OKULLARDA İBADET YAPMA HAKKI SAĞLANMALI

 Okul yöneticileri öğrenci, öğretmenler ve veliler için okullarda mescit yeri ayırmalı. Okullar bu şekilde hayat alanı olur. Aksi halde eğitim kurumları topluma kapalı birer yasakçı ve uzak durulan alan olurlar.

Cuma günü ders saatleri ile mesai saatlerinin öğrencilerin, eğitimcilerin, tüm memurların, velilerin, servisçilerin, kısaca namaz kılmak isteyen herkes için namazını rahatça kılabilecekleri şekilde düzenlenmesi gerekir.

Bir engelle karşılaşan öğrencilerin, öğretmenlerin, hizmetlilerin velilerin durumu milli eğitim bakanlığına, başbakanlığa, sivil kuruluşlara, okul aile birliklerine, insan hakları derneklerine dilekçe yazma hakları var.

Bu sayede öğretmenlerin, öğrencilerin, memurların, hizmetlilerin, çalışanların okula, görev yerine geç kalmasının ve aralarında bir erken çıktın geç kaldın gibi bir tartışmanın da önüne geçilmiş olunur.

Derslerde öğretilen bilgilere göre farz yani yapılması kesin olan ve peygamber eşleri ile Müslüman hanımların da bir emir olarak yaptıkları ibadetlerin/sorumlulukların yapılmasına engel olan yasaklarda ısrarcı olmakta büyük bir tutarsızlıktır. Öğretmenlerin, öğrencilerin zihinsel çelişkilerden ve kamu düzenine olan güvensizlikten kurtarılması gerekir.

Anayasa ile güvence altına alınan din, inanç ve ibadet hakların kullanılmasına her görüşten öğretmen ve öğrencinin de destek olacağına inanıyoruz.

Anayasanın 24.maddesinde geçen

‘Herkes din ve inanç hürriyetine sahiptir. Bu hak, tek başına veya topluca, alenen veya özel olarak ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama ve bunları değiştirebilme hürriyetini de içerir’ hakkını işler hale getirmek gerekir.

Resmi kurumların halka karşı, halkın uzak durduğu yasaklı alanlar olmaktan çıkarılması gerekir. Kamusal alan vatandaş için vardır. Öncelikle makam odalarını en güzel şekilde düzenleyen bazı idarecilerin kamu alanlarını halka değil de kişilerin özel mülkü haline getirmeleri, ‘mescit yapacak yerimiz yok’ şeklindeki mazeretlerin arkasına saklanmak isteyenlere de pirim vermemek gerekir.

Her inanç sahibi inancının gereklerine göre hayatını düzenleme hakkına sahiptir.

Bu hakkın yeni anayasa paketinde öncelikle yer alması gerekir.

Mahmut Balcı Eğitimci/Yazar