KPSS’de soru hırsızlığı ile mülakatla torpil yapılması arasında ne fark var? İkisi de aynıdır. İkisi de kul hakkı yemektir.
“Son düzenlemelerle birlikte maalesef öğretmenlik mesleği tarihinde ilk defa mülakatlı hale geldi Öğretmenler daha önceleri sadece KPSS ile atanabiliyordu. Bu noktada 2010 yılındaki KPSS hırsızlığını hatırlatmak istiyorum. 2010 yılında KPSS hırsızlığı yaşandı. Bu hırsızlığı Türk Eğitim-Sen olarak ortaya çıkardık ve Eğitim Bilimleri Sınavı’nın iptalini sağlamıştık. O dönemde yüksek puan alan gençler bize kızmıştı. Hatta ‘Başkanım, bunlarla uğraşma’ diyenler oldu. ‘Neden?’ diye sorduğumda, ‘Yüksek puan aldık. Eğer bir kez daha sınava girersek ve yüksek puan alamazsak, ne olur? dediler. Bunun üzerine ‘Bu hırsızlığı görmezden gelmemi istiyorsunuz?’ diye sordum. ‘Evet’ dediler. Ben de ‘Buna razı gelemem. Hırsızlık var ve biz bu sınavın iptal edilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız’ demiştim. Nitekim hırsızlığın belgesini ortaya koyduk. Hırsızlık yapanlardan bir tanesi Isparta’nın Yalvaç ilçesindeydi. Bu kişi, sınavdan 5 gün önce soruların geldiğini itiraf etti ve Eğitim Bilimleri Sınavı’nı iptal etmek zorunda kaldılar. Üzüldüğüm nokta şu: 2010 yılında bu mücadeleyi verirken, herkes koro halinde beni suçladı. ‘Hırsızlık yok. Sendika başkanı yalan söylüyor’ dediler. Haklı olduğumuz ortaya çıktı, şimdi de bizim verdiğimiz belgeler ile hırsızlığın üzerine gidiliyor. Biri KPSS’de hırsızlık yapmış, biri istisnai kadrolarla torpilli yerleştirilmiş, biri de mülakat sistemi ile torpilin yolunu açıyor. Ne farkı var? Sadece yöntem farklıdır. Hiç kimse kusura bakmasın, doğruları söyleyeceğiz. KPSS’de soru hırsızlığı ile mülakatla torpil yapılması arasında ne fark var? İkisi de aynıdır. İkisi de kul hakkı yemektir. Bu nedenle Türkiye’de alın terinin kıymeti harbiyesinin olmasını sağlamak hepimizin görevidir.”