Telafi Programı mı? Yani?

1 Haziran’a yaklaşıyoruz.

Malum uzaktan eğitimin bu güne değin devam edeceği ifade edilmişti.

Ve bu gün gelip çatmak üzere yine.

Eğitim paydaşları da kafalarını kaldırıp MEB’e bakıyor şimdilerde.

İşte tam da böyle bakarken geldi MEB’in tepesinden bir mesaj.

Ziya Bey, 1 Haziran’a sayılı günler kala dümeni tattişko ve ponçik mesajlarından biriyle şöyle kırıyordu:

‘‘Eğitimde telafi uygulamasına hazırız. Büyük ve kapsamlı bir telafi süreciyle; akademik, sosyal duygusal ve fiziksel alanda olumsuz etkileri ortadan kaldıracağız. Haziran ayı itibarıyla başlayacağımız çalışmalar 2021-2022 eğitim yılını da kapsayacak.

Canım çocuklarım; Eğitimde telafi programımız; ekrandan uzaklaşacağımız, sosyal duygusal alanda iyileşeceğimiz ve fiziksel olarak aktif olacağımız, katılımınızın ihtiyacınıza ve isteğinize bağlı olacağı ve eğlenerek öğreneceğiniz bir program. Sevgiyle...’’

Bir kere çıktı işte ponçik mesajdan ‘‘telafi programı’’ mesajı...

Ne yapsın Ziya Bey şimdi.

Ve göz kırpılarak verilen ‘‘telafi programı’’ mesajına öğretmenlerden, öğrencilerden gelen ‘‘yorulduk’’ tepkisiyle dümenin başına Ömer Bey geçti. Ömer Bey de dümeni başka bir yöne kırdı kafaları karıştırırcasına ve ‘‘Allah, Allah!’’ dedirtircesine:

‘‘Telafi programımızın 'yaz dönemi' kapsamında, isteyen öğretmen ve öğrencilerimize, ikamet veya tatil adreslerinde; sanatsal, sportif ve kültürel etkinlikler için imkânlar oluşturuyoruz. Öğretmenlerimiz, bu programlarda öngörülen ders saati üzerinden görev alabileceklerdir.’’

Bu mesajdan sonra olayın neyin nesi olduğu yine anlaşılamadı. Yani olay netleşmedi fakat olsun. Mühim değil. MEB’in görüntüleri önce bulanık görünür sonra yavaş yavaş netleşmeye başlar. Fluluk tedricen gider. Buna kervan yolda düzelir misali mi desem acaba? Siz artık ne derseniz deyin bu duruma. Gerçi bir arkadaş, MEB’in bu yöntemini eğitim pedagojisi açısından merak uyandırıcı ve güdüleyici olması hasebiyle müspet değerlendiriyor. Ama olsun. Bardağa dolu tarafından bakanlar da olmalı yahu.

Ömer Bey’den anladığımız ise telafi programına tıpkı yazılı sınavlarda olduğu gibi isteyen öğrenciler dahil olabilecekler. Bir de öğretmenler isterlerse telafi programında görev alabilecekler ve diledikleri yerde, ister ikamet yeri ister tatil yeri...

Böylelikle bir tepki dalgası daha püskürtülmüş oldu.

Dip dalga diyelim buna.

MEB, öğretmen-öğrenci-veli kuşatmasından sosyal medya üzerinden paylaşılan mesaj adımlarıyla sıyrılmaya çalışırken TED’ten şaşırtıcı bir sosyal mesaj geldi:

‘‘Okullar Haziran ayında kapatılsın, Ağustos'ta tamamen açılsın.’’

Eğitim paydaşları, bu mesaja ‘‘Haydaaa!’’ diye tepki vermiş olabilirler. Merak ettim, ‘‘Emrindeyiz aga!’’ diyenler olmuş mudur acaba? Corona kuşatması altında ne yapacağını bilemeyen MEB ise bu mesaja göz ucuyla dahi bakmamıştır bence. Yani kafasını allak bullak etmek istememiştir.

Valla bence hakkı da var. MEB’e çok yükleniyoruz çünkü. İlgili, ilgisiz herkes yükleniyor. Yüklendikçe eli ayağına dolaşıyor. Sonra bu haletiruhiyeden ötürü hedef kitleyi tatmin edecek göstermelik adımlara yöneliyor. Dişe dokunur olmayan... Bazen hedefi de şaşırıyor.

Turizm sektörü ise TED’in bu mesajına kaşlarını çatarak reaksiyon vermiş olabilir. Tamamen duygusal (!) nedenlerden...

Sağlı sollu bu bindirmelerden sonra günün sonunda eğitim ortamını şöyle betimler durumdayım:

‘‘Herkes rüzgar gibi esip gürlüyor ama yaprak kımıldamıyor.’’

Sevgili Z kuşağı gençler, siz bu olup bitenlere takılmayın, kendinizi yetiştirin ve geliştirin. İlgilerinize-yeteneklerinize ve keyfinize bakın. Halihazırda bu olup bitenlere bakarsanız yolda kalırsınız.

1 Haziran’ı da boş verin, günlerinizi dolu dolu geçirin.

Saygılarımla...

İyi tatiller...

Yusuf SEVİNGEN

İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Sonhaberler Haberleri