Eğitim Yöneticileri ve Deneticileri Derneğinden Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği ile ilgili açıklama

Eğitim Yöneticileri ve Deneticileri Derneğinden Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği ile ilgili açıklama
Eğitim Yöneticileri ve Deneticileri Derneğinden Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği ile ilgili açıklama

01 Mart 2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Milli Eğitim Bakanlığı
Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği” yayımlandığı günden beri öğretim üyeleri, müfettişler ve öğretmenler
başta olmak üzere çok geniş bir çevre tarafından eleştirilmekte, eğitim sendikaları söz konusu
yönetmeliğin iptali için yargı yoluna başvurmaktadırlar.


Bu nedenle, EYEDDER olarak faaliyet alanımızla doğrudan ilgili bulunan bu yönetmelik hakkındaki
görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşma ihtiyacı doğmuştur.


Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği:

1. Öğretmen kaynağından gelmeyen hukuk, siyasal, iktisat vb. fakülte mezunlarının sadece KPSS
puanlarına göre müfettiş olarak alınması, yazılı sınava girmemeleri doğru değildir. Yazılı sınav
eğitim denetimi mesleğin gerektirdiği bazı yeterliklerin daha iyi ölçülebilmesi için gerekli bir
araçtır. Bununla birlikte yapılacak yazılı sınav, adayların mevzuatı ezberleyip ezberlemediğini
değil, müfettiş yeterliklerini ve alandaki bilimsel gelişmeleri ölçebilecek nitelikte ve kapsamda
olmalıdır.

2. Yönetmelikte sözü edilen hukuk, siyasal, iktisat fakülteleri ile bunlara yurt içi ve yurt dışında
denkliği kabul edilen ve ayrıca yönetmelikte denk yükseköğretim kurumları olarak ifade edilen
ifadeler yanlıştır. Bu başvuru ifadesi 4 yıllık tüm yüksek öğretim kurumu mezunlarının
başvurusu şekline dönüşebilir gözükmektedir. Bu durumda bir yandan henüz öğretmen olarak
atanamamış olan kişiler eğitim müfettişliği için başvuru hakkına sahip olurken, diğer yandan
eğitim formasyonuyla uzaktan yakından alakası olmayan iktisattan işletmeye, ilahiyattan güzel
sanatlara tüm üniversite mezunları için eğitim müfettişliği yolu açılmış olacaktır.

3. Bu yönetmeliğe göre öğretmenler için öngörülen 8 yıllık öğretmenlik koşulu, öğretmenleri
itibarsızlaştırmakta, meslekten soğutmaktadır. Her hangi bir fakülteden mezun olan herkesin
sahip olduğu bir hakkı öğretmenlerin ancak 8 yıl çalıştıktan sonra elde edebilmeleri kabul
edilmesi mümkün olmayan, öğretmenleri derinden yaralayan bir koşuldur. Bu koşul,
öğretmenlerden müfettiş almak istemiyoruz demenin bir başka yoludur. Bir başka deyişle,
normal olarak 24 yaşında göreve başlayan bir öğretmen, 8 yıl sonra 32 yaşında olacaktır. Bu
nedenle sadece 32, 33, 34 yaşlarında olan öğretmenlerin başvuru hakları var demektir.

4. Başvuru için 35 yaş koşulu koymanın mantığını anlamak mümkün değildir. Zaten öğretmenler
devlet memurudur. Deneyiminin 8 değil de 10 yıl ya da daha fazla olmasının ne zararı olabilir.
Bu koşul, sadece memuriyete yeni başlayacak olanlar için yani öğretmen olmayanlar için
düşünülebilir. Bunun gerekçesi ise kalan çalışma süresinin en az zorunlu çalışma süresi kadar
olması şeklinde açıklanabilir. Bu nedenle öğretmenler için öngörülen yaş koşulu anlamsızdır.

5. Söz konusu iş, müfettişlik olduğuna göre üniversitelerde yıllardır eğitim yönetimi ( teftişi,
planlaması ve ekonomisi) alanında lisansüstü eğitim veren kurumlar varken, bırakın bu
kurumlardan mezun olanlara öncelik vermeyi, adlarının bile anılmaması, bilime saygısızlıktır.

6. Yönetmeliğin aksine, eğitim yönetimi ve denetimi alanında yüksek lisans yapan öğretmenlerin
görev sürelerine bakılmaksızın yazılı sınavdan muaf olmaları, doktora yapanların ise sınavsız
atanmaları hakkaniyetin bir gereği olarak düşünülmelidir.

7. Hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, iktisat ve işletme fakülteleri veya bunlara
denkliği kabul edilen yükseköğretim kurumları mezunları için sınav konuları, ayrıca belirlenmiş
olup, ağırlıkları şöyledir: Hukuk %20, İktisat %20, Maliye %20, Muhasebe ve İşletme %20 ve
diğer konular %20. Diğer konular ise kendi içinde Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, İstatistik,
Ölçme ve Değerlendirme, Genel Kültür olarak ayrılmaktadır. Bir başka deyişle bu şekilde
alınacak müfettişlerin eğitimle ilgili konularda bırakın deneyimi, bilgi sahibi olmalarına bile
gerek duyulmamaktadır. Bu insanların öğretmenleri denetleyeceklerini; onlara rehberlik
edebileceklerini kabul etmek, en hafif ifadesi ile öğretmenlere saygısızlıktır.

8. Yönetmeliğe göre adaylık ve sözleşmeli öğretmenlik süresi dâhil olmak üzere öğretmenlikte
sekiz yıl ve daha fazla hizmeti bulunanlar bakımından yazılı sınav sorularının içeriği: Genel
Mevzuat %25, Millî Eğitim Bakanlığı Mevzuatı %25, Mali ve Adli Mevzuat %25, Diğer Konular
%25 olarak belirlenmiştir. Diğer konular ise Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Özel Alan
Bilgisi,Öğretmenlik Meslek Bilgisi, olarak belirlenmiştir. Bir başka deyişle, yönetmeliği
hazırlayanlar bu işi yasa yönetmelik ezberlemekten, mevzuat bekçiliği yapmaktan ibaret
sanmaktadırlar. Sadece bu bakış açısı bile yönetmeliği hazırlayanların eğitimi ve eğitim
denetimini nasıl algıladıklarını göstermesi açısından yeterli kanıt sayılabilir. Seçilecek bu
insanların eğitim yönetimi, okul yönetimi, eğitim hukuku, eğitim planlaması, eğitim ekonomisi,
soruşturma teknikleri, sosyal psikoloji, örgüt psikolojisi, örgüt kültürü, örgüt iklimi gibi alanları
ve konuları bilmelerine gerek duyulmamaktadır. Hatta adayların kendi alanını bilip bilmemesi
bile fazla önemsenmemektedir. Çünkü özel alan bilgisi diğer konular içinde geçen başlıklardan
sadece birisi olarak sonucu etkileyebilecek kadar bir puan ağırlığına sahip değildir.

9. Milli Eğitim Bakanlığı konuyla ilgisi ve birikimi olan çevrelerin; alandaki öğretim üyelerinin,
müfettişlerin, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin görüşlerini almadan, bu alanda yapılan
araştırmaları incelemeden, şûra kararlarına bile bakmadan, eğitimin amaçlarını göz ardı
ederek, sık sık yüzeysel bazı değişiklikler yapmakta, işin özünü anlamaya çalışmamaktadır. Oysa
1993 yılında toplanan XIV ve 1996 yılında toplanan XV. Milli Eğitim Şûralarında müfettişlerin
denetleyecekleri öğretmen ve yöneticilerden daha üst düzeyde bir eğitim almaları gerektiği
vurgulanmıştır. Çok sayıda yüksek lisans ve doktora mezunu öğretmen, okul müdürü varken,
halâ lisans mezunlarını müfettiş olarak atamaya ve hizmet içinde bilimsel gelişmelerden uzak,
salt usta çırak ilişkisi ile yetiştirmeye çalışmak,bilime karşı anlaşılması mümkün olmayan bir
direniştir.

10. Milli Eğitim Bakanlığı, denetim anlayışında tarihsel süreçte meydana gelen değişimi izlemeden,
eğitimin amaçlarını göz ardı ederek, öğretmenleri kontrol edilmesi gereken, güvenilmez
insanlar olarak algılayarak, 100 yıl öncesinin kontrol odaklı denetim anlayışını sürdürmeye
çalışmaktadır. Denetimin amacı öğretmeni kontrol etmek değil, gelişimine katkıda
bulunmaktır. Bu yüzden her müfettiş en az denetimini yaptığı öğretmen kadar eğitim almış ve
en az onun kadar iyi öğretmen olmak zorundadır.

Sonuç olarak, 01.03.2022 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği;
▪ Yıllar içinde birikmiş sorunların neredeyse hiç birini çözebilecek nitelikte değildir.
▪ Eğitime ilişkin kapsayıcı bir bakış açısı içermemektedir.
▪ Eğitim yönetimi ve denetimi bilim alanını yok saymaktadır.
▪ Eğitim denetmenlerinin yetiştirilmesi ile ilgili üniversitelerde yapılan akademik eğitimi ve bu
alandaki bilimsel birikimi dikkate almamaktadır.
▪ Milli Eğitim Şûralarının kararları ve gerekçeleri dikkate alınmamıştır.
▪ Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırmaktadır.
▪ Öğretmenlerin motivasyonunu düşürmekte, meslekten soğutmaktadır.
▪ Çağın gereklerine, bilimsel gelişmelere ve pedagojik ilkelere ters düşmektedir.
▪ Hukukun temel ilkelerinden biri olan eşitlik ilkesine aykırıdır.
Bütün bu nedenlerle, ölü doğan bu yönetmeliğin iptal edilmesi ve konuyla ilgili yeterli birikime sahip
olan çevrelerin demokratik katılımı ve katkıları ile yeni bir yönetmeliğin hazırlanmasıgerekmektedir.

EYEDDER Yönetim Kurulu

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.