağıttıran, MİT`in IŞİD gibi eli kanlı çetelere silah taşımasına yardım eden vakıfların okullarda faaliyet yürütmesine izin veren, eşit yurttaşlık ilkesinin içini boşaltarak "dindar nesiller" hedefine yönelen ve okulları medreseye çeviren AKP`nin bu uygulamaları artık durdurulmalıdır. Skandal niteliğindeki bu uygulamaları durduracak olan yegane gücün ise eğitim ve bilim emekçileri ile velilerimizin daha güçlü ortaya koyacakları bir mücadelede saklı olduğu bilinmelidir.
Hukuku, demokrasiyi ve çocuklarımızın haklarını yok sayan bir iktidara karşı sendikamızın bu gidişata izin vermemek için elinden geleni yaptığı ve yapmaya devam edeceği herkes tarafından çok iyi bilinmelidir. Laik, bilimsel ve demokratik bir eğitimin var olabilmesi için çocuklarımızın geleceğini kimsenin siyasi hesaplarına kurban etmeyeceğiz!
Erzincan‘da yapılan duyuruyu görmek için tıklayınız.
Esenler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullara gönderilen yazıyı görmek için tıklayınız.