Bursa, Osmanlı dönemine başkentlik yapmış, tarihi, kültürel ve sosyolojik değerleriyle ön planda olan, Türkiye'nin nüfus açısından en yüksek 4. büyük şehridir. Bursa, genç nüfus ve özellikle gelecek potansiyeli olan, dinamik illerin başında geliyor. Lakin İl Milli Eğitim Müdürlüğünde yaşananlar maalesef Bursa'da eğitim yerine, magazinsel olayların konuşulmasına sebep oluyor. Sorumlular bir bir gizleniyor, kimse üzerine alınmıyor.

Daha önce Bursa İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapan Serkan Gür, Gaziantep'ten çadır satın alınarak Bursa'ya götürüldüğü ve çadırların üzerine Milli Eğitim Bakanlığı logosu basıldığı iddiaları sonrası görevden alınmıştı.

Devamında ise Bakan Yusuf Tekin döneminde Dr. Ahmet Ali Reisoğlu, Bursa İl Milli Eğitim Müdürü olarak atanmıştı.

Geçtiğimiz aylarda, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı hakkında ''yolsuzluk'' sebebiyle soruşturma yapılmış, soruşturma sonuçlanmış lakin görevden alma olmamıştı. Ta ki olayın basına yansımasından sonra gerekli işlemler yapılmıştı.

Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü eğitim yerine sürekli bu tür olaylar ile gündeme geliyor.

Eğitimde atılan adımlar neredeyse yok denecek kadar az. İl Müdürlüğünde yaşanan bu tür hadiseler yöneticileri yıprattığı için eğitim ikinci planda kalıyor.

Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu sefer de taciz olayıyla gündeme geldi.

Kadın personelin şube müdürü tarafından taciz edildiği iddia edildi.

Bu konuda pek çok şikayet olmasına rağmen, bir türlü adım atılmamıştı. Olay ancak basına yansıdıktan sonra işlemler başlatıldı.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticilerinin sürekli bu tür olaylar ile gündeme gelmesi bir rastlantı mıdır?

Yetkili isimlerin görevden alınması, soruşturmanın derinleştirilmesi ve İl Müdürü ile birlikte İl Müdürlüğü kadrosunda ciddi bir revizyona gidilmesi gerekiyor.