Yaz Havasına Girin Çocuklar, Önce Eğlenin...

Unutmayınız ki, öğrenci yaz tatilinin tadını çıkarabilirse, önümüzdeki ders yılının da tadını çıkarabilir

 Yaz Havasına Girin Çocuklar, Önce Eğlenin...

2015-2016 ders yılı, 17 Haziran 2016 günü sona ermiştir. Bu bağlamda, öğrencilerimiz karnelerini almışlar ve yaklaşık üç ay sürecek olan yaz tatiline kendilerini büyük bir zevkle ve heyecanla atmışlardır. Tüm öğrencilerimize, eğlenceli ve enerji toplayabilecekleri bir yaz tatili dileklerinde bulunmak istiyorum. Ama bazı öğrencilerin, çevresel dayatmalar ile okullarda 20 Haziran 2016 gününden sonra başlaması planlanan yaz dönemi destekleme kursları ile başları dertte diyebilirim. Onlar, yaz tatilinden umdukları eğlenceyi, bu sınırlama ve kısıtlama ile bulamayabilirler. Halbuki, yaz tatili, tüm öğrencilerin ders yılı içinde görecekleri temel derslere ara verilerek yeni ders yılına enerjik, heyacanlı ve özlemle girmeleri için bulunmaz bir fırsattır. Ama öğrenciler için yaz tatili hevesleri, çevresel birtakım bahsedilen zorlamalar ile kursaklarında kalabiliyor. Ve olan, yazın tadını okuldan ve derslerden uzaklaşarak çıkaramayacak öğrencilere oluyor. MEB’e , bu bağlamda tavsiyem ise şu olacaktır. Yaz dönemi içinde okullarda açılması planlanmış olan destekleme ve yetiştirme kursları, ders yılı içinde görülecek temel dersler dışında yaz ayının havasına uygun başka dersleri de kapsayabilir. Eğer ki, tebdil-i mekan iyidir ve yarar vardır anlayışında iseniz, o zaman çocukları kendi halinde bırakalım, diledikleri gibi bir yaz tatili planlaması yapsınlar. Bana göre şu durumda, okullarda destekleme kursları, camilerde kuran kursları diktesi sonucunda, öğrencilerimizin iki ayağını bir pabuca sokarak eğlenceye, gezmeye, dilediği gibi yaz tatilini geçirmeye zaman bırakmıyoruz. Yaz tatili boyunca, onlara, eğlenecekleri, gezecekleri ve sosyal-kültürel akvitelerle haşır neşir olarak yoğrulacakları alanlar açmalı ve imkanlar yaratabilmeliyiz. Böylelikle, onları okuldan ve malum temel derslerden uzak alanlarda, yeni ders yılına daha motive olmuş ve enerji toplamış şekilde hazırlayabiliriz. Yeni ders yılına bomba gibi giren öğrencilerimiz olsun istiyorsak, veli ve öğretmenler olarak, onları okullarda açılan Matematik, Türkçe gibi destekleme kurslarına değil, geçen ders yılının yorgunluğunu atacakları eğlenceli sosyal-kültürel alanlara ve yerlere yönlendirmeliyiz. Unutmayınız ki, öğrenci yaz tatilinin tadını çıkarabilirse, önümüzdeki ders yılının da tadını çıkarabilir.

Eğitim Bir Sen, İsminden Menkul BİR/YEK olma Peşinde...

Özellikle son dönemde yazdığım yazılarda, malum bir sendikanın üye sayısı bağlamında açgözlülüğünün hangi boyutlara ulaştığını kaygı verici şekilde izlediğimi ifade etmiştim. Ve bu minvalde yazdığım yazılarda, Malum Sen’in üye toplamada artık boyut değiştirdiğini, yönetici görevlendirmelerindeki ve öğretmenin adaylık sürecindeki mevzuatsal yeniliklerin (!) emekçileri Malum Sen’in önüne attığını ve ona mecbur bıraktığını belirtmiştim. Bilahare, böyle devam ederse, Malum Sen’in, ismindeki BİR’den etkilenerek, üyelerin toplandığı kağıtsal alanlarda YEK/TEK/BİR olmaya oynadığını bir öngörü olarak ortaya koymuştum. Çiçeği burnunda bakanımız Sayın İsmet YILMAZ’ın ise bu konuya bir an evvel müdahil olarak, malum sen’i sendikal çalışma alanlarına çekerek hizaya getirmesini naçizane önermiştim. Bu bağlamda, diyebiliriz ki, Malum Sen’in başat şekilde TEK/YEK/BİR olmaya oynadığı bu oyunun, MEB’in havasını daha da bozacağını, eğitim emekçilerinin arasını iyice açacağını ve bu nedenle camia içinde bir barış ve huzur ikliminin tesis edilemeyeceğini öngörmek için müneccim olmaya gerek yok. Bundan dolayı görünen MALUM SEN kılavuz istemez diyebiliriz. Malum Sen’in, mevzuatsal yeniliklerin fırsatçılığını yaparak, yetki aşırmaları ile topladığı üyelerin, nicel olarak diğer sendikaları SIFIRLAMAya kadar dayandığını ise aşağıda dikkatlerinize sunacağım belgede görebilirsiniz.

Malum Sen’i, üye sayılarının toplandığı kağıtsal zeminde YEK/TEK/BİR yaparak, sendikal manada alanları diğer sendikalara dar etme hevesinin bir resmini de görüyoruz aslında. Demek ki, diğer sendikaları SIFIRLAYARAK bitirme ve malum sen ile camiayı kontrol altına alma operasyonları aşağıdaki resim ile iyice gün yüzüne çıkmış durumda. Bir dönem, paralelin MİLLİ EĞİTİMDEKİ kadrolarına ve hallerine verilen geçit ve yol, bu sefer bir başka versiyonu ile karşı karşıyadır. Ve MEB, ileride dizini döverek hayıflanmamak için Malum Sen’in mevzuatsal olarak önünü açan ve eğitim emekçilerini aba altından sopa göstererek malum Sen’e cebren ve hile ile yönlendiren üye yapma yollarını tıkamalıdır. Yoksa, bilinmelidir ki, EĞİTİM BİR SEN, sendika olarak bu hizmet alanında BİR olma gibi TEHLİKELİ BİR OYUN oynamaktadır. Gözden kaçırılan ise demokrasilerde, hiçbir alanda sadece ‘’BİR’’ olmayacağı gerçeğidir. Onun için BİZLER, EĞİTİM EMEKÇİLERİ OLARAK NE TEK PARTİLİ BİR SİYASET, NE DE TEK SENDİKALI BİR EĞİTİM ÖĞRETİM VE BİLİM HİZMET KOLU istiyoruz. Gerçek demokratlık, çoğulculuğu gerekli kılar. Gerçek 12 Eylül karşıtlığı da... 2010 referandumu propaganda sürecinde güya demokrasi adına yapılan içi boş 12 Eylül karşıtlığının ise gerçek yüzünü şimdilerde daha net görebilmekteyiz. Tek olma heveslilerinin, tek olma adına, o tek’e karşı kim var kim yok ise hepsini bir torbada sıfırlama amaçları, şimdilerde resmi belgelere bile yansıyor görünüyor. Bu heveslilerin, bırakın çoğulcu demokrasiye, demokrasiye çok ağır darbeleri olduğu müşahede ediliyor. Dildeki demokrasi nanesinin yeni icadı ve keşfi, dilerim, her alanda TEK’in karşısındaki DİĞERLERİNİ sıfırlayan TEK’ELCİ DEMOKRASİ değildir. Yoksa, bu TEKELCİLİK, at başı olarak başladığı yolda, başatlığa kavuşmasına rağmen hala gözü doymayan bir görüntü içinde, ortada kendinden başka STK bırakmayacak bir şekilde ve havada yol almaya devam eder. Bu yolda istedikçe isteyen, Allah verdikçe veriyor diyerek de bunu dinsel bir yere dayandıran bu TEKELCİLİĞİN, önlem alınmazsa isteklerinin önü alınamaz ve biliniz ki bunun da sonu yoktur. Ne diyelim? Allah, gözlerini doyursun... Ve unutmadan şunu da belirtmeliyim ki, her TEKELCİYE karşı biriken bir ENERJİ VE BASINÇ ÇOĞUNLUĞU mutlaka bir yerde kendini gösterir. Aşağıda ise böyle bir çoğunluğun resmi vardır. Bunu ise dikkatlerinize memnuniyetle sunmak isterim:

Kağıtsal zeminde, üye sayısı bazında DİĞERLERİNİ sıfırlayarak TEK/BİR/YEK olma heveslilerine uyarımdır:

1-      DİĞERLERİNİ, TUTTUĞUNUZ CEBREN VE HİLE YOLLARI İLE BİRLEŞTİRMEYİN DERİM...

2-      YÖNETİCİ GÖREVLENDİRMELERİNİN ÜZERİNDEN ÇEKİN KATAKULLİ KOKAN ELİNİZİ DERİM...

3-      ‘’BİZİM SAYEMİZDE GÖREVLENDİRİLDİN’’ BASKILAMASI İLE YETKİ AŞIRDIĞINIZ YÖNETİCİLERİN ÜZERİNDEN ÇEKİN ELİNİZİ DERİM...

4-      YETKİSİNİ ELİNDEN ALIP ÜYE DEVŞİRDİĞİNİZ DANIŞMAN ÖĞRETMENLERİN VE MÜDÜRLERİN ÜZERİNDEN ÇEKİN ELİNİZİ...

5-      MÜDÜRLERİN MÜLAKATLARINA, MÜDÜR YARDIMCISI GÖREVLENDİRMELERİNDEKİ MÜDÜR İNHALARINA, ADAY ÖĞRETMENLER VE KADROLU ÖĞRETMENLER ÜZERİNDE YAPILAN PUANSAL PERFORMANS DEĞERLENDİRMELERİNE BURNUNUZU SOKMAYI BIRAKIN ARTIK DERİM...

YUKARIDAKİ RESME İYİ BAKIN, SİZE VE BİR OLMA HEVESLERİNİZE KARŞI BİR OLABİLECEK BİR ENERJİ VE BASINÇ BİRİKİYOR... BENDEN DEMESİ... BİR OLAYIM DERKEN, ÖYLE BİR olmuşBİR MİRAS BIRAKIYORSUNUZ Kİ İSTİKBALE...

Saygılarımla...

Saygılarımla...

 

Yahya ASLAN

İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Sendikalar Haberleri