TEOG sonrasında getirilecek sisteme dair gelen resmi açıklamalar, AKP’nin eğitim politikasındaki ve sınav tartışmalarındaki temel amacını gözler önüne seriyor.
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in basına verdiği demeçlerdeki ifadelerinden TEOG yerine getirilecek sistemde, sınava girerek %10’luk “başarı” diliminde yer alamayan öğrencilerin 3 Anadolu Lisesi, 3 İmam Hatip Lisesi ve 3 Meslek Lisesi’nden 5 tercih yapacaklarını açıkladı.
Bununla birlikte Tekin, başka bir demecinde de söz konusu 5 tercihe yerleşememe durumunda öğrencilere pansiyonlu ortaöğretim kurumlarına yerleşme olanağının tanınacağı ve bu kapsamda da öğrencilerin 5 pansiyonlu liseyi tercih edebileceğini ifade etti.
Tekin’in sözlerini mercek altına aldığımızda, tartışmaların ilk gününden itibaren dikkat çekmeye çalıştığımız noktanın nasıl ustalıkla yapılandırıldığı görülecektir!
- Pansiyonlu liseler Fen, Sosyal Bilimler ve İmam Hatip Liselerinden oluşmaktadır.
- Ancak MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in açıklamalarından sınavsız adrese dayalı yerleştirmede pansiyonlu olan Fen ve Sosyal Bilimler Liselerinin adı telaffuz edilmemekte, bu liselerin sınavla öğrenci alacağı anlaşılmaktadır.
- Türkiye’de 1452 İmam Hatip Lisesi bulunmaktadır. Bunun neredeyse yarısı, 773’ü pansiyonlu İmam Hatip Liselerinden oluşmaktadır. Pansiyonlu İmam Hatip Liselerinin toplam kontenjanı 114.000 civarındadır.
- Dolayısıyla herhangi bir tercihine yerleşemeyen öğrenciler, doğrudan MEB tarafından söz konusu pansiyonlu İmam Hatip Liselerine yönlendirilmek istenmektedir.
Pansiyonlu İmam Hatip Liseleri Haritası(Kaynak )
Eğitim Sen olarak, bu uygulamayla AKP’nin ve MEB’in temel hedefinin yoksul ailelerin çocuklarının geleceğine ipotek konulacağını, onlara sunulan seçeneğin Meslek Liseleri, İmam Hatip Liseleri ya da pansiyonlu İmam Hatip Liselerine olduğunu belirtmek isteriz. Üstelik pansiyonlu liselerde yaşanan taciz, istismar ve şiddet gibi sorunların varlığı da yine Bakanlık tarafından bilinmesine ve bu sorunların çözümüne yönelik köklü politikalar üretilmemesine rağmen bu adımlar atılmaktadır. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi siyasi iktidarın temel önceliği nitelikli bir eğitim hizmeti örgütlemek değildir. MEB’in temel amacı AKP’nin toplum mühendisliğine hizmet etmektir. Bu uğurda attıkları her adım da öğrencilerimizin emeğini ve geleceğini yok saymaktadır. Bu nedenle, sürecin yakından takipçisi olacağımız ve bu konuyla ilgili MEB’in her hamlesi ile ilgili kamuoyuyla görüşlerimizi paylaşacağımız bilinmelidir.