Son yıllarda belirgin bir şekilde artan taciz vakaları, bir taraftan toplumdaki şiddet kültürünü yansıtırken, diğer taraftan sonu ölümle biten saldırılara, daha doğrusu cinayetlere kadar uzanmaktadır. Bu durumun son örneği geçtiğimiz günlerde İstanbul Kadıköy`de yaşanmıştır.
Kadıköy‘de önceki gece bir grup içindeki kadınları taciz edenler, gruptakilerin karşı çıkması üzerine demir sopalar ve bıçaklarla saldırıp öğretmen Bahadır Grammeşin‘i bıçaklayarak öldürmüşlerdir.
Özel bir okulda zihinsel engelliler öğretmenliği yapan Bahadır Grammeşin`in de aralarında bulunduğu 15 kişilik toplulukta yer alan bir grup kadın, bir başka grup tarafından sözlü tacize uğramıştır. Tacizi gerçekleştirenler ellerinde döner bıçağı, sallama ve demir çubuklarla öğretmen Bahadır Grammeşin`in içinde olduğu gruba saldırmış, önce başından yaraladıkları Grammeşin`i, yere düştükten sonra bıçaklayarak öldürmüşlerdir.
Bahadır Grammeşin`in ölümü, yine geçtiğimiz aylarda Kadıköy`de kartopu oynarken esnaf tarafından bıçaklanarak öldürülen gazeteci Nuh Köklü`nün öldürülmesi gibi açık bir nefret siyasetidir. İktidarın her fırsatta körüklediği şiddet ve nefret dili yine etkisini göstermiş, genç bir öğretmen arkadaşımızın bıçaklanarak öldürülmesine neden olmuştur. Bahadır Grammeşin`in öldürülmesi basit bir adli vaka değil, aksine bilinçli bir şekilde sürdürülen baskı, şiddet ve nefret politikasının somut bir sonucudur.
Eğitim Sen olarak, genç yaşta katledilen öğretmen Bahadır Grammeşin`in ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyor, toplumda şiddet ve nefreti körükleyenlerin bu cinayetin sorumluları olduğunun bilinmesini istiyoruz.
EĞİTİM-SEN
EĞİTİM-SEN