Hatırlanacağı üzere Görevde Yüksel Yönetmeliğinin değiştirilmesiyle atamalarda sözlü sınavın belirleyici olmasına üç Konfederasyon tarafından derhal dava açılmıştı. Birazdan detaylarını vereceğimiz bu davaların ortak noktasını ise özetle sözlü sınavın iptali oluşturmakta idi. Bu davalar yargıda devam ederken Milli Eğitim Bakanlığı Şube Müdürlüğü kadrolarına atama yapmak için ÖSYM tarafından yapılan yazılı sınavın ardından sözlü sınav MEB tarafından yapılmış, sonrasında sözlü sınav sonuçlarına 1800 civarında itiraz olmuştu. Nihayet kamuoyuna yansıyan haberler eğer doğruysa itirazların tamamının reddedildiği yönündedir. İşte tam da bu noktada iş yeniden başa dönmüş ve gözler üç Konfederasyonun açtığı davaların şu günlerde açıklanması beklenen sonucuna çevrilmiş durumdadır.
Türk Eğitim Sen'in bağlı olduğu KAMU SEN, Eğitim İş'in bağlı olduğu BİRLEŞİK KAMU İŞ ve EğitimSen'in bağlı olduğu KESK olmak üzere üç farklı Konfederasyon tarafından açılan bu davaların iptalini istedikleri konular aşağıda sizler için özetlenmiştir. Ancak özellikle de KESK'in dava dilekçesi içerik açısından çok daha ayakları yere basan dava dilekçesi olması nedeniyle tüm detayları ile incelenmeye çalışılmıştır. (Not: Bu satırların yazarına ait olan açıklama ve yorum cümleleri italik olarak yazılmış, diğer cümlelerin tamamı ilgili sendikalara ait orijinal cümlelerdir. KAMU SEN ve BİRLEŞİK KAMU İŞ'e ait olan cümleler kendi açıklamalarından alınmış iken KESK'e ait olan cümleler resmi dava dilekçesinden aynen alınmıştır.
KAMU SEN'İN AÇIKLAMASININ ÖZETİ: “Bilindiği üzere 31 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren kamu kurum ve kuruluşlarında Görevde Yükselmeye Dair Genel Yönetmelik hazırlanırken Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde düzenlenen Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6.2. maddesi yok sayılmış, yapılan çalışmalar sendikalar ve konfederasyonlarla istişare edilmemiştir. Danıştay 5. Dairesi 02.10.2012 tarihli ve 2012/4710 E. sayılı kararıyla, yazılı sınavsız müdür atamasına dair düzenlemeyi kariyer ve liyakat ilkeleri ile hukuka ve mevzuata açıkça aykırı bularak yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti. Ancak hükümet yapılan yanlışlardan ders çıkarmak yerine, 657 sayılı yasanın kariyer ve liyakat ilkeleri ile Danıştay kararlarına aykırı keyfi uygulamalarını ısrarla sürdürmüştür. Mahkeme kararlarını tanımayarak, hukuku hiçe saymıştır. Sendikamızın Görevde Yükselme sınavında sözlü sınavı öngören düzenlemenin iptali için Danıştay 5. Dairesi nezdinde açılan dava sonucunda verilen iptal kararı görmezden gelinmişve şube müdürü ve müdürlük kadrolarına ek olarak sözlü sınav şartı getirilmiştir.Bu düzenleme ile liyakat…gibi çalışma hayatının olmazsa olmaz öncelikleri yok sayılmış, … atamalar tamamen siyasi iradeye bırakılmıştır.
Sözlü sınavlarla kişilerin başarılı olup olmayacağı tamamen sübjektif bir durumdur. Şube Müdürlüğü için yazılı sınavda alınan not yalnızca sözlü sınava girebilmek için bir kriter olarak kullanılacak, başarı puanı olarak sözlü sınav sonuçları esas alınacaktır. Kurum içi yükselme sınavlarında sözlü sınav uygulaması anlayışından biran evvel vazgeçilmelidir. Sendika olarak, bu anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye Kamu-Sen olarak, bu hususta mücadelemizi her platformda sürdüreceğimizi ayrıca adaletten, hakkaniyetten ve liyakatten uzak olan Görevde Yükselme Yönetmeliği'ne dava açacağımızı, kamuda liyakatin, birikimin, sürekliliğin ve verimliliğin her şeyden önemli olduğunu kamuoyuna bir kez daha saygı ile duyururuz.”
KAMU İŞ GÖRENLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (BİRLEŞİK KAMU İŞ: Söz konusudeğişiklik Danıştay 5. Dairesi'nin 2012/4736 E ve 2012/4707 E sayılı kararlarına da açıkça aykırı bir düzenleme getirmekle; görevde yükselme ve unvan değişikliği esaslarını tümüyle etkileyen, 657 sayılı Kanunla düzenlenmiş kariyer ve liyakat ilkesini ortadan kaldıran, kurumda belli bir çalışma süresini öngören düzenlemeleri ortadan kaldırmak suretiyle mesleki tecrübe ve deneyimi ölçü olmaktan çıkaran, başarı kıstası olarak yazılı sınavı değil sübjektif sözlü sınavı alan, belli bazı görevler yönünden yazılı sınavda başarılı olmayı yeterli gören ancak bazı görevler bakımından ise yazılı sınav sonucunda ayrıca sözlü sınavda da başarılı olunmasını arayan; mesleki yeterlilik ve eğitim ölçülerini ortadan kaldıran, yargı kararına aykırı olarak düzenlenen ve yargı kararını açıkça etkisiz kılmayı amaçlayan bir yönetmelik yürürlüğe konulmuştur.
Bu nedenlerle Kamu Kurum ve Kuruluşlarında görevde yükselmeyi fiilen ortadan kaldıran, liyakat ve kariyer esaslarını hiçe sayan söz konusu değişikliğe dair yönetmeliğin 1, 3, 4, 8. 9. 10. 14. maddelerinin iptali talebi dava açılmıştır. (Bu numaraları yazılı olan1, 3, 4, 8. 9. 10. 14. Maddelerle sözlü sınavı ve mülakat komisyonlarını düzenleyen maddelerin tamamına dava açılmıştır.)
KESK: 31.08.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Kamu Kurum ve kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına ilişkin Yönetmeliğin 1.maddesinde yer alan “ilçe idare şube başkanlıkları ile bunlarla aynı düzeydeki diğer görevlere" ibaresinin, aynı maddenin sonunda yer alan ı bendinin tamamının, 4.maddesinde yer alan “sözlü sınavda” ibaresinin, 9.maddesinde yer alan 12/A maddesinin tamamının, 12/B maddesinde yer alan “Başan puanı, şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki diğer kadrolara atanacaklar için sözlü sınav” ibaresinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemlidir.
Davanın özeti yukarıdaki gibi olup bu maddelerin detaylarını açıklamak gerekirse ; “2/g: ilçe idare şube başkanlıkları ile bunlarla aynı düzeydeki diğer görevlere,” Bu madde İlçe Milli Eğitim Müdürleri kapsam dışında bıraktığı için onların da sınavla atanmasını isteyen bir amaç taşımaktadır.
“2/ı: Avukat kadro veya pozisyonlarından hukuk müşaviri kadro veya pozisyonlarına, yapılacak atamalarda bu Yönetmelik hükümleri uygulanmaz.” Bu maddenin iptal istemi ile de yine bu kadrolara sınavla atama istenmektedir.
8. Madde: “Şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki görevlere görevde yükselme suretiyle atanacakların yazılı ve “sözlü sınavda”; diğer görevlere görevde yükselme suretiyle atanacak personelin ise yazılı sınavda başarılı olmaları gerekir.” Bu maddedeki sözlü sınav ibaresinin iptali istenmektedir.
Sözlü sınav
Madde 12/A (Ek : 6/5/2013/2013/4957 K.)
Şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki diğer görevlere atanacaklardan yazılı sınavda en yüksek puan alan
adaydan başlamak üzere ilan edilen kadro veya pozisyon sayısının beş katına kadar aday sözlü sınava alınır. Son adayla aynı
puana sahip olan personelin tamamı sözlü sınava alınır.
İlgili personel, sınav kurulunun her bir üyesi tarafından;
a) Sınav konularına ilişkin bilgi düzeyi,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü,
c) Liyakati, temsil kabiliyeti, tutum ve davranışlarının göreve uygunluğu,
d) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
e) Genel kültürü ve genel yeteneği,
f) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı,
esas alınarak yüz tam puan üzerinden değerlendirilir. Her üyenin vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması
alınarak personelin sözlü sınav puanı tespit edilir. Sözlü sınavda yüz üzerinden en az yetmiş puan alanlar başarılı sayılır. (Sözlü sınav başlıklı bu maddenin tamamının iptali istenmiştir.)
12/B: Görevde yükselme suretiyle ilan edilen boş kadro veya pozisyon sayısı kadar atama yapılmasında başarı puanı esas alınır. “Başarı puanı, şube müdürü, müdür ve bunlarla aynı düzeydeki diğer kadrolara atanacaklar için sözlü” (Atamada başarı puanı olarak sadece sözlü esas alındığı için tırnak içindeki cümlenin iptali istenmiştir.)
Görüldüğü üzere tüm konfederasyonların davalarındaki ortak nokta sözlü sınavın iptalidir. Bilhassa KESK'in dava dilekçesinde çok sayıdaki Danıştay Kararlarının emsal gösterilmiş olması da bu davaların altının dolu olduğunu göstermektedir. KESK'in dava açma tarihi 06.09.2013 olduğu, idari davalarda yasa gereği 1 aylık savunma süresi, savunma alındıktan sonra da 6 aylık karar süresi olduğu dikkate alındığında 7 aylık süre 6 Nisan 2014 tarihinde dolmaktadır. Zaten önceki davalardan hareketle genellikle Danıştay'da açılan davaların yaklaşık 6 ay gibi bir sürede sonuçlandığı da dikkate alındığında bu davaların sonuçlanması da an meselesidir. Dolayısıyla çokça tartışılan ve akıbeti merak edilen Şube Müdürlüğü mülakatlarının kaderi de böylece belirlenmiş olacaktır.
Elbette ki takdir yargınındır ve hukuk devletinde herkesin yargı kararına saygı duyması yasal zorunluluktur. Şayet Yargı bu davalarda iptali istenen sözlü sınavını iptal ederse veya yürütmesinin durdurulmasına karar verirse doğal olarak sözlü sınavını düzenleyen bu hükümler hukuk dilinde “doğmamış” kabul edileceği için yapılmış olan sözlü sınavlar da otomatikman geçersiz olacaktır.
Olası bir iptal kararı durumunda ise idarenin yargı kararına aykırı olmayan yeni bir düzenleme yaparak atamaları da bu yeni düzenlemeye göre yapması gerekecektir. Artık ondan sonrası da doğal olarak idarenin takdirindedir. İdarenin nasıl bir yeni düzenleme yapabileceğini ise şimdiden öngörmek mümkün değildir. Ancak kesin olan bir şey var ki hukuk devleti ilkesi gereği yargı kararına aykırı benzeri bir düzenleme olması mümkün değildir.
Ne diyelim hukukun ve adaletin kazanması dileğiyle…
Cafer GÜZEL
analiz76@gmail.com