Herkes İçin Adil Bir Adalet

Herkes İçin Adil  Bir Adalet
İnsanoğlu var olduğu günden itibaren birlikte yaşamak mecburiyetiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu birlikte yaşama mecburiyeti insanoğlu için doğal bir süreçtir. Tek başına yaşamını devam ettirmesi fizyolojik olarak da psikolojik olarak imkan dışıdır.

Birlikte yaşayan insanların farklı kişilik özelliklerinden, her bireyin ayrı bir dünya olmasından kaynaklı  bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır. M.Ö 4.000 li yıllardan itibaren şehirleşmeye başlayan insanlar birlikte yaşamın sorunlarını önce sözlü sonra da yazılı kanunlarla gidermeye çalıştılar. Bilinen en eski yazılı kanunlar  olan Hammurabi yasaları ise MÖ 1760 yılında oluşturulmuştur. Hammurabi daha önce var olan kanunları toplayıp yazılı hale getirmiştir. Kimi kaynaklarda daha önceden de yazılı kanunlar olduğunu yazmaktadır. Sonuca baktığımızda yazılı kaynaklarla suç işleyenlerin nasıl cezalandırılması gerektiği ilk zamanlardan itibaren belirlenmiştir.

            Günümüze kadar gelişerek detaylandırılan kanunlar her toplum tarafından kendilerine özgü yapılmıştır. İnsanlar güven içinde yaşamını devam ettirirken haksızlığa uğradığında bunu giderecek bir güç olan  devlet mekanizmasını da oluşturmuştur. Oluşturulan devlet ve kanunlarının en ideal olanını bulmak için çalışmalarını sürdürmektedirler.

         Hukuk Devleti olma yolunda büyük yol almış olan ülkemizde halkın seçtiği siyasi erk vasıtasıyla dönem dönem kanunlar güncellemeye ve uygun hale getirilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizde oluşturulan kanunlar geçmişten gelen birikimlerimizden beslenmesi gerekirken bir çok kanunu diğer toplumlardan aldık. Her ne kadar kendi içimizde bunu güncellemeye kalkmış olsak da görüyoruz ki alınan bu kanunlar toplumumuzla uyuşmamıştır. Ve ne yazık ki bu uyuşmazlık bir çok adaletsizliğe “Adil Olmayan Adaletsizliklere” neden olmaktadır. En kötü kanun dahi kanunsuzluktan iyi olsa da bizlerin toplumun ihtiyacı olacak yeni kanunlar çıkarıp adaleti tesis etme de insanlığa örnek olmamız gerekiyor.

            Eğer yenilenip gelişemezsek insanlarımızda derin yaralar oluşacak ve devletimize olan güven sarsılacaktır.  Adaletin uygulanması esnasında  verilen  bazı kararlar insanda huzursuzluk yarattığı gibi güvensizlikleri de peşinden getiriyor. Birçok örnek verebileceğimiz gibi ben burada son dönemde yaşanan olaylar hakkındaki rahatsızlığımı dile getirmek istiyorum.

            İstanbul Kağıthane’de bir fabirkada çalışan 15 yaşındaki Enes Y.  aynı iş yerinde çalışan 30 yaşındaki Yücel B. tarafından darp ediliyor. Adam psikopat ruhlu olmalı ki kendisinden fiziksel olarak güçsüz olan bir çocuğu dövüyor. İşkence yapıyor, yetmiyor bunu cep telefonuna kaydederek  bu görüntüleri etrafına iyi bir halt yapmış gibi seyrettiriyor. Adli makamlara ulaşan bu görüntülerin akabinde uygulanan kanunla  cezalandırılması gereken  şahıs  adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor.

Burdur'da bir grup genç eve çağırdıkları seyyar satıcı Osman Oflaz'ı tekme tokat dövüyorlar. Ellerindeki sopalarda yaşlı adamı resmen keyifleri için dövüp yaralıyorlar. Üstelik aralarında genç kızlar da bulunuyor. Anlayacağınız kızlı erkekli zevkine adamı darp ediyorlar. Videoya çekilen bu görüntüler günlerce haber programlarında ve sosyal medyada tüm topluma gösteriliyor. Tabi toplum olarak bizim beklentimiz bunların cezalandırılması iken bakıyoruz ki bunlar da serbest bırakılmış.

İçişleri bakanımızın annesiyle birlikte paylaştığı fotoğrafın altına kendini bilmez biri çekinmeden küfür ve hakarette bulunuyor. Koca devletin içişleri bakanı dahi çıkıp adaletten şikayet eder hale geliyor. Tabi sadece bu kadar da değil. Daha neler neler var. Burada başınızı örneklerle şişirmek istemiyorum. Zaten hepiniz biliyorsunuz…

Dönüp baktığımızda bu ve benzer olayların sayısı azımsanamayacak kadar fazla. O zaman bir vatandaş olarak insan şöyle düşünmeye başlamıyor değil. Bu insanlar toplumla birlikte yaşama becerisi kazanmamışsa niye cezalandırılmıyor. Canı sıkılanlar, insanlara zulüm etmek isteyenler, psikopatlar, medenileşemeyenler keyiflerine göre güçsüz ve mazlumlara istedikleri gibi davranmaya devam mı edecek. Hani kanunlarımız, hani birlikte yaşamamızı sağlamak için oluşturduğumuz nizamın koruyucuları.

Toplum olarak en doğal hakkımız olan güven içinde hayatımızı sürdürmek, birlikte yaşarken ortaya çıkacak sorunları engellemek için oluşturduğumuz sözlü veya yazılı kurallarımızı gözden geçirmeliyiz.  Daha demokratik ve uygulanabilir bir hukuk devletinin temellerini atarak uygarlığa yön vermemiz gerekir. Sadece kendi memleketimiz için değil tüm insanlık için bunu yapmamız gerekir.

Selam ve dua ile selametler diliyorum…

Hacı KAYMAZ

Eğitimci Yazar

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.