Sendika Başkanları da FETÖ Soruşturması İle Araştırılmalı

Sendika Başkanları da FETÖ Soruşturması İle Araştırılmalı

 Sendika Başkanları da FETÖ Soruşturması İle Araştırılmalı. Bilindiği üzere FETÖ PDY Paralel İhanet Çetesi (P.İ.Ç) kapsamında bir öğretmenler de olmak üzere bir çok kamu kurum ve kuruluş mensubu personel açığa alındı. Şu ana kadar tüm bakanlıklarda açığa alınan personel sayısı 60 bini geçmiş durumda. Bu açığa alınmalarda özellikle Paralel  İhanet Çetesine yakınlığı ile bilinen okullarda çalışan öğretmenler ve sendikalar göze çarpıyor. FETÖ terör örgütüne yakınlığı ile bilinen Aktif Sen üyeleri öğretmenler şu an açığa alınmış durumda, bu öğretmenler soruşturmanın ardından gerekli iş ve işlemlere tabii tutulacaklar.

Paralel İhanet Çetesi (P.İ.Ç.) kapsamında açığa alınmalar bir de Bank Asya hesabına kayıtlı olan personellerde oluyor. Bank Asya hesabı bulunan personeller, 17-25 Aralık olaylarından sonra hesaplarını kapatmayan personeller de PDY/FETÖ kapsamında sorusturmaya tabii tutuluyor.

Paralel İhanet Çetesi (P.İ.Ç) kapsamında açığa alınmalarda 17-25 Aralık operasyonlarının da etkisi büyük. O tarihten sonra önce paralel devlet okullarına çocuklarını gönderen aileler o tarihten sonra paralel devlet okullarından öğrencilerini çektiler.

TOÇ-BİR-SEN  Genel Başkanı GÜNAY KAYA yaptığı basın açıklamasında şunları kaydetti:

Bazı internet sitelerinde hakkımda 09.08.2016 tarihinde yer verilen haber, içerik ve yorumlarla ilgili kamuoyunu bilgilendirme zarureti doğmuştur.

Söz konusu haberlerde şahsıma, aile bireylerime ve hepsinden önemlisi üyesi, yöneticisi ve bağlısı olduğum sendikama ve Konfederasyonuma yönelik ithamlar, geçmiş, bugün ve gelecek kapsamında üçboyutlu bir manipülasyon/ provokasyon üretme iradesiyle kaleme alınmıştır.

Şahsım ve aile bireylerimden hiçbirininFetullahçı Terör Örgütüyle ilişkisi, bu örgütün uzantısı STK ve yayın organlarıyla ilgisi olmadığı bütün kamuoyunca bilinmelidir.

Çocuklarının geleceğine ilişkin karar verme ve sorumluluk alma hassasiyetlerine sahip her ebeveyn gibi şahsım da, çocuklarıma en iyi eğitim hizmetini alabilme imkanı sunma telaşını ilkokul 1. Sınıftan itibaren yaşadım ve gereğini yaptım. Çocuklarım başarılı geçen eğitim süreçlerinin bir sonucu olarak farklı okullardan gelen bursluluk sınavına katılım daveti çerçevesinde, katıldıkları sınavlarda elde ettikleri yüksek puanlarla birçok eğitim kurumundan burslu kayıt teklifi elde ettiler. Bu çerçevede oğlum 2012 yılında kazandığı bursluluk sınavı sonucuna dayalı olarak (17- 25 Aralık 2013’ten önce) Samanyolu Fen Lisesinde eğitime başladı. Bununla birlikte anılan eğitim kurumunda yürütülen (yaz kampları vb.) eğitim dışı uygulamaların hiçbirine dahil olmamıştır.

Fetullahçı Terör Örgütünün 17- 25 Aralık yargı ayaklı darbe teşebbüsü sonrasında söz konusu eğitim kurumlarının konumu dikkate alınarak oğlumu ivedilikle anılan eğitim kurumundan başka bir kuruma nakletmem gerekirken bunu gecikerek yapmanın hem şahsıma, hem de çocuğuma yönelik önemli bir hata olduğunun farkındayım. Bununla birlikte böyle bir hata üzerinden şahsıma, aileme ve sorumluluk aldığım kurumlara yönelik itham odaklı haber yapanların geçmişten bugüne biriktirdikleri kin ve husumeti pazara dökme tavırları da kamuoyunun farkında olduğu ve olması gereken bir husustur.

Bu kin ve husumeti ispatlayan bir bilgi olarak, Fetullahçı üniversitede eğitim gördüğü iddia edilen diğer çocuğumun 23/08/2012 tarihinde kaydolduğu Hacettepe Üniversite Tıp Fakültesi (İngilizce) 5. Sınıf öğrencisi olarak yüksek öğretimine devam ettiğini haber sahipleriyle ve kamuoyuyla paylaşma zarureti doğmuştur.

Diğer taraftan fetullahçı terör örgütünün içtimai ve iktisadi herhangi bir kuruluşu ya da bu kuruluşların yönetici ve üyeleriyle ilişkim/ temasım olmadığı; dostlarım, rakiplerim ve muarızlarım tarafından bilinmesine rağmen anılan haber içeriklerinde Bank Asya ile ilgili irtibat algısı oluşturma çabası da haberin ve haberi yazanların sinsiliğini ortaya koyması yönüyle önemlidir. Bank Asya ile “mudi” sıfatını gerektirecek ya da sürekli ilişki anlamında değerlendirilebilecek bir ilişkim bulunmamakta olup menkul ya da gayrimenkul alımı kaynaklı ödemelerin (satıcı firmanın ödemelerde aracı bankası olma hali kaynaklı olarak) Bank Asya üzerinden yapılması zarureti dışında, 17- 25 Aralıktan sonra herhangi bir ilişkim yoktur.

48 yıllık hayatımın herhangi bir anında mensubu ya da meftunu olmadığımı herkesin bildiği fetullahçı örgütle irtibatımın bulunmadığını ispatlama çabasına girişmeyi; şahsiyetime, aileme ve yüksek sorumluluk taşıdığım kurumlara karşı saygısızlık kabul ettiğimi tüm kamuoyunun bilmesini isterim. Bugünden, geçmişe ortaya koyduğum söylemler, öncüsü ve paydaşı olduğum eylemler, son olarak 15 Temmuz ve sonrasında gerek kişisel, gerekse kurumsal düzeyde darbe/ cunta/ işgal teşebbüsüne yönelik direnişe katılımım ve katkılarım, haber içeriğindeki ithamların üzerime yapışmasını engelleyen ve her birini iftira olarak tescilleyen, tarihin kaydettiği deliller olarak herkesin bilgisi dahilindedir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

Günay KAYA


Kamu kurumlarında devletin yaptığı açığa alınmalar kapsamında açığa alınan öğretmenlerin sebepleri araştırıldığında, 17-25 Aralık sürecinden sonraki durumların da etkili olduğu düşünülerek, Günay Kaya'nın çocuğunu FETÖ okulundan çekmemesi bu konuda bir çifte standart mı uygulanıyor? düşüncesini akıllara getirmiştir. Öğretmenler ve diğer kamu kurumlarındaki personeller açığa alınmalarda büyük bir titizlik göze çarparken bir sendika başkanının böyle bir durumda soruşturmaya tabii tutulmaması akıllara soru işaretlerini getirdi.


İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Sendikalar Haberleri