Görevde Yükselme Sistemi Neden Değiştirildi?

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte yapılan ve 31.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren değişikliklerle, görevde yükselme uygulamalarında köklü değişikliklere gidilmişti.

 Görevde yükselme düzenlemelerindeki bu değişikliklerüzerindeki tartışmalar sürerken, Milletvekili Aydın AYAYDIN verdiği soru önergesiyle, yapılan değişikliklerin yaratacağı olumsuzluklardan söz ederek, bu değişikliklere neden gerek duyulduğunu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk ÇELİK'e sordu. 

Milletvekili AYAYDIN'ın, verdiği soru önergesinde şöyle denildi:
“…Değişiklikler sonucunda, görevde yükselme sınavına tabi olmaksızın atanabileceklerin kapsamı genişletilmiş; Danıştay kararına rağmen ilçe müdürleri, ilçe idare şube başkanları adı altında yeniden kapsam dışına çıkarılmış; görevde yükselme sınavlarının ÖSYM, MEB, TODAİE veya yükseköğretim kurumlarından birisine yaptırma zorunluluğu kaldırılarak sınavların kurumlarca da yapılabilmesinin önü açılmış ve kurumlarca yapılacak/yaptırılacak sınavlarda başarı taban puanlarının kurumlarca belirlenmesine olanak tanınmış; görevde yükselme için aranan alt görevlerde çalışma süresi zorunluluğu kaldırılarak kurumların takdirine bırakılmıştır.
Görevde yükselme sınavlarının hukuka uygun bir şekilde yapılabilmesi için zorunlu olan sınav sonuçlarına itiraza ilişkin hükümler, duyurunun sınavdan ne kadar süre önce yapılacağına ilişkin hükümler, puanların eşitliği halinde eşitliğin nasıl giderileceğine ilişkin hükümler, atamaların sınav sonuçlarının kesinleşmesinden itibaren ne kadar süre içinde yapılması gerektiğine ilişkin hükümler, ders konularının sınavdaki ağırlığı ve sınav notlarının ilgili personele verilmesine ilişkin hükümler ile kurumların görevde yükselme kapsamında olmayan daire bağanı, genel müdür yardımcısı, genel müdür gibi daha üst görevler hakkında düzenleme yapabilmesine ilişkin hükümler, Genel Yönetmelikten çıkarılmıştır.
Ayrıca, şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki kadrolara görevde yükselme suretiyle atanmada yazılı sınav haricinde bir de sözlü sınav getirilmiş, bu görevlere atanmak için gereken başarı puanı hesabında yazılı puanının dikkate alınmayarak sadece sözlü puanın esas alınması yolu benimsenmiştir.” 
Soru önergesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk ÇELİK tarafından konuya ilişkin şu sorulara cevap verilmesi istendi: 
“1- Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte yapılan bu değişikliklerin nedeni kamu kurumlarının talebi midir, yoksa siyasi iktidarın kadrolaşmayı kolaylaştırma ve hızlandırma arzusu mudur?
2- Görevde yükselme sınavına tabi olmaksızın atanabileceklerin kapsamının sürekli olarak genişletilmesi kariyer ve liyakat ilkeleri ile hakkaniyete ne kadar uygundur? Konuyla ilgili Danıştay kararı neden dikkate alınmamış, hukuki dayanağı olmadığı aşikar bu düzenlemede hangi amaçlar için ısrar edilmiştir?
3- Görevde yükselme sınavlarının ÖSYM, MEB, TODAIE, yükseköğretim kurumları gibi bu konuda yetkin ve tecrübeli kuruluşlara yaptırma zorunluluğu neden kaldırılmıştır? Bu konuda tecrübesi ve yetkinliği bulunmayan kurumların kendi sınavlarını yapması yeni sorunlara, özellikle de suiistimallere yol açmayacak mıdır? 
4- Kurumlar tarafından yapılacak/yaptırılacak görevde yükselme sınavlarında başarı taban puanlarının kurumun kendi tarafından belirlenmesi kurumlar arası ve kurum içi ahenk ve uygulama birliğine aykırı değil midir? Örneğin A Kurumu yazılı sınavdaki başarı taban puanını 70 olarak belirlemiş iken, B Kurumu arzu ettiği personeli sözlü sınava alabilmek için başarı taban puanını 50 olarak belirleyebilecek midir? Dahası, bir kurum aynı yıl içinde açtığı iki sınavda aynı unvanlar için farklı taban puanlar belirleyebilecek midir? Söz gelimi, bir kurum Nisan ayındaki şeflik sınavı için taban puan olarak 80 puan belirlemişken Kasım ayındaki şeflik sınavı için taban puanı 40 puan belirleyebilecek midir? Belirleyebilecek ise bu durum adil, doğru bir uygulama olacak mıdır?
5- Görevde yükselme kapsamında atamaların yapılabilmesi için kurumların çıkaracakları görevde yükselme yönetmeliğinde belirtilen süre kadar bulunduğu kurumda veya diğer kurumlarda alt görevlerde çalışmış olması şartı aranmaktayken, alt görevlerde çalışma süresi zorunluluğu kaldırılması ve bu hususun kurumların takdirine bırakılmış olması atanacak kadrolara ilişkin yetkinlik ve tecrübe eksikliklerini beraberinde getirmeyecek midir? Bu durum kamu yönetiminin başarı ve kalitesini olumsuz etkilemeyecek midir? Yıllardır kurumunda terfi bekleyen tecrübeli personel varken, kuruma yeni atanmış, tecrübesiz personelin çeşitli bağlantılar sonucu görevde yükselmesi ve diğerlerinin amiri olması durumu, kurumsal barışı bozmayacak mıdır? 
6- Şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki kadrolara görevde yükselme suretiyle atanmada yazılı sınava ilave olarak ayrıca bir de sözlü sınav getirilmesine neden ihtiyaç duyulmuştur? Bu görevlere atanmak için gereken başarı puanı hesabında yazılı puanının dikkate alınmayarak sadece sözlü puanının esas alınmasının sebebi nedir? Bu görevlerde atanmada sözlü sınavın belirleyici olması ve böylesine sonucu tespit eden bir sözlü sınava ilişkin hiçbir kayıt tutulmaması ne kadar adil ve objektiftir? Böyle bir sözlü sınav esasının benimsenme sebebi iktidara yakın kişilerin atanmasının sağlanması mıdır? Bu değişiklik sonrasında, bu görevlere atanmak isteyen kamu personeli kendi işiyle meşgul olup bilgi ve tecrübesini mi geliştirecektir, yoksa vaktini iktidara yakın kişi ve kurumlar nezdinde kulis yaparak, iktidarın kamudaki arka bahçesi olan değerlendirilebilecek sendikalara üye olmaya ve oralarda faaliyette bulunmaya mı harcayacaktır?
7- Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının hukuki zeminini oluşturan sınav sonuçlanna itiraza ilişkin hükümler, duyururum sınavdan ne kadar süre önce yapılacağına ilişkin hükümler, puanlann eşitliği halinde eşitliğin nasıl giderileceğine ilişkin htikümler, atamalann sınav sonuçlanmn kesinleşmesinden itibaren ne kadar süre içinde yapılması gerektiğine ilişkin hükümler, ders konularının sınavdaki ağırlığı ve sınav notlarının ilgili personele verilmesine ilişkin hükümler neden kaldırılmıştır? Bu konular neden belirsizliğe terk edilmiştir? Yönetmelikler, uygulamayı gösteren ayrıntılı düzenleyici işlemler olması gerekirken, var olan boşluklar giderileceğine neden daha fazla boşluk ortaya çıkarılmıştır? Bu durum birçok hukuki ve idari sorun ortaya çıkarmayacak mıdır? Tüm bunların sonucu olarak idari yargının iş yükü gereksiz yere artmış olmayacak mıdır?
8- Sınav konularına duyuruda yer verilmesi ancak bunların sınavdaki ağırlıklarının belirsiz bırakılması, sınav konularına ilişkin notların ilgili personele önceden verilmesi uygulamasının kaldırılması, kurumların sınavlarını kendilerinin yapabilmesi ama bu sınavlara ilişkin herhangi bir usul ve esas belirlenmemiş olması, sözlü sınav için belirlenen ölçütlerin muğlak olması ve ağırlıklarının belirsiz olması, başarı taban puanının belirsizliği, merkezde ve taşrada oluşturulabilecek sınav kurullarının görev paylaşımının ve işlevlerinin belirsizliği gibi hususlar, bu sınavlara ilişkin şüphe ve sorun yaratmayacak mıdır? Burada amaç, sorunları çözmek yerine sınavla terfi etme ve unvan değiştirme sisteminin önce içini boşaltmak, sonra da tamamen kaldırmak mıdır?
9- Bu değişiklikler hazırlanırken kamu kurum ve kuruluşları ile kamu görevlileri sendikalarının görüş, talep ve değerlendirmeleri dikkate alınmış mıdır? Bu değişiklikler, kamu görevlileri sendikalarının görevde yükselme sistemine ilişkin olarak yıllardan beridir dile getirdikleri taleplerinden hangilerini karşılamaktadır? Bu değişiklikler kamu kurum ve kuruluşlarının hangi beklentisine cevap vermekte ya da hangi sorununu çözmektedir?”

İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yönetici Atamaları Haberleri