Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, İstanbul 3 No’lu Şube’nin düzenlediği okul yöneticilerini bilgilendirme toplantısına katıldı. Toplantıda Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri M. Yaşar Şahindoğan, Genel Dış İlişkiler ve Basın Sekreteri Sami Özdemir, İstanbul 3 No’lu Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ve okul yöneticileri de hazır bulundu.
Bu ülkenin evlatları taşeron firmalar eliyle sömürülüyor. Bu konuda ilgili tüm sendikaların mücadele etmesi lazım.
Toplantıda bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, çalışma hayatı ile ilgili çok ciddi sorunlar olduğunu söyleyerek, “İstihdam türleri değişiyor. Taşeronlaşma, esnek istihdam, part-time çalışma dayatılıyor. Kamuda sadece 550 bin taşeron firma elemanı var. Belediyeleri dahil ettiğimizde bu rakam 1 milyon 100 bin’e, özel sektörü dahil ettiğimizde 2.5 milyona ulaşıyor. Bu ülkenin evlatları taşeron firmalar eliyle sömürülüyor. Bu konuda tüm sendikaların mücadele etmesi lazım. Bu istihdam şekli evlatlarımızın geleceğini tehdit ediyor. Biz evlatlarımızı birtakım patronlar sömürsün diye büyütmedik” diye konuştu.
Biz, hür irademizle yaşamaya talip olacağız.
Kamu çalışanlarının iş güvencesinin tehdit altında olduğunu da bildiren Koncuk, çalışma hayatına yönelik tehditlerin cılız bir şekilde protesto edilmesi ve bu iktidar anlayışının devam etmesi durumunda kamu çalışanlarının işinin zor olduğunu ifade etti. Koncuk şunları söyledi: “Bugün insanlar ‘okul müdürlüğü, müdür yardımcılığı elimden gider’ kaygısı yaşıyor. Ama daha büyük kaygılar var. Ülkenin geleceği tehdit ediliyor. Sendikal faaliyetlerde bulunmak için Muş’a gitmiştik. O bölgede çalışanlar tehdit ediliyor. Buna rağmen arkadaşlarımız büyük bir yüreklilikle sendikal faaliyetlerini sürdürüyor. O bölge PKK terör örgütüne açıkça teslim edilmiş. Asker yol araması yapamıyor. PKK kimlik kontrolü yapıyor, mahkemelerini kurmuş, vergi topluyorlar. Bütün bunlar bir ülke için çok önemli tehditlerdir. Bu tehditleri öncelikle dikkate alması gereken insanlar Türkiye’nin aydınları olarak nitelendirdiğimiz insanlardır. Ama bazıları sadece günü yaşıyor. Oysa değmeyecek şeylere insanların kendisini pazarlaması köleleşmektir. Biz köleleşmeye mi talip olacağız? Hayır. Biz, hür irademizle yaşamaya talip olacağız. İşte bizim farkımız bu.
Bizi biraraya getiren menfaat bağı değil. Biz, adam olmaya talip olduk.
Allaha şükür sizin gibi insanlar her devirde olmuştur. Ama onlar gibi teslim olan insanlar da her devirde olmuştur. Sizlerin varlığı gelecek adına bir umuttur. Eğer sizin gibi insanlar olmazsa, herkes kendisi için yaşasa ne olur? Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de toplumu düşünmemizi emrediyor. Bakınız; çok iktidarlar gördük, Allah ömür verirse göreceğiz de. Bugün hangisi var? Hiçbirinin esamesi okunmuyor. Ama bizler buradayız.
Şunu da sormak istiyorum: Bu iktidar gittiğinde, onların hali ne olacak? Sudan çıkmış balığa dönecekler. Öyle bir dayanışma içindeyiz ki, bizi biraraya getiren menfaat bağı değil. Müslüman Türk evladı olarak sorumluklarımızı yerine getirme arzumuz var. Onlar ise yalnız kalacak, acınacak duruma düşecek. Kendileri için yaşayan insanların sonu felakettir, yalnızlıktır. Bu sebeple dostluklarınızı pekiştirin, birbirinize güvenin. Biz her zaman dayanışma içinde olacağız. Çünkü adam olmaya talip olduk.”
Eğer idarecinin başarısızlığı bir belgeye ya da bir denetim raporuna dayanmıyorsa o idareci görevine devam etmelidir. Başarı ve başarısızlığı tespit etmek amacıyla da içerisinde ülke genelinde üye kaydetmiş ilk üç sırada bulunan sendika temsilcilerinin de üye olarak bulunduğu “Başarı Denetim Komisyonu” kurulmalıdır.
MEB Kanunu ile ilgili açıklamalar da yapan Koncuk şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi, MEB Kanununu iptal etmezse ne olacak? Kanunu tanımadığımızı defalarca söylemiştik. Bu noktada elbette yönetici atamalarının sınav esaslı olması ve kazanılmış hakların korunması gerekmektedir ama kanun çıkmış. Bu nedenle tekliflerimizi mevcut kanun içinde belirlememiz lazım. Zira biz bir sendikayız, müdahil olmamız gerekiyor.
MEB Müsteşarı Sayın Yusuf Tekin, okul yöneticiliğine atamaların sınav kazananlar arasından yapılacağını ifade etmişti. Ama uygulama nasıl olur, onu bilmiyoruz. Bizim burada en önemli problemimiz mevcut yöneticilerle ilgili nasıl bir uygulama yapılacağıdır. Bu nedenle bir teklif hazırladık.
Buna göre; 2013-2014 ders yılı bitiminde yöneticilik görevleri sona erecek olan okul/kurum müdürlerinin müdür başyardımcılarının ve müdür yardımcılarının görevleri, bir belge ve denetim raporuna dayalı başarısızlıkları yoksa devam etmelidir. Eğitim kurumu yöneticileriyle ilgili başarı ve başarısızlık değerlendirmesini yapmak üzere illerde, ülke genelinde en çok üye kaydetmiş üç sendikanın temsilcilerinin de üye olarak bulunduğu “İl Başarı Denetim Komisyonu” kurulur. Gerekli görülmesi halinde birden fazla komisyon kurulabilir. Kurulan bu komisyon çalışmalarını 1 yıl içinde tamamlar. Bu bir yıllık süre içinde mevcut yöneticilerin yöneticilikleri devam eder.
İl Başarı Denetim Komisyonu karar verirken şu kriterlere göre değerlendirme yapar:
1-Okulun merkezi sınavlardaki başarısı (Okulun dersler bazındaki genel başarı puanı dikkate alınır.),
2-Okul ve kurum çalışanlarının yazılı görüşleri (Anket yapılabilir.)
3-Okul ve kurumun fiziki yönden durumunun yöneticilik süresi boyunca gösterdiği gelişme,
4-Okul ve kurumun çevre ile ilişkileri,
5- Okul ve kurumun sportif faaliyetlerde elde ettiği başarılar ve sosyal, kültürel faaliyetlerde ortaya koyduğu değerler,
6-Okul ve Kurum Yöneticisinin yönetim görevinde aldığı ödüller ve başarı belgeleri,
7- Okul ve Kurum Yöneticisinin yönetim görevinde aldığı maaş kesimi veya daha üst cezalar,
8- Okul ve Kurum Yöneticisinin yüksek lisans ve doktora gibi üst eğitimleri,
9-Yöneticinin görev yaptığı eğitim kurumunda kurum kültürü oluşturmaya yönelik çalışmalar ve katıldığı hizmet içi eğitim kursları
Alt başlıklar oluşturulabilir. Komisyon, değerlendirmelerinde okul veya kurumun bulunduğu yerleşim biriminin çevresel gelişmişlik şartlarını da dikkate alır. Her madde 100 puan üzerinden değerlendirilir. Toplam puanın 100’lük puan sistemine dönüştürülmesi sonucunda, ortalama puanı 50 veya üzerinde olanlar başarılı sayılır.Komisyon puanını hesaplanırken üyelerin verdikleri puanların ortalaması dikkate alınır. Buçuklu puanlar bir üst puana tamamlanır.
Okul Müdürlüğüne sınav kazanmış olanlar ile daha önce yöneticilik yapmış olanlar arasından atama yapılır. Daha önce yöneticilik yapmış olanlarda ise, ek 2 puanına göre değerlendirme yapılır. Ek-2 değerlendirmelerinden elde edilen puanlar da sınav puanına dönüştürülür. Bu değerlendirme sonucunda en yüksek puana sahip kişiler Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından Valilik makamına teklif edilir. Görevlendirme Valilik tarafından yapılır.
Müdürlük sınavına girebilmek için öğretmenlikte 5 yıl veya müdür başyardımcılığında 1 yıl, müdür yardımcılığında ise 2 yıl görev yapmış olma şartı aranır.
Müdür başyardımcılığına görevlendirme okul müdürü tarafından, okulun müdür yardımcıları veya daha önce yöneticilik yapmış olan okul öğretmenleri arasından seçilerek İl Milli Eğitim Müdürlüğüne teklif edilir. İl milli eğitim müdürlükleri tarafından görevlendirme yapılır.
Okul müdürü tarafından öncelikle okulun öğretmenleri arasından, sınav kazanmış olanlar veya daha önce yöneticilik görevinde bulunmuş olanlar arasından görevlendirme yapılır. Daha önce yöneticilik yapmış olanlardan ise ek 2 puanına göre değerlendirme yapılır. Ek-2 değerlendirmelerinden elde edilen puanlar da sınav puanına dönüştürülür. Bu değerlendirme sonucunda en yüksek puana sahip kişiler okul müdürünün teklifi ile il milli eğitim müdürlükleri tarafından görevlendirilir.
Okulda sınav kazanan veya daha önce yöneticilik görevi yapmış olan öğretmen bulunmaması halinde, öncelikle eğitim bölgesinde daha sonra sırasıyla ilçe merkezinde ve il genelinde duyuru yapılır. Herhangi bir başvuru olmazsa 2. Bir duyuru yapılır. Yine başvuru olmazsa öncelikle okulun öğretmenleri arasından olmak üzere sırasıyla eğitim bölgesinde, ilçe merkezinde ve ilde duyuru yapılarak okul müdürünün teklifi ile il milli eğitim müdürlüğünce görevlendirme yapılır. Tüm görevlendirmeler için 1 ay önceden duyuruya çıkılır, tüm münhal yöneticilikler ilan edilir. Tekliflerimizi MEB Müsteşarı Sayın Yusuf Tekin ve MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Sayın Hamza Aydoğdu’ya sunacağız.”
Bunların 10 yıl önce söz verdiği adamlar bugün hala bekliyor.
Koncuk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yandaş sendika elbette sizlere gelecek, teklifte bulunacaktır. Zira çalışma prensipleri bu şekildedir. Bunların 10 yıl önce söz verdiği adamlar bugün hala bekliyor. Bunlar, ‘bize üye ol seni müdür yapacağım’ diyerek, herkese söz veriyor. Türkiye’de şu anda tüm yönetici kadroları 73 bin’dir. Haziran 2013’te 4 yılını dolduranlar okul yöneticilerinin sayısı ise 30-35 bin civarındadır. Bunlar 100 bin kişiye söz vermiştir. Yeni okullar mı kuracaklar?
Müdürlük makamına gelmiş bir insanın da bu kadar zayıf ve olayları değerlendirmekten uzak olması mesleğimize hakarettir. Hatta öğretmenliğe yeni başlayanlara bile ‘seni müdür yapacağız’ diyorlar. Saf insanlar için şunu söylemek istiyorum: Sen okul müdürü olsan, okul müdür yardımcısı olsan ne yazar. Sen daha haklarını bilmiyorsun, sana tuzak kuran avcının tuzağına koşar adım gidiyorsun.
Stajyerlere de ‘üye olmazsan stajyerliğini kaldırmayız’ diyorlar. Halbuki şu anda görev yapan stajyerlerin, adaylıkları eski sisteme göre kaldırılacaktır. Mevcut kanun dahi uygulansa, bu işler o kadar ucuz değil. Bunların işleri güçleri insanları aldatmaktır.”