İşte fırtına da buradan kopmaya başladı:
1-Adaylar; Şube Müdürlüğü, Okul Müdürlüğü ve Aday Öğretmenlik sınavları başta olmak üzere MEB’in yapmış olduğu birçok sınavda, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi konusunun, sınav konularında yer almadığını ve bu sınavlara ilişkin bir işlem yapılmadığını bilmekte ve bunu gerekçe göstererek kendilerine uygulanan farklı muameleye isyan etmektedir. 2- MEB tarafından atama takvimi ertelenmeden önce ve ertelendikten sonraki haftaya kadar sendikaların pasif kalması, mağdurları öfkelendirmiş ve adayların birlikte hareket ederek görevlerini yapmayan bütün sendikalara karşı cephe almasını sağlamıştır. Özlük haklarını korumak ve geliştirmekle yükümlü olan sendikaların bu pasifliği mağdurların sendikalar üzerinde büyük baskı kurmasına sebep olmuş, bu baskı sonucunda bütün sendikalar, konuya ilişkin açıklama yapmak zorunda kalmışlardır. Açıklama yapan sendikaların biri hariç tamamı sınavı kazananların mağdur edilmemesi, atamaların da bu sınav sonuçlarına göre yapılması gerektiğini söylemişlerdir. Nedense bu sınavda başarılı olan adayların çoğunun üyesi olduğu sendika, “diğer sendikaların; sınavı kazanan mağdur edilmesin, sınava dayalı atamalar yapılsın” açıklamalarından farklı olarak mağdurların aleyhinde olabilecek anlamları taşıyan açıklamalar yapmış ve şimşekleri üzerine çekmişlerdir. İnhadan, mülakattan yana olduğu düşünülen, en azından böyle izlenim uyandıran, sınav sonucuna göre atamaların yapılmasını istemediğini mağdurlar tarafından iddia, adayların keskin gazabına uğrayan ve bu mücadelenin sekteye uğratılmasında sebep gösterilen söz konusu Sendika Başkanına yüzlerce kişi bu mağduriyetin önlenmesi için çözümünüz nedir, mealinde doğrudan sorular sormuş, Sendika Başkanı ısrarla cevap vermekten kaçınmış ve sorulan soruları görmezlikten gelerek başka konulara yönelmiştir. Oysa adayların Sendika Başkanından mağduriyetlerine ilişkin “sınavı kazananların yanındayız, atamaları sınavla yaptırmaktan yanayız ” gibi bir cümlecik cevap bekliyorlardı. İşte bu cevap çok görülünce de ortalık daha da kaynamaya başlamıştır..
3- Sınavı kazananların yarısından fazlası eleştirinin odağında olan sendikanın üyesi olması ve bu sendikanın üyelerine sahip çıkmaması (iddiası) gerçekten anlaşılamıyor. Kendi üyelerine bile sahiplenmiyorsa bu sendikanın gerçek amacı nedir, neye hizmet ediyor, ne yapmaya çalışıyor? Eğer torpilden (inha=torpil) yanaysa, üyelerinin yüzde 99’unun hakkını nasıl oluyor da bir kaç torpilli kişi için feda etmeyi düşünebiliyor. Sendikaya bu eleştirileri yaparken kesinlikle bundan mutlu olmadığımı bilmenizi isterim, yani bu konuda yanlış anlaşılmak istemiyorum.
Biraz yüklendiğimiz sendikaya gönül vermiş değerli öğretmenlerimiz bilesiniz ki; eleştirdiğimiz sendika, yarın sınavda başarılı olan davasında haklı olan değerli üyelerinin yanında olduğunu açıklarsa, atamaların sınav sonuçlarına göre yapılacağını söylerse ve bu konuda samimiyetini ortaya koyarsa sizlerle birlikte haktan yana tavır takındıkları için birlikte alkışlarız.
4- Adaylar sendikaların mağduriyetlerini gidermesini bekliyor, birbiriyle kavga etmesini, birbirini suçlamasını istemiyor. Şu da bilinsin ki hangi sendikanın ne olduğu ne yapmaya çalıştığı açık bir şekilde öğretmenler tarafından biliniyor. Dolayısıyla adayların bu tartışmalardan tat almadığını sendikaların bilmesini istiyorlar.
5- Bütün mülakatların sebebi yetkili sendikaya dayandığı, sınavla atamaların yapılmasını kendileri tarafından istenmediğine ilişkin toplumda ciddi bir kuşku vardır. Dolayısıyla yetkili sendikanın kendini temize çıkarabilmesi, temiz bir sayfa açması, üzerindeki kuşkuyu gidermesi için Müdür yardımcılığı Sınavını kazanıp mağdur adayların yanına gür sesle yer alması bekliyor, bunun kendileri için bir fırsat olduğunu paylaşıyor, Başkanlığımıza olan eleştiri hakkımızı şimdilik saklı tutuyoruz.
Abdulkadir Arca Eğitimci Yazar