Aday Öğretmenlik İsyanı!

Aday Öğretmenlik İsyanı!
Aday Öğretmenlik İsyanı!

 Her neyse, uzatmayayım son aşamayı da geçtiniz, öğretmen aday adayı olarak çıktığınız yolun sonunda, nihayet unvanınızdan İKİ adayı da kaldırmayı başardınız.

VE BİR OH ÇEKİP, ÖĞRETMENLİĞE, ADAY TAKILARINIZDAN KURTULMUŞ VE RAHATLAMIŞ OLARAK HÜR BİR ŞEKİLDE BAŞLAYABİLİRSİNİZ.

Asli öğretmenlik görevinizde başarılar dileriz...


Öğretmen olabilme sürecine şöyle bir göz attığımızda, sürecin don lastiği gibi sündürülebilir olduğunu görebilmekteyiz. Malumunuzdur ki, süreç öğretmen aday adayının üniversiteden mezun olması ile başlıyor. Aslında bu anlatacağımız sürecin daha evveliyatı var; ama bu evveliyat öğrenim süresi içinde olduğu için anlatırken, yukarıda söz ettiğim don lastiği gibi biz de süreci çekip çekip sündürmeyelim.

Nerede kalmıştık, süreç öğretmen aday adayının üniversite tahsilini tamamlaması ile başlıyor, sonra takriben yarım milyarlık (eski para ile) bir sınav masrafı yapıp KPSS ve varsa alan sınavlarına katılarak devam ediyor, eğer ki bu sınavların sonucunda KPSS121 puanınız, ilk atama döneminde alanınız için öngörülen taban puanınızın üstünde ise ver elini klavye tuşlarına, sonra süreç tüm hızıyla; fakat öğretmen alımındaki iştahsızlığı ile, sizin ise kurduğunuz umut dolu hayallerle devam ediyor. Elbette, şunu da unutmamalıyız, sınav sonucunuzu, ÖSYM’nin KPSS veyahut alan sınavları için hazırlayıp sorduğu sorulardan bazılarının hatalı olması düşünülerek mahkemeler nezdinde bir dava açılması durumunda, daha geç bir tarihte de öğrenebilirsiniz. Buna da hazırlıklı olunuz derim. Zira; biliyoruz ki, hala 2015 yılı KPSS121 puanını, bahsettiğimiz ihtimalin ortaya çıkmasından dolayı açıklanmadığı için öğrenemeyen alanlar bulunmaktadır. Bunun detayına girip de, olayı iyice arapsaçı etmeyelim. Her neyse, süreci anlatmaya tam gaz devam edelim.

Gözleriniz kan çanağına dönmüş, klavyede neredeyse on parmak yazar duruma gelmişsiniz. Niye? diye sorguladığınızı duyar gibiyim. Elbette, KPSS sonuçları açıklandıktan sonra heyecanlı bir bekleyiş dönemi yaşarsınız, hatta bu dönem bazen sündürülerek uzatılır da uzatılr. İşte bu heyecanlı bekleyiş sürelerinde, öğretmen atamalarının ıcığını cıcığını, inciğini boncuğunu bilgisayar ortamında araştırır durursunuz. MEB, 2015 yılı yaz döneminde yapacağı 30 küsur bin öğretmen atamasına ilişkin takvimi, 14 Eylül’e kadar yolu var, diyerek revize etti mesela. Onun için MEB takvimlerindeki bu gibi değişikliklere de psikolojik olarak kendinizi hazırlamalısınız. Sonra kalpten gitmeyin, tecrübe ile sübut etmiştir ki, MEB’in heyecanına kalp dayanmaz. Hele hele şu gün şu saat gibi nokta zaman tayinlerine, çok da odaklanıp gencecik yaşınızda, kendinizi heba etmeyin derim. Kendinizi MEB’in takviminin akışına bırakın gitsin derim; çünkü dingin, sağlam ve sağlıklı bir psikoloji için... Yoksa öğretmen olamadan kafayı sıyırırsınız. Yine gevezelikle sürecin içine eder gibi olduk, kusurumuza bakmayınız. Nerede kalmıştık?

Evet, bekliyordunuz heyecanlı öğretmen aday adayı olarak. Ve MEB, sonunda alanınızdan kaç öğretmen alacağını açıkladı, başvuru yapabileceğinizi ya da yapamayacağınızı gösteren alanınızla ilgili öngörülen KPSS121 taban puanını da elbette ... (Bu arada alan sınavı yoksa, KPSS10 ile atama yapıluyor, bu bilgiyi de ilaveten vereyim, sonra benim KPSS121’im yok diyerek soru yağmuruna tutmayınız beni) Evet, alanınızla ilgili öngörülen taban puanın üstünde bir puanınız var. Sevindiniz, üstüne bir de alanınızdaki sıranızı öğrendiniz, sevinciniz daha da katmerlendi. Psikolojiniz, adeta sevince yüzünü döndü. Daha sonra başvurular alınmaya başlandı, tercihlerinizi ince eleyip sık dokuyarak, heyecanlı bekleyiş süresinde edinmiş olduğunuz bilgi birikiminizle hazırladınız. Ve heyecanınızın doruğa ulaştığı ana geldik. Atanıp atanmadığınızı öğreneceksiniz. Yapmış olduğunuz ilk atama başvurunuzun sonucu açıklandı ve tercihlerinizden ............. sıra tercihinize atandınız. Havalara uçuyorsunuz, üniversite okurken hep bu anı hayal ediyordunuz ve nihayet gerçekleşti. Tatlı bir telaş ile bavulunuzu hazırlıyorsunuz, yolculuk var. Atandığınız yere gidecek, görevinize başlayacak ve kalacak yer ayarlayacaksınız. Bunların ardından ders başı yapıyor ve beklenen an geldi çattı, işte öğrencilerinizin huzurundasınız, bu da sürecin en tatlı heyecanı oluyor sanırım. Nihayet öğretmen aday adaylığından öğretmen adaylığına terfi ettiniz. (Milletvekilli aday adaylığı gibi mübarek) Sıradaki aşamada, asli öğretmenlik için en az 1 yıl çalışmanız gerekecek, bu sürede temel ve hazırlayıcı eğitim yazılı sınavlarına tabi olacaksınız, rehber öğretmen gözetiminde uygulamalı eğitimden geçip değerlendirileceksiniz, siz bittiğini sanacaksınız ama bir de bakmışsınız ki, asli öğretmenlik için nur topu gibi iki aşama daha karşınıza dikilivermiş. Biri, danışman öğretmeninizin, okul müdürünüzün ve maarif müfettişlerin sizinle ilgili performans değerlendirmesi olacak, üzerinize üzerinize ve akın akın geldikleri hissi ile kendinizi kastıkça kasacakasınız ve bir an öğrencilerinize verilen performans ödevinin kaldırıldığı gibi bu performans değerlendirilmesinin de gereksiz olduğunu düşünüp kaldırılmasını hayal edeceksiniz. İki; performanstan yeter puanı almış iseniz, merkezi olarak yapılacak olan ya yazılı sınava ya da sözlü sınava tabi tutulacaksınız. Birden, öğretmen aday adayı iken, içinde bulunduğunuz psikolojinin tam göbek noktasında kendinizi buluvereceksiniz. Stres topu olmuşsunuz. Barut fıçısına dönmüşsünüz. Bigisayar ortamında asli öğretmenliğe geçiş için yazılı sınav başvurusu yapacaksınız, tabi verilen IBAN’lardan birine sınav için para da yatırmanız gerekecek. Bunları yapar iken, aklınıza ‘’yoksa ben daha öğretmen olamadım mı?’’ sorusu takılacak. (Belki de, aklınıza gelen başınıza gelecek, öğretmen adaylığına adım atmanızla birlikte geçen 2 yıl içinde, bu yazılı ya da sözlü sınav sonuçlarına göre bir türlü ‘’yeterli’’ duruma gelmediğiniz öngörülerek...) Ve bu soruya verdiğiniz cevap, buraya kadar geldim; ama hala öğretmen aday adaylığımdan bir adayı kaldırabildim, olacak. Bu arada MEB, bu sene insiyatifini yazılı sınavdan yana kullandı, gelecek yıllarda tam tersi olup insiyatifini ya da takdirini yazılı artı sözlü sınavdan yana kullanabilir. Bu durumda, sizler öğretmen adayı olarak, güven hissiyatınızda ve bazı duygularınızda, dereceli olarak düşük-orta-ağır bunalımlar yaşayabilirsiniz. Ve bu atmosferde öğretmen aday adayı iken ellerinizi çalıştırdığınız gibi böyle bir durumda da referansınızı çalıştırmanız gerektiğini düşünerek, kendinizi sağlama almaya çalışmak için yollar arayabilirsiniz Sofistike bir ruh haline de bürünme ihtimaliniz yüksek.

Her neyse, uzatmayayım son aşamayı da geçtiniz, öğretmen aday adayı olarak çıktığınız yolun sonunda, nihayet unvanınızdan İKİ adayı da kaldırmayı başardınız. VE BİR OH ÇEKİP, ÖĞRETMENLİĞE, ADAY TAKILARINIZDAN KURTULMUŞ VE RAHATLAMIŞ OLARAK HÜR BİR ŞEKİLDE BAŞLAYABİLİRSİNİZ. Asli öğretmenlik görevinizde başarılar dileriz...

TES Genel Başkanı Sayın KONCUK, öğretmen adaylarının asli öğretmen olabilmek için girecekleri yazılı sınav müfredatı ile ilgili çok kapsamlı, bu sınavdan bakan ve bakanlığın merkez bürokratları bile 50 puan alamaz, diyerek çok iddialı konuşmuştur. Öğretmen adaylarının müfredat kapsamının yeniden gözden geçirilerek daraltılması için özellike bakanlık nezdinde baskı yapmalarını istemiştir. Bence bu çağrıya adaylığı kaldırılmamış, asli öğretmenliğe geçiş için yapılacak olan merkezi yazılı sınavlara katılacak olanlar kulak vermeliler...

Sonuç olarak, görmüş olduğunuz üzere takısız öğretmen olabilmek için don lastiği gibi sündürülerek uzatılan ve ölme eşeğim ölme dedirten bu upuzun aday adaylığı ve adaylık süreci, eğitim camiasındaki huzursuzluğu daha da derinleştirip ağırlaştırabilir. Huzursuzluğun olduğu bir yerde ise verimden bahsedemeyiz. Onun için MEB en azından son adaylığı kaldırırken, 2.adaylığı kaldırırken yaptığı gibi yapmamalıdır...

KULAĞA KÜPE BİR NOT: HUZURUN OLMADIĞI YERDE VERİM, VERİMİN OLMADIĞI YERDE İSE BAŞARI HAKİM OLAMAZ... EĞİTİM ÖĞRTİME HAKİM GÜÇLER, HAKİM OLUR Kİ, O GÜÇ MLLİ EĞİTİME GÜÇ KATAMAZ... ÖĞRETMEN, MİLLİ EĞİTİMİN HAKİMİ OLMALIDIR ARTIK...

Saygılarımla...

 

Yahya ASLAN/Kamugazetesi


HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.