Her geçen gün daha ağır koşullar altında ezilen gençlerimizin evde, okulda ve işyerinde otoriter, baskıcı zihniyetlerle karşı karşıya kalmaları, onların kendilerini özgürce gerçekleştirmelerini engellemektedir.
Türkiye`de uzunca bir süredir benimsenen ekonomik politikalar milyonlarca gencimiz "ucuz işgücü" kaynağı olarak görülmüş, eğitim hakkından yeterince yararlanamayan gençlerimiz işsizlik ve geleceksizlik sorunlarıyla kuşatılmıştır.
Ülkemizde eğitimli işsizlerin oranı her geçen gün artmakta, üniversite mezunu her dört gençten birisi işsizlik sorunuyla boğuşmaktadır. Benzer bir durum öğretmen adayları için de söz konusudur. Bugün 300 bini aşkın işsiz öğretmenin atamasının yapılmaması, hükümetin gençlerimize, genç öğretmenlerimize verdiği değeri göstermektedir.
Eğitimin adım adım ticarileştirilmesi ve giderek daha fazla oranda paralı hale gelmesi milyonlarca çocuk ve gencimizin fiilen eğitim sisteminin dışına itilmesine neden olmuştur. Eğitim hakkından yararlanamayan yüz binlerce gencimiz çalışma yaşamında da güvencesizlik ve ağır emek sömürüsü ile karşı karşıya bırakılmış, her fırsatta "onlar bizim geleceğimiz" denilen gençlerimize geleceksizlik dayatılmıştır.
Türkiye`de gençlerin 19 Mayıs`ı gerçek bir bayram olarak kutlaması için öncelikle gençlerin eğitim hakkı dışına itilmesi engellenmeli, eğitim sonrasında çalışacakları iş olanaklarının yaratılması gerekmektedir.
AKP hükümetinin her fırsatta yaptığı gibi, gençleri sınırsızca sömürülecek "kaynak" olmaktan çok birey olarak tanıma, eğitim hakkından eşit ve parasız olarak yararlanmalarını sağlama, istihdam, iş güvencesi, sigorta vb uygulamaları hayata geçirme yönünde somut adımlar atılması gerekmektedir. Gençlerimizin eğitimde ve sosyal yaşamda karşılaştıkları sorunlara kalıcı çözümler üretilmedikçe, geleceğe yönelik karamsarlıklarının önüne geçilmesi mümkün değildir.
Türkiye`nin gençliği, ülkeyi yönetenlerden, kendi adlarına kutlanan bir bayramın ötesinde, geleceğe güvenle bakabileceği, insanlığın ileri değerlerini özümseyeceği, savaşların olmadığı, halkların özgürlük ve barış duygularıyla bir arada yaşayacağı demokratik bir Türkiye mücadelesinin en ön saflarında yer alması gereken aktörleridir.
Gençlerimizin geleceğe güvenle bakabilmeleri için kendileriyle ilgili konularda taraf olmaları ve örgütlü mücadeleyi bir yaşam biçimi haline getirmeleri gerektiği açıktır. Gençlerimiz liselerde, üniversitelerde, atölyelerde, sanayi siteleri ve fabrikalarda, nerede olursa olsun, örgütlü mücadele içinde yerini alarak hayatına ve geleceğine müdahale etmeye başladığı zaman, 19 Mayıs`lar gerçek anlamına uygun olarak kutlanmış olacaktır.