Atama Bekleyen Binlerce Öğretmenden Sadece Birinin Feryadı
Yayınlanma:
Ataması yapılmayan en az 414 bin öğretmenden birinin acı feryadını siz değerli okuyucularımız ile paylaşıyoruz.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, geçtiğimiz günlerde Ağustos ayında atama yapılmayacağını açıklamış ve atama bekleyen öğretmenler tarafından ağır eleştirilere mağruz kalmıştı. Öyle ki son yıllarda hiç bir bakana karşı bu kadar şiddetli eleştirilerin olduğu bilinmiyor.
Atama bekleyen öğretmenler, artık hayatlarının ve hayallerinin zora girdiğini belirtiyor. Hatta intihar etmiş ve intihar etmeyi düşünen, hayattan soğutulan, hakları verilmeyen yüz binlerce öğretmen var.
Ataması yapılmayan bir öğretmenden İLGİLERE çağrı:
Ben, atanamayan öğretmen... Umutları bangır bangır seçim yatırımlarında harcanmış, bir sonraki sınava kandırmacalarla hazırlanmış atanamayan öğretmen. Evet, şubat ataması gelmiş geçmiş en büyük şubat ataması olurken, gözümüzün içine baka baka "bundan sonra atamaları hem şubatta hem ağustosta eşit olarak yapacağız" derken, merak etmeyin ağustosta da atama yapılacak derken, daha seçim yapılmamış veyahut yeni yapılmış bulunuyordu. İşte şimdi yine gözümüzün içine baka baka ağustosta atama yok derken seçimin de geçimin de adı sanı okunmuyor.
Sistem değişikliklerinden en çok bıkmış olan öğrenciler midir çiçeği burnunda garip öğretmenler midir? Yoksa sistemin pat diye gelip de eliyle bir kenara ittiği mağdurlar mıdır? Gelen yeni sistemi yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmiş olana mı uygulamaktır adalet, yoksa sonradan gelecek olanlara mı? Evet çoğu işsiz güçsüz, ana baba eline bakan, işi olup da sınava çalışmak için bırakmak zorunda olan yüz binlerce öğretmen canını dişine takıp bu sınava hazırlanmışken, azdan çoktan ağustosta olacak atamaya umut bağlamışken, düğünü derneği askerliği ona göre planlamışken; ne senenin başında ne senenin sonunda kimse böyle bir sistem gelecek demedi. Çünkü aklın yolu birdi; bir dönemde gidişatı etkileyen sistem değişikliği yapılacaksa mağduriyetler yaşanmaması adına yeni sistem sonraki gelenleri kapsar, o dönemdekiler eski sisteme tabi edilirdi. Hatırlayın bir zamanlar binlerce fen edebiyat fakültesi öğrencisi tam okulunu bitirmek üzereyken belki de yeni başlamışken bir anda formasyon alamayacak duruma getirildi. Neydi o gençlerin günahı ki formasyon alma hakkıyla girdiği bölümden bu hakkı elinden alınmış olarak mezun edilmeye çalışıldı? O dönem neyse ki bu yanlıştan dönülmüştü. Bugün yine aynı vurdumduymazlıkla yüzbinlerce öğretmen vurulmaya çalışılırken, umutsuzca bir sene sonraki atamanın sınavına girdirilirken; bu çaresiz bırakılışı, bu emek zayiatını bu umutsuzluğu hiç kimse unutmayacak... Kafasında "söz konusu şubatta yapılacak atamayı sonuna kadar bir umutla bekleyip de kıl payı kaçırırsam bir sonraki sınav için iki buçuk ayım kalacak" gibi düşüncelerle yaşayanları hiç kimse unutmayacak...
Sistem değişikliklerinden en çok bıkmış olan öğrenciler midir çiçeği burnunda garip öğretmenler midir? Yoksa sistemin pat diye gelip de eliyle bir kenara ittiği mağdurlar mıdır? Gelen yeni sistemi yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmiş olana mı uygulamaktır adalet, yoksa sonradan gelecek olanlara mı? Evet çoğu işsiz güçsüz, ana baba eline bakan, işi olup da sınava çalışmak için bırakmak zorunda olan yüz binlerce öğretmen canını dişine takıp bu sınava hazırlanmışken, azdan çoktan ağustosta olacak atamaya umut bağlamışken, düğünü derneği askerliği ona göre planlamışken; ne senenin başında ne senenin sonunda kimse böyle bir sistem gelecek demedi. Çünkü aklın yolu birdi; bir dönemde gidişatı etkileyen sistem değişikliği yapılacaksa mağduriyetler yaşanmaması adına yeni sistem sonraki gelenleri kapsar, o dönemdekiler eski sisteme tabi edilirdi. Hatırlayın bir zamanlar binlerce fen edebiyat fakültesi öğrencisi tam okulunu bitirmek üzereyken belki de yeni başlamışken bir anda formasyon alamayacak duruma getirildi. Neydi o gençlerin günahı ki formasyon alma hakkıyla girdiği bölümden bu hakkı elinden alınmış olarak mezun edilmeye çalışıldı? O dönem neyse ki bu yanlıştan dönülmüştü. Bugün yine aynı vurdumduymazlıkla yüzbinlerce öğretmen vurulmaya çalışılırken, umutsuzca bir sene sonraki atamanın sınavına girdirilirken; bu çaresiz bırakılışı, bu emek zayiatını bu umutsuzluğu hiç kimse unutmayacak... Kafasında "söz konusu şubatta yapılacak atamayı sonuna kadar bir umutla bekleyip de kıl payı kaçırırsam bir sonraki sınav için iki buçuk ayım kalacak" gibi düşüncelerle yaşayanları hiç kimse unutmayacak...
Sayıları yarım milyona dayanan yüz binlerce öğretmenin ve ailelerinin çığlıklarıyla, yetkiyi sahiplenenin de yetkiyi verenin de vicdanlarına ithafen...
MEB
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.