Okulların Hizmetli Feryadı!

Okulların Hizmetli Feryadı!
Okullar açılırken yöneticilerle ilgili yaşanan toz dumanı bir kenara bırakırsak belki de çok daha önemli bir sorun var ki o da okulların hizmetli feryadıdır. Feryat diyorum zira bu konu gerçekten çok vahim bir hal almış durumda ve ne duyan var ne de ilgilenen yetkili… Devleti alinin bu feryattan haberinin bile olmadığını söylemek mümkün de şu sendikalara ne demeli…Sahi şu an hizmetli konusunun müdür atamasından da öğretmen atamasından da önemli bir hal aldığını söylesek abartmış olmayız. Zira bir gün temizl

 Evet ne yazık ki şu an okulların en temel sorunlarının başında hizmetli sorunu gelmektedir. Çünkü birkaç öğretmen eksik de olsa okul bir şekilde yoluna devam ediyor, müdür olmazsa yardımcı bir şekilde okulu idare ediyor, o da yoksa öğretmenler inisiyatifi alıp bir şekilde işleri yoluna koyarak okulu yoluna devam ettiriyor. Ama hizmetli yoksa bir gün temizlenmeyen okula ikinci gün tuvalet kokusundan girilmiyor. İşte bu nedenle özellikle şu günlerde okul yöneticileri öğretmenden ziyade okula hizmetli gelmesi için feryat ediyor. Ama duyan kim…

 
Sendikalardan başlamak istiyorum zira bu işin vahametini ve okullar için önemini en öncelikli bilmesi gerekirken ve belki de en öncelikli gündem maddesi olarak bu konuda mücadele etmesi gerekirken, kendi üyesini yönetici yapmaktan başka hiçbir eğitim meselesi ile uğraşmayan sendikalara okullardan yükselen feryadın arkasındaki tuvalet kokularını ithaf etmek geliyor içimden…
 
Devletin tepesine yani çözüm merciine gelince okullardaki bu vahim durumdan haberlerinin bile olduğunu sanmıyorum. Öğretmen maaşları için ayrılan bütçenin ciddi yekün tutması nedeniyle bütçeden en çok payı eğitime ayırıyoruz diye varsın nutuk atsınlar, okullar pislikten geçilmiyor.  Hem bağış almayı yasaklayıp yahut kısıtlayıp hem de “yerel imkanlarla çözünüz” şeklindeki garabet içerikli klişe talimat da çözüm olmuyor artık. İşkurdan görevlendirilen personel sayısı ise ancak ihtiyacın onda birini karşılıyor. 
 
Nitekim yıllardır hizmetli ataması da yapılmadığı için emekli olanlardan sonra deyim yerindeyse okullarda kadrolu hizmetlilerin soyu tükenmek üzere. Az sayıdaki mevcutların çoğunluğu ise devletin yetim çocuklarından ya da diğer kurumlardan zorla gönderildiği için bu işi yapmamak için bin dereden su getiren, dolayısıyla “yokluğu varlığından daha iyi” dedirtecek nitelikteki çalışanlardan oluşuyor. Birkaç iyi hizmetliyi ise ilçe ya da il milli eğitimler geçici görevlendirme ile kendi müdürlük binalarına çektikleri için okulları pislik götürüyormuş kimin umurunda!
 
Tam da burada madem bu ülkede eğitim kimsenin umurunda değilse, okulları düşünen kimse yoksa, herkes kendi değirmenine su taşımakla meşgul ise, herkes eğitim adına attıkları hamaset yüklü nutuklarla blöf yapıyorsa ki zaten bundan dolayı da hakikatte eğitimde bir arpa boyu yol alınamamış ise okulları kurtarmak müdürlere mi kaldı, siz de salıverin gitsin diye düşünenler olabilir…ama olmuyor işte! Körpe yavruları tuvalet kokularının ve mikropların içinde tutmak olmuyor. Okul idaresi bir şekilde çözmek zorunda hissediyor. Belki uykuları kaçıyor, belki de parasızlıktan dolayı illegal yollara bile başvurup kendini riske atıyor, ama çözmek zorunda kalıyor. Zira tekrar ediyorum ki öğretmensiz okul yürür belki ama hizmetlisiz yürümez.
 
Hal böyleyken yani durum bu kadar vahim iken devletin hizmetli sorununu bir türlü çözmemesinin bir haklı gerekçesini bulmaya çalışıyorum ama doğrusu ben bulamıyorum. Zira ilk akla gelen para malum. Yani devletin bu konuya ayıracak parasının olmadığı şeklinde bir mazeret ileri sürülebilir. Ama bu mazeretin doğru olmadığını özel okullara yapılan eğitim desteği ispatlamış durumdadır. Nitekim özel okullara aktarılan 250.000 (İki yüz elli bin)  TL ile asgari ücretle yaklaşık 20000 (Yirmi bin) personel çalıştırmak mümkündür. Bu konuda İşkur'a ayrılan ödeneği de buna ilave ettiğimizde aşağı yukarı sorun çözülüyor. Dolayısıyla başka bir mazeret aramaya gerek kalmıyor zaten. Geriye de Devletin, Milli Eğitim Bakanlığının ve Eğitim Sendikalarının hakikatte eğitim gibi bir derdinin olmadığı gerçeği kalıyor.
 
Dolayısıyla aslında atanamayan tecrübesiz öğretmenlerden ya da eğitim ömrünü tamamlamış olan emekli öğretmenlerden oluşan özel okullara, öğretmenlerin kendi çocuklarını neden gönderdikleri daha iyi anlaşılıyor. Özetlemek gerekirse içi buram buram tuvalet kokan devlet okullarının bittiğini, devrin de özel okul devri olduğu anlayışını gösteriyor. Hem devlet desteği de gelmişken…
 
Sözün özü eğitimin içinde bulunduğu bu acıklı duruma artık bir son verilmeli ve bu sorun derhal çözülmelidir. Önce sendikalar koltuk kapma yarışını bırakıp kendi işine dönmeli, eğitimin en temel ortak sorunu olan bu konuyu yüksek sesle ve ağız birliği ile dillendirmeli, yetkili mercilerde çözüm aramalı, gerekirse ortak eylemlerle ülke gündemine getirmelidirler. Daha sonra il ve ilçe milli eğitimler var olan üç beş iyi hizmetliyi kendi hizmetlerine alıp okullara bunu bile çok gören anlayışlarından vazgeçmelidir. Son olarak ise istediğinde tek kalemde devasa bütçeleri özel okullara aktarabilen devletimizin de önce okulları kendi gözüyle görme zahmetine katlanıp sonra da bu sorunu kesinlikle çözmelidir.  Çözüm ise kadrolu hizmetli konusunun çözüm olmadığına göre temizlik şirketlerinden hizmet satın almak, ya da her yıl geçici personel istihdam etmek yoluyla olmalıdır.  
 
Zira içi tuvalet kokan bir okulu değil tabletle, altınla kaplasanız boş…bu konudaki bir yanlış tüm doğruları götürür.
 
www.kamuajans.com

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.