"yine ,yeni ,yeniden" bu yönetici atamalarının durumu da bu, değişen bir şey yok yine sıkıntılı bir dönem yaşamakta yöneticilerde.
Bu sıkıntı ilk olarak ne zaman başladı?
06/10/2015 tarih ve 29494 sayılı "MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM KURUMLARI YÖNETİCİLERİNİN GÖREVLENDİRİLMELERİNE DAİR YÖNETMELİK" te müdür yardımcılığına sınav getirilmiş, bu yönetmeliğe istinaden de 20 mart 2016 tarihinde sınav yapılmış, tüm adaylar bu sınava kadar fırsat eşitliği neticesinde girerek belli bir puan almış atamalarını beklerken bir sendikanın dava açması sonucu Danıştay 2. Dairesinin 22/03/2016 Tarih ve 2016/683 Esas Numaralı kararla sınav iptal edilmişti. Şimdi adaylar haklı olarak soruyorlar bunca emeğe ne oldu?
El cevap; Hiç oldu.
Kısaca maksadı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olanlara asıl sormak gerek bu emeğe ne oldu diye?
Ses yok onlardan....
Eğitimde sendikacılık eğitim çalışanlarının hakkını korumak içindir yoksa çalışanın emeğini yok etmek için değil, işte bu da sendikacılıkta anlayış farkını ortaya koyması açısından önemlidir.Sendikacılık çözüm odaklı, yapıcı ve öngörülü olmayı gerektirir.
Aday yöneticiler bu sıkıntıyı yaşarken mevcut yöneticilerden yöneticilik görevi sona erenler için de bugünlerde ayrı bir sıkıntı yaşanmakta. Görev süresi dolanlar yöneticiler için de öncelik ilçe içi, sonrasında ise il içi yerler açılarak 2 aşamalı bir süreç başlatıldı. Eğitimin "zencisi" diyeceğimiz sınıf öğretmenlikleri içi açılan kontenjanlara bakıldığında bunu görmekteyiz. Birçok ilçe de kontenjan açılmazken açılan yerlere bakıldığında durumun da ne kadar vahim olduğunu görmekteyiz.
Bunca yıl okulun yükünü omuzlarında taşıyan, 07:00-18:00 saatleri arası günde 11 saat okulda duran yöneticilere emeklerine böyle mi teşekkür ediliyor. Yöneticilik görevleri sona ererken, bu yöneticilerinde evleri, eşleri, çocukları ve geleceği dair planları olduğu unutuluyor mu ki böyle bir muameleye maruz kalıyorlar. Bunca emeğin karşılığında yöneticisine ceza gibi bir uygulama olmamalı. Aileler bölünmemeli, mağduriyet yaşatılmamalı.
İnsanlara 4 yıl sonunda yöneticisini o ilçeden, bu ilçeye gönderip oradan oraya süründürmemeli. Benim senle işim bitti git yeni ev ara, bul, kirala depozitosu, peşinatı öde üzerine de 4-5 bin lirada ev taşıma parası öde dememeli. Yöneticisini ve ailesini hem maddi hem de manevi bir zorluk içerisine sokmamalı. Bir işlem yaparken en ince detayına kadar düşünülmeli, hesabını kitabını planlamasını buna göre yapmalı uygulayıcılar.Eğer bunu yapmazsan ve bu şekilde devam ederse artık yönetici bile bulamayabilir Bakanlık, kimse 4 yıl sonunda böyle bir muameleye maruz kalmak istemez .
Peki ne yapılmalı bu konuda Bakanlık, Acil Yönetici Atama Yönetmeliğinde düzenleme yaparak İnha sürecini başlatmalı. Mağduriyetlerin önüne geçmeli bununla ilgili kalıcı çözümler üretmelidir. Aksi taktirde bu sorunlar içinden çıkılmaz hale dönüşebilir.
Resul AYDOĞAN
Esenyurt Eğitim Bir Sen İlçe Temsilcisi