Erol Ermiş Yazdı "ÇAĞIN DİLİNİ YAKALAMAK"

EĞİTİM BİR SEN İSTANBUL 3 NO'LU ŞUBE BAŞKANI EROL ERMİŞ YAZDI " ÇAĞIN DİLİNİ YAKALAMAK"

Çağın insanına mesaj vermek isteyen, öncelikle çağdaşı olduğu insanların dilini, kavramlarını, beğenilerini, beklentilerini, bilgi ve birikimlerini, hayata bakış açılarını bilmek, dikkate almak ve ona göre söylem geliştirmek zorundadır. Yoksa havanda su döğer.

Bugün piyasada arzı endam eden ve kendini hoca, alim, kanaat önderi, aydın, profesör vb. olarak konumlandıran pek çok kimse malesef çağı ve çağın insanını tanımak ve anlamaktan çok uzak. Aldıkları eğitim başka çağlara ait olduğundan ve o çağın ihtiyaçları için düşünüldüğünden, söyledikleri birçok şey günümüz için bir anlam ifade etmiyor. Öyle olunca da günümüz insanı, anlatılan şeylerde kendini bulamıyor ve anlatılanlara ilgi göstermiyor.

Muhatabı ve onun dünyasını yok saymak, ve ona göre iletişim kurmamak; o iletişimden bir etkileşim doğmayacağını baştan kabullenmektir. Bazıları yakınır durur: "İnsanlara iyiyi, güzeli ve doğruyu anlatmak için bir ömür verdim ama beni anlamadılar." Peki sen onları anlamaya gayret edip onların anladığı dilden konuşmaya çalıştın mı?

Kemalist aydınlar, bu toplumu ve değerlerini hiç tanımadan, akıl hocalığı yaptılar. Güç ellerinde olduğundan kendilerini sorgulama ihtiyacı da hissetmediler, dogmalarını en büyük hakikat bellediler. Toplum kendilerine itibar etmeyince de aşağılama ve hakaret yolunu seçtiler. Halen de aynı minval üzere gidiyorlar. Ancak geldikleri noktada kendileri çalıp kendileri oynuyor.

Bizim cenahta bazılarına da aynı hastalık bulaşmış durumda. Tartmadan, ölçmeden konuşmak... Söz ve eylemlerinin muhtemel sonuçlarını düşünmeden toplumu dönüştürme sevdasındalar. Zannediyorlar ki bütün toplum, kendi dar çevrelerinden ibaret. Olmadık zamanda öyle şeyler söylüyorlar ki toplumda infial meydana getiriyorlar. Örneğin birinin başına acı bir olay geliyor, adam acı içinde feryat ederken bizimki acıyı paylaşmak yerine olur olmaz bir şeyler söyleyiveriyor. Ondan sonra ayıkla pirincin taşını. Ya da kardeşimiz bir makama gelmiş, kendini kral zannediyor; bir emirle herkesin hizaya dizileceğini sanıyor. Halbuki attığı taş, ürküttügü kurbağaya değmiyor ama fincancı katırlarını ürkütmeyi başarıyor. Sonra da hep beraber yaptığı yanlışı düzeltmeye uğraşıyoruz.

Bir de yol yordam bilmeyen, ucuz kahramanlık peşinde koşanlar var. Kahramanlık yapacağım derken bunca kazanımın heba edilmesine yol açacak haberi yok. Bugünlere kolay gelinmedi, az bedeller ödenmedi. Tekrar başa dönmeye tahammülümüz yok. Herkes atacağı adımları buna göre atmalı, söyleyeceği sözleri buna göre söylemeli.

Bazıları şöhret olmanın, dikkat çekmenin yolunu, aşırı söylemlerde bulmuş. Ard arda şok edici şeyler söylüyor ve gündem oluyor, gündemde kalıyor. Peki söylediği şeyler topluma ne katıyor? Sadece kargaşaya yol açıyor.

Davası olan, söyleyecek sözü olan, toplumu, toplumsal kesimleri ve onların değerlerini dikkate alan bir yol tutmalı. Toplum; egoların, dar bakış açılarının ve geçmiş dönemlerin reçetelerinin test edildiği laboratuvar değildir. Çağın dilini yakalayamayan kişinin eylem ve söylemleri boşlukta yok olmaya mahkumdur.

İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Sendikalar Haberleri