Ülke genelinde 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası yaşanan süreçte demokrasiye aykırı uygulamalar adeta tavan yaptı. Yargı ve emniyet mensupları sürgün edildi, çok sayıda emniyet görevlisi açığa alındı. Milli Eğitim bünyesinde ise 7 bin okul müdürü kanunsuz bir şekilde görevlerinden alınarak yerlerine yandaş sendika üyeleri atandı. Şimdi de öğretmenlerden; devlet büyüklerine hakaret etmeme, gazete, forum ve benzeri sitelerde kurumu küçük düşürücü ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik yorumlar yapmaması taahhüdü istendi. Duruma tepki gösteren eğitim sendikaları, bakanlığın taahhütname ile ‘öğretmenleri baskı altına almak, korkutmak ve siyasi düşüncesi olmasının önüne geçmek’ istediğini dile getirdi.
Binlerce müdür ve öğretmenle davalık olan Milli Eğitim Bakanlığı, 81 ildeki Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ‘Bilişim Sistemleri Kullanım Taahhütnamesi’ göndererek bütün öğretmenlerin imzalaması talimatı verdi. Talimat ile özellikle öğretmenlerin sosyal paylaşım sitelerindeki paylaşımlarının önüne geçilmek isteniyor. Devlet büyüklerine hakaret ve gazete, forum gibi sitelerde yorum yazmak çocukların cinsel istismarı ile aynı maddede sıralanarak itirazların önü kesilirken, adeta ‘devlet büyüklerine hakaret etmeme’ sözü vermelerini istedi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, öğretmenlere imzalatılmak istenen taahhütnamenin baştan aşağıya sakat olduğunu söyledi. Metni öğretmenlere hakaret olarak algıladığını ifade eden Koncuk, toplumsal, sosyal meselelere karşı duyarsız kalın talimatı verilmek istendiğini açıkladı. Koncuk, şu eleştirilerde bulundu: “Taahhütnamede öğretmenlere, ‘kardeşim Türkiye’ye karışmayın, bu ülkede ne olursa olsun, yönetenler nasıl yönetirse yönetsin bu sizi ilgilendirmez, bu konularda fikir beyan etmeyin, internette, sanal alemde yorumlar yapmayın’ gibi dayatmacı bir yaklaşımla yaklaşılıyor. Bu öğretmenlere yönelik bir tehdit ve mobbingdir. Milli Eğitim Bakanlığı, ‘esasen ülkede eleştirilecek çok şey var ama ey öğretmenler aklınızı başınıza alın, bizi eleştirirseniz başınıza türlü işler gelir, başınız belaya girer’ diye uyarıyor, onları daha da korkutmaya çalışıyor. Mobbingin de ötesinde aleni bir tehdit, baskı yapıyor. Vesayetten şikâyet ederken öğretmenler üzerinde yeni bir vesayet kuruluyor.”
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca da çocuk istismarına karşı verilen başlıklara kendilerinin de katıldığını ancak devamında gelen devlet büyükleriyle ilgili kısımda sorun olduğunu ifade etti. Karaca, “Eleştirel bakış, değerlendirme, yazı ya da internet sitelerinde çeşitli haber kanallarını takip etme bunlar suç kapsamında değil. Tabii ki kişisel hakareti doğru bulmuyoruz ama eleştiri de son dönemde hakaret sayılıyor. Örneğin yapacağımız miting öncesi Artvin’de bir gelişme yaşandı. Laik, bilimsel, çağdaş eğitim denilen bildiriler suç sayıldı. Bunun neresi suç, buna benzer uygulamalarla karşılaşabiliriz.” uyarısında bulundu.
Aktif Eğitim-Sen Genel Başkanı Osman Bahçe ise önce müstehcenlikle ilgili kısımların verilip devamında devlet büyükleri ile ilgili bölümün kaynaştırıldığına dikkat çekerek, şunları dile getirdi: “Devlet büyükleri kısmını başka maddelerin içerisine çaktırmadan yerleştirdikleri için, bu maddeyi eleştirirseniz sanki müstehcenliğe karşı değilmişsiniz, çocuk istismarına destek oluyormuşsunuz gibi yanlış anlaşılabilirsiniz. Amaçları da zaten bu. Maddeyi öyle bir yerleştirmiş ki kimse karşı çıkmasın. İnsanlara ‘sosyal medya hesaplarınız takip ediliyor, ayağınızı denk alın’ mesajı veriliyor. Somut olmayan suçlamalarla öğretmenler görevden alınabilir.”
Zaman