MÜLAKATLI ATAMA(MA)

MÜLAKATLI ATAMA(MA)

 Bir süredir eğitim dışı konularda yazmayıtercih ediyorum. Bunun nedeni birazda bu yazıların ilgilileri tarafından dikkate alınmaması. Yazılan konuların mağdurları ısrarla yazmamızı istiyor, bizleri bilgilendiriyor ve şikâyetlerini sık sık dile getiriyorlar.  Bazen benzer bir sorunu bir yakınımız yaşıyor ya da kendimiz yaşıyoruz. Bizler de haklılıklarına inandığımız konuları gündeme taşıyor, araştırıyor, yazıyoruz. Yazıyoruz ama "yukarıdakiler bildiğini okuyor." 

Malumunuz, 4 Ağustos 2013 tarih ve 28728 sayılı Resmi Gazete’de, bu kaçıncı  yayımlanma tam bilmiyorum ama yeni bir "Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği" yayımlandı. Bu yönetmelik, eğitim kurumu yöneticileriyle ilgili aynı yılda yayımlanmış 3. Yönetmelik olma özelliğini de taşıyor. Sanırım bir yıl içerisinde yayımlanan 3. yönetmelik olarak da kalmayacak. Çünkü 3 büyük eğitim sendikası temsilcilerinin dahi, maddeler üzerinde anlaşamadığı, ortak bir anlayışla oluşturulmamış bir yönetmelik. Daha önce, millete balans ayarı yapıldığı bir günün yıldönümünde 28 Şubat tarihli ve 28573 sayılı Resmi Gazetede, bitmez tükenmez tartışmaları başlatan yine bir yönetici atama yönetmeliği yayımlanmıştı. O günlerde yine bu sitede Yönetici Atama(ma) Yönetmeliği başlıklı (yaklaşık 7 bin kişinin okuduğu) yazımızla (http://www.memurlar7.net/Yazar-yonetici-atama(ma)-yonetmeligi-225.html) çeşitli eleştiri ve değerlendirmelerde bulunmuştuk. Site arşivinden ulaşabileceğiniz o yazımızda özetle; bütün sendikaların karşı çıktığı bu yönetmeliğin kim tarafından hazırlandığını, bu yönetmelikle ne amaçlandığını, bilmem ne okuluna kimin müdür ya da müdür yardımcısı olacağının bu kadar mı önemli olduğunu sorgulamıştık. Yönetmelikle getirilen sözlü sınavın ağrısız yaraya tuz basmak anlamına geleceğini, partilerin il başkanlıklarının ve sendikaların torpil kapısına çevrileceğini hatırlatmıştık. Sonrasında eğitim camiasından gelen yoğun tepkiler nedeniyle yönetmelik geri çekildi. Ardından başka bir yönetmelik taslağı yayımlandı. Yayımlanan bu taslak, geri çekilen yönetmelikten pek farklı olmadığı için yine kimseyi memnun etmedi. Aradan epey zaman geçmişti ki, 4 Ağustos tarihli yönetmelik yayımlandı... Ama yine kimse memnun ve mutlu değil. Çünkü;

Yeni yönetmeliğe göre, okul müdürü atamalarında mülakat yapılıyor. Halk nezdinde mülakat demek, "torpil" anlamına geliyor. Nedense insanlar, başka insanların da "Allah’tan korkar, kuldan utanır, kul hakkı yemez" kişiler olabileceğini akıllarına getirmiyorlar. Efendim peki torpil yapılmıyor mu?... Bu sorunun cevabını hiç kimsenin bilmesi mümkün değildir. Ben nasıl ki yapılan hiçbir mülakatta torpil yapılmadığını ispatlayamazsam, başkaları da yapıldığını ispatlayamaz. Zaten mesele bu değildir. Mesele, böyle ithamlara fırsat dahi vermeyecek yönetmelikler yayımlamaktır.

Siz, mülakatı şeffaf yapamazsanız zan altında kalmış oluyorsunuz. Örneğin mülakat sorularının tamamını kurayla belirleyerek, en fazla üyeye sahip üç sendika temsilcisinin huzurunda mülakat yapabilirsiniz. Hangi şartlara haiz öğretmenlerin, hangi kurumlara idareci olacağını açık-seçik ilan etmezseniz yine zan altında kalıyorsunuz. Örneğin; yönetmeliğin sınava başvuru ve atama şartları başlıklı MADDE 5- (1) Yönetici Adaylarında;

c) Atanmak üzere başvurulacak eğitim kurumuna alanı itibariyle öğretmen olarak atanabilmek veya bu eğitim kurumunda aylık karşılığı okutabileceği ders bulunmak; fen ve sosyal bilimler liseleri ile bilim ve sanat merkezleri yöneticiliği için bu okullarda öğretmenlik yapmış veya yapmakta olmak,

maddesine istinaden, ortaokul veya ilkokullarda görev yapan fakat alanı itibariyle liseye öğretmen olarak atanabilmek veya lisede ya da ortaokulda aylık karşılığı okutabileceği ders bulunan öğretmenlerin buralara atanmasına yönetmelik maddesi ile izin verilirken bir çok il milli eğitim müdürlüğü bu türlü başvuruları değerlendirmeye almamış, puanları yüksekte olsa müdürlük mülakatına çağırmamıştır. "sınıf öğretmeninden liseye müdür mü olur?" şeklinde yaklaşımlarda bulunulmuştur. Oysa bırakın lise müdürlüğünü, ülkemizdeki il milli eğitim müdürleri,  il milli eğitim müdür yardımcıları ve şube müdürlerinin çoğu sınıf öğretmeni kökenlidir. Bir öğretmenin atama branşı "sınıf öğretmenliği" olabilir. Fakat alanı örneğin "Felsefe Grubu Öğretmenliği" olabilir. Hemen her lisede felsefe grubu dersleri olduğuna göre liseye idareci olarak atanabilir. Alanı her ne olursa olsun; sınıf öğretmeni olarak atanan öğretmenlerin, liseye ya da ortaokula müdür ve müdür yardımcısı olarak atamaları yapılamaz, şeklinde bir yönetmelik maddesi olmadığına göre, alanı uygun olan sınıf öğretmenleri de farklı kurumlara idareci olarak atanabilir. Şu öğretmenden şu olmaz, bu müdür olmaz v.s gibi değerlendirmeler, işi "sınıf öğretmenleri adam olmaz"a kadar götürür. Bu değerlendirmeler gereksiz ve yersizdir. "Öğretmenliğin dibi sınıf öğretmenliğidir."  

Tekrar başa dönecek olursak; bir biri ardı sıra yayımlanan yönetici atama yönetmelikleri yaralara merhem olmamış, torpil ve iltimas tartışmalarını bitirmemiştir. Herkesi memnun etmek mümkün değil ama eğitim camiasının kahir ekseriyetinin eyvallah diyeceği mutabakat yönetmelikleri elbette hazırlanabilir. Böylelikle tartışmalar, suçlamalar bitebilir. Bu süreçte en çok suçlanan, malum yetkili sendikadır. Bu sendikanın yöneticilerinin, falancanın falanca okula müdür-müdür yardımcısı olması için, kul hakkına tecavüz ederek, cehenneme yataklarını  sermeyi göze alacaklarına... 

Şu önerileri tekrarlayarak bitirelim: Eğitim kurumlarına yönetici atanırken en büyük ölçüt sınav olmalıdır. Sözlü sınav illa olacaksa, bunun  etkisi yüzde 10’ u geçmemelidir. 5 yıl öğretmenlik yapmadan müdür yardımcısı olunmamalıdır. Okul müdürü(yönetici öğretmen) olmak için en az 10 yıl öğretmen ya da idareci olarak çalışmış olma şartı getirilmelidir. Böylece göreve idareci olarak başlama ve öğretmenlik yapmadan öğretmen yönetmeye çalışma hatasına düşülmeyecektir.10 yıllık sürede birkaç müdürle çalışma imkanı yakalayan müdür adayı "ideal müdür prototipine" ulaşabilir. Ayrıca öğretmenlere de kademeli ilerleme yolu açılmış olacaktır. İdareci atanırken doktora yapan öğretmene(eğer bulanabilirse) 20 ek puan verilmelidir. Tezli yüksek lisans yapana 10 ek puan verilmelidir. Bu durum  sözlü sınavının   etkisinden çok daha şeffaf olacaktır. Kurucu müdür atanırken de sınav kazanma şartı getirilmelidir. Sınav kazanan o kadar kişi varken, hiçbir yöneticilik sınavını kazanamayanların kurucu müdür olarak görevlendirilmesi hakkı tesis etmek değil, batılı tercih etmektir, kul hakkıdır. Müdür ve müdür yardımcılarına getirilen rotasyon uygulaması devam etmelidir. İdeal olanı müdürlerin ve müdür yardımcılarının 5 yılda il içinde yer değiştirmelerinin sağlanmasıdır.

Temennimiz, bu yönetmeliğin geri çekilmesi veya eğitim camiasından örneklem seçilerek görüş alınması ve bu görüşler doğrultusunda revize edilmesidir. Aksi bir durumda mahkeme kapılarında kazanılan haklar ile ağır-aksak ilerlemeye çalışırız...
Ömer Emir DOĞAN

İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yönetici Atamaları Haberleri