Maaş farkı, sosyal ve özlük haklarının yükseltilmesi gibi birçok kazanım, kalkınmada öncelikli bölgede çalışan öğretmenlerimize verilmişti. Bu bölgelerde çalışan öğretmenler verilen bütün fırsatları teperek, batı da bulunan illerimizde çalışmak istediler. Öğretmenler eğitim adına yaşanan birçok sorunun da tam merkezinde yer alıyorlardı. Toplumla öğretmen arasında ki maddi ve sosyal fark açılmış, öğretmen topluma uyumda özellikle de öğrenci velileriyle büyük sorunlar yaşıyorlardı. Okula öğrenci durumunu sormaya gelen, öğrencisiyle oldukça ilgili velileri dahi tekme tokat döverek okullardan kovuyorlardı. Öğrenci problemlerinin tamamı öğretmenlerin öğrencilerine sahip çıkmamasından kaynaklanıyordu. Öğretmenlerin, öğrenci ve velilerle ilgili şikâyetlerini belirtmeleri için alo 147 hattı bile kurulmuştu. Kariyer imkânları da sunulmuştu öğretmenlere, istediği yerde eğitim alıp kendini akademik anlamda geliştirebilirdi. Eğitim de ileriye gidemeyişimizin tek sebebi de mükemmele yakın donanıma sahip ve yüksek bütçeli okullarımızda öğretmenlerin çalışmamasıydı. Senenin yarısını tatil yaparak geçiren ve yatarak para kazanan öğretmenler her şeyi elinin tersiyle iterek istemezükçü oldular. Öğretmenlerin yarattığı sorunlara artık çözüm bulunması gerekiyordu; üst akıl devreye girerek geçmişte uygulanan ve mükemmel sonuçlar alınan, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının tekrar devreye girmesi öğretmen kaynaklı sorunların önüne geçecekti. Keşke her şey yukarıda anlatılan gibi olsaydı ve öğretmen kaynaklı sorunlardan ötürü sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına ihtiyaç duyulsaydı.
TAZE ÖĞRETMENE SÖZLEŞMELİ PRANGA
Bütün derdimiz, kalkınmaya öncelikli bölgelerde çalışan öğretmenleri buralarda tutamayarak başladı.. Oysaki bu bölgelerimizde çalışan öğretmenlerin orada verimli çalışmasını sağlamak için neler yapılmıştı neler!
Kadrolu öğretmenleri rahatsız etmeden, yeni atanacak aday öğretmenlere sözleşme yapılarak sözleşmeli öğretmenlik sistemi uygulamaya konacak. Sözleşmeli öğretmenler performansları ve bulunduğu yeri kabullenme istekleri bir hayli yükselip, beş yıl geçtikten sonra kadroya geçecekler. Beş yıl bulunduğu bölgede çalışma zorunluluğu getirilerek, eş durumu, eğitim, vs. gibi haklardan yararlanmaları sınırlandırıldı. Sadece çalışma hayatında değil, sosyal hayatlarında da sözleşme hükümlerine boyun eğmek zorundalar. Sözleşmeli oldukları için evlenmek istediklerin de eş seçimine dikkat edecekler. Eşleri kadrolu öğretmen olacak ise beş yıl boyunca kalkınmaya öncelikli bölgede yanların da kalmaya ikna edecekler. Sözleşmeli öğretmenlerin, aile kurmak istemesi bile belki de sözleşme hükümlerine takılacak. Uygulanacak olan bu sistemin üst düzey bürokrat, akademisyen, polis, asker, diğer kamu kurumlarında çalışan memurlara da sözleşmeli öğretmene uygulandığı gibi uygulanacağını tahmin ediyorum!
Denenmiş ve kötü sonuçlar alınmış sistemleri tekrar tekrar denemekte üstümüze yok. Geçmişte yapılan sözleşmeli öğretmenlik uygulaması incelendiğinde, yeni gelecek olan bu uygulamanın yarardan çok öğretmene ve eğitim sistemine büyük zararlar vereceğini tahmin etmek çok zor değil. Her şeyiyle mükemmel bir sistem uygulansa bile insani konularda ne yapacağız. İnsanlar sözleşmeli öğretmen oldular diye evlenemeyecekler mi? Hastalandıklarında tedavi olmak için ne yapacaklar? Kariyer yapmak için beş sene mi bekleyecekler? Öğretmenler odasında geçmişte yaşanan sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen, ayrımımı tekrar mı oluşacak? Öğrenci ve velilerin sözleşmeli öğretmene bakış açıları nasıl olacak? Sözleşmeli öğretmenin, ücretli öğretmenden bir farkı kalacak mı? Bütün bu soruların ve oluşacak sorunların cevaplarını sonuçlar ortaya çıkmaya başladığında göreceğiz. Yapılan akademik ve sosyal bütün araştırmalar sözleşmeli öğretmenliğin eğitime bir yarar getirmeyeceğini gösteriyor. Araştırmalar ve geçmiş tecrübeler göz önüne alındığında doğacak sonuçları tahmin etmek çok da zor değil.
Kalkınmada öncelikli bölgelerde öğretmen tutabilmenin ve eğitimin kalitesini artırmanın yolu basittir. Bu bölgelerde çalışacak öğretmenlerin maddi ve sosyal haklarını yükseltmek birçok öğretmenin bu bölgelere gitmesine gönüllü olacaktır. Akademisyenlere uygulanan sistemin öğretmenlere uygulanması çok zor olmasa gerek. Sözleşme yerine kadrolu atama yapılması ve maddi olanakların yükseltilmesi kalkınmada öncelikli bölgelerimizde otomatik olarak sorunları çözecek ve eğitim adına bu bölgelerimizi daha da ileriye götürecektir.
ÖNEMLİ!!!
Yeni mezun olan öğretmen, arkadaşlarımızın daha atanmadan psikolojilerini öyle bir bozuyoruz ki sonra da eğitim adına bu güzel insanlardan, mükemmel şeyler bekliyoruz. Mahalle baskısı, aile baskısı gibi bütün baskıları hisseden arkadaşlarımızın ne çektiklerini ve hangi sorunlarla uğraştıklarını bilen yok. Eskisi gibi okulu bitirince atama olmuyor artık. Sınav üstüne sınava giren, bu kardeşlerimizin isteği sadece kadrolu atanabilmek ve sınıflarının başında olmaktır. Her gün seslerini duyurmak için sosyal medya ve yazılı basın da açıklama yapmalarının tek sebebi kimseye muhtaç olmadan ekmeklerini kazanabilmek. Ekmekleri ve emekleri için takdire şayan bir mücadele sergiliyorlar. Bu insanları görmezden gelmeyelim, bu güzel ülkenin nadide evlatları bunlar. Küstürmeyelim her birine sahip çıkalım destek olalım. Bakış açımız ben oldum kurtuldum değil, dışarıda kalan bütün öğretmenlerin görev alması yönünde olmalıdır.
Allahın izniyle Ağustos ayında evliler kervanına katılıyorum. Tanıyan, tanımayan gönlünde insan sevgisi olan herkes düğüne davetlidir. Tüm okuyanlara canı gönülden selam eder, insan olmanın bir gereği olarak sonsuz saygılar sunarım.
İlk yorum yazan siz olun