Masal Masal İçinde
İnsanların bu çağda göklere çıkardıkları insanlar yokmuş. Bütün insanların, yaşamda ayakları toprağa basıyormuş. Ve bütün insanların, öldüklerinde sırtları yere geliyormuş. Bunları da bütün insanlar iliklerine kadar hissediyormuş. Yaşamda ve ölümde görülen bu halleri de onlarda eşit oldukları izlenimini veriyormuş. Eşitlik izlenimi ile adalet duyguları kabarıyormuş. Adalet duygusu onlarda geçmiş zaman insanlarının gözlerine inanamayacağı kardeşlik fikrini oluşturmuş, daha önce görülmemiş kardeşlik hukuku da böyle kurulmuş. Kardeşlik hukuku gereği insanlar birbirlerine asla üstünlük taslamıyorlarmış. Hele hele şu bakımdan bu bakımdan diye başlayan, insanlar arasında eşitliği bozacak, kardeşliğe zarar verecek, kardeşlik hukukunu ihlal edecek olan ölçütler, bırakın insanlar tarafından hayat sahasında gerçekleştirilmeyi, insanların akıllarına bile gelmiyormuş. Yani insanlar, böyle bir dünyayı gökte ararken yerde bulmuş. Tabii, geride kalan bütün çağlar yer yarılıp içine girmiş. Bazen bu eski çağlar, yerin üstündeki toprağa basan insanların zihinlerine ve kalplerine negatif bir enerji dalgası yayıyormuş ama bu insan türü bu negatiflikten kesinlikle etkilenmiyormuş. Çünkü ayakları yere sağlam basıyormuş, gözleri de gökyüzüne dalıyormuş. Nasıl dalmasın ki!
Gökyüzü, bu insanın yeryüzünde bir yerden bir yere gidip geldiği gibi gidip geldiği bir yermiş. Çağlar üstü dedim ya işte böyle bir zamanda, insanların kurduğu orijinal düzen içinde insanlar keşifler için göklere çıkarılıyormuş. Yoksa eski çağlarda görüldüğü üzere bir insan tepesine çıksın diye onu göklere çıkarma, gönlünü ona açıp gönlünde taht kurup onu o tahta oturtma gibi huyları terk etmiş. İnsan, tabiatına dönmüş bu zamanda. Hatta geride bıraktığı o huydan tamamen kopmuş. Ve halk diye pohpohlanarak bindirilip doldurulduğu o dalı da kesmiş.
Doğal zekası uçsuz bucaksız yeryüzünde adalete, sonsuz boşlukta yeni yerleri ve varlıkları keşfe dalmış, iş güç derseniz onları da elleriyle yaptığı zekaya teslim etmiş. Ne de olsa bu çağlar üstü zamanda kendilerine ayırabildikleri, kendi içlerine de yönelerek bir keşfe çıktıkları büyük bir zaman dilimi varmış. Yani insanlar kendilerine vakit ayırabiliyorlarmış. Düşünmeye, hissetmeye zamanları varmış yani.Ne güzel ve özel bir nimetmiş!
Gökten birçok elma düşmüş. Yeryüzünde bu elmalardan nasiplenen insanlar çağlar üstü zamana doğru yola koyulmuş. Nasiplenemeyenler ise ayvayı değil, Adem gibi yasak elmayı yemiş. Ve... Sonrası malum...
Saygılar...
Yusuf SEVİNGEN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.