Saygıdeğer Muğla ve Milas Kamuoyu!
Değerli basın mensupları!
Son dönemde Milli eğitiminde özellikle Milas’ta yaşananlar tüm kamuoyunun malumudur. Milas’ta mülakatlar sonucu ataması yapılan 15 müdürün 14’ü malum sendika üyesidir. Daha önce yaptığımız açıklamalarda da belirttiğimiz gibi müdürlük değerlendirmelerinde ve görevlendirmelerde nasıl yandaş sendikaya eğitim çalışanlarının üye yapmaya zorlandığını net ve somut belgelerle ortaya koymuştuk.
Bu kadar açık haksızlık ve hukuksuzluk karşısında en iyi savunma hücumdur mantığı ile sendikamıza saldırmaları ancak cambaza bak deyip yankesicilik yapan zihniyete benzer kişilerin ruhet-i haliyesini yansıttığı kanaatindeyim.
Devrin değiştiği doğrudur. Artık siyasi iradeye ram olmayan, ona ram olmuş sendikaya üye olmayan hiçbir kamu çalışanının görevde yükselme, idareci olma, lojmanda oturma, başarı belgesi alma vb. hakkı yoktur anlayışını tüm kamuoyuna inandırmaya çalışmaktadırlar. Yani dik durmanın yerine yamulmanın faziletlerini anlatmaktadırlar.
Bu ülkede statükocu zihniyet eskiden beri vardır. Daha önce ordunun, basının, elitlerin vesayeti varken bugün sivil vesayetle karşı karşıyayız. Kendisine ram olmayan hiçbir grup ve kişiye hayat hakkı tanımayan bir vesayet altındayız.
Bizim derdimiz Türk Eğitim-Senliler müdür olsun Eğitim Birliler, diğer sendikalılar veya sendikasızlar müdür olmasın derdi değildir. Bizim derdimiz mizacı meşrebi sendikası ne olursa olsun objektif ve herkes tarafından kabul görmüş kriterlere, yani ehliyet ve liyakat göre Hak edenlerin olmasıdır.
Hak sendikacılığı yerine ideolojik ve menfaatperest sendikacılık yapanlar kendilerini kamuoyu önünde aklamak için hak sendikacılığın gönül erlerine dil uzatmaktan haya etmemektedirler.
Her kim ki bulunduğu makamı, elindeki gücü kendi nefsine uygun kullanırsa bunun adı alçaklıktır. Ben böyle bir sendikacılık anlayışını tanımıyorum. Biz sendikacılığı, hak eden insanların hakkını teslim etmek olarak gördük. Bizim üyemiz olsun, olmasın T.C. Devleti’nin her vatandaşı mezhebi, meşrebi, siyasi anlayışı ne olursa olsun saygıdeğerdir. Bu nedenle siyasallaştırılmış makamların Türkiye’nin geleceği bakımından ciddi kaygılar yaratması gerektiğini düşünüyoruz. İnsanların önüne bariyerler koymak sendikacılık olmadığı gibi, insanlık bile değildir. Bu anlayışlara zemin hazırlanmamalıdır. Bu köhne anlayışın yerle yeksan edilmesi için mücadele etmeliyiz. Bizim davamız insanı şahsiyetsiz kılmak değil, insanları inanmadıkları şeye teslim etmeye zorlamak değil; insanı kazanmaktır. Aksi taktirde günü yaşayan, ilkeleri olmayan bir insan topluluğu olmaktan öteye gidemeyiz. Biz yolumuza böyle devam ettik, Allah izin verirse hep böyle devam edeceğiz. Yanımızda kim olursa olsun hiç önemli değil, biz bu sağlam anlayışla Türkiye Kamu-Sen olarak mücadele etmeye devam edeceğiz. Ben biliyorum ki; bizim anladığımız anlamda, inandığımız değerlerin tökezlemesi dahi, bu milletin, bu coğrafyada yaşama hakkının tehlikeye girmesi anlamına gelir. Bir milletin aydınları tökezlememeli; her şeye rağmen doğruları yapmalıdır ki, diğer insanlar da onların bu tavrından etkilenerek, doğruyu yapma cesareti bulmalıdır. Eğitim davası bir milletin gelecek davasıdır. Bu davayı inşa etmekle görevli eğitim çalışanlarının sadece kendi nefisleri için yaşayan insanlar haline gelmesi çok tehlikelidir. Bunu kabul etmiyoruz. Biz bugünlere güçlenerek geldik, bundan sonra da aynı minvalde yolumuza devam edeceğiz.”
Buradan bir kez daha kamuoyuna seslenmek istiyorum Türk Eğitim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen kurulduğundan beri hak sendikacılığı yaparak sürekli sayısını sağlıklı bir şekilde arttıran gücünü yalnızca üyesinden alan bir sendikal anlayışa sahiptir. Bizi kendileri gibi zannetmesinler.
İki kör yemek yerken bir tanesi diğerine niye köfteleri ikişer ikişer yiyorsun demiş öteki de sen kör değil misin nerden biliyorsun iki iki yediğimi deyince ben ikişer ikişer yiyorum da oradan biliyorum diye cevap vermiş.
Kişi karşısındakini kendisi gibi bilirmiş diye bir söz vardır. Asıl kurdukları bireysel menfaate dayalı düzenin değişmemesi için pervasızca saldırıya geçmişlerdir. Eğitim çalışanlarının karakterlerini iğdiş ederek sendika değiştirmeye zorlayanlar, korku imparatorluğu yaratmaya çalışarak bu hormonlu büyümeyi sendikal gelişme olarak görmeleri ne kadar sağlıksız düşündüklerinin göstergesidir.
Ama korkunun ecele faydası yoktur. O yüzden herkes sussa da, susturulsa da, biz susmayacağız. biz sussak tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak. Bizden kurtulsanız vicdan azabından kurtulamayacaksınız. Vicdan azabından kurtulsanız, Allahın gazabından kurtulamayacaksınız.
29/12/2014
Mürsel ÖZATA
Türk Eğitim-Sen Muğla Şube Başkanı
Türkiye Kamu-Sen Muğla İl Temsilcisi
MİLAS EĞİTİM BİR SEN 'DEN YAPILAN AÇIKLAMA
Devir nasıl da değişti. Eskiden sokakta hak aranmasın sadece kendi gemimiz yürüsün diye uğraşırlardı. Hatta bizim dediğimiz oluyor olmaya da devam edecek diyerek güç gösterisinde bulunurlardı. Şimdi düştüler sokaklara güya hak aramaya başladılar. Kurdukları düzen için dönen tekerlerine çomak sokuldu anlaşılan.
Kendi statükocu zihniyetinden başka bir fikri kabullenemeyip sürekli kavga dilini seçen, kendi gibi düşünmeyenleri ötekileştiren, kendi arkadaşlarının sorunlarını çözemez hale gelen, hatta yakın zamana kadar kendi yanında olup ta kendi politikasından hatalarından dolayı bir çok kişiyi kaybeden, ortaya çıkan tabloda niçin kaybettim diye kendinde hata aramak yerine; bu çok değerli arkadaşlarımıza hain deyip hakaretler yağdıran bu zihniyete bir çift sözle seslenmek bana farz oldu.
Eeeyyy! kendinden başkasını tercih edilemez ve sorun çözemez, yönetemez gören ''hadım edilmiş idrak''. Yıllarını boşa geçirmişsin. Evvela aynaya bak. Yukarıda saydığım değerlere ne kadar uzak olduğunu gör. Hep başkalarında hata arayarak kendi hatalarını örteceğini mi sanıyorsun?
Yıllarca o görevlerdesiniz eğitim öğretimin çıtasının yükselmesi için neler yaptınız? Hangi projeleri ürettiniz? Hangi çiviyi çaktınız? Dava dava deyip durdunuz. Davanıza insanlığa hizmet olarak hangi adımı attınız? Sizi gidi kuru söz salatacıları sizi...
Artık ülke genelinde millet olarak ta bölgemizde bizler de bunları çok iyi tanıyoruz. Bunları ve bunları taşıyan vagonları raydan çıktı. Kimlerle iş tutacaklarını kimlerle ittifak yapacağını şaşırdılar. Geriden gelecek vagonların enkazı altında kalacakları gün gibi ortadadır.
Medeniyetten ve üsluptan nasibini alamamış bu güruh açıklama ve yaklaşımlarına karşın sağduyusunu, itidalini kaybetmeyen ve insana yakışır tavırlarını sürdüren tüm arkadaşlarımı ayakta alkışlıyorum. Değerli arkadaşlarımızın bundan sonra yapacak oldukları çalışmaların bunun göstergesi olacağına inancım tamdır. Tüm arkadaşlarıma başarılar diliyorum.
Fikret GÜLER
Eğitim Bir Sen Milas İlçe Başkanı