SAVAŞ İKLİMİNDE İHANET NE YANA DÜŞER

Savaş ikliminde ihanet edenler kaybetmelidir....

Savaş İkliminde Strateji Ne Yana Düşer  ?

 
Bu sorunun cevabı aslında akılcı mı davranalım yoksa yüreği duygu dolu biri gibi mi davranalım demektir.

 Akılcılık stratejiyi tercih eder, Yürek ise dava adamlığını ve dik duruşu tercih eder.

Bugün ülkemizde Fethullahçı Terör Örgütü ile devletin açık bir savaşı mevcuttur.

Bugün , devlet mekanizmalarını idare edenler içerisinde 1 Kasım seçimlerinden önce stratejiyi tercih ederek ihanet içerisinde olanlardan bahsedeceğiz.

 T.C Devletine karşı darbe yapmak isteyen ve Cumhurbaşkanının canına kastetmiş darbe yapmak isteyen terör örgütüne karşı duruş ne olmalıdır

 Bu duruş Kerbala’da H.z Hüseyinin duruşu olmalıdır.

 T.C Devletinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN , Davosta “ one minute “, Birleşmiş Milletlerde “ Dünya Beşten Büyüktür” diyerek ümmetin sesi olmuştur. Suriye meselesinde ümmetini değil strateji ve akılı tercih etseydi acem uşakları ve Rusya ile işbirliği yapıp daha fazla toprak ve para hesabına düşerdi. Ancak asla, ezilenlerin hür sesi ; mazlumların sırdaşı , gariplerin yoldaşı olamazdı...

 17 – 25 Aralık FETÖ darbe sürecini Milli Eğitim Bakanlığı dershaneler üzerinden başlatmıştır.

 O dönemde Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI Bey , Müsteşar Yusuf Tekin Bey defalarca paralel örgüt tarafından tehdit edilmiştir.

 Bakan Bey ve Müsteşar Bey başta olmak üzere bu tehditlere boyun eğmeyen kişiler o dönemde stratejiyi değil , yüreğinin sesine kulak vererek devletini ve milletini seçmiştir.

 17 – 25 Aralık Paralel darbesi gerçekleşseydi Yusufları Kör kuyulara atacaklardı. O gün stratejiyi seçenler ise hizmet kahramanıyız diye hikayeler yazacaklardı.

 Paralel terör örgütüne dik duranlara karşı, günün şartlarına göre strateji üretip yamulan bürokrat ve yöneticileri nereye koyacağız ...

 Paralel Terör örgütüne karşı yürütülen mücadelede 7 Haziran seçimleri turnusol kağıdı görevi görmüştür.

 Oturdukları her ortamda mücahit olduklarını anlatanlar, 7 Haziran seçimlerinden sonra kıvırmaya müsait olmuşlardır.

 Ak Parti kan kaybediyor diye , paralel terör örgütüne karşı zaafa düşenler ve tarafsız kalanlar asla affedilmemelidir.

 
Milli Eğitim Bakanlığı kayıtlarında , Paralel örgüt yapılanmasına karşı yürütülen mücadelede 1 Kasım seçimlerine kadar olan sürede ve özellikle 7 Haziran – 1 Kasım arasındaki sürede il müdürlerinin karnesi iyi incelenmelidir. 7 Haziran sonrası kıvıranlar ve dik duramayanlar stratejiyi tercih edip , 1 Kasım seçimlerinden sonra paralel örgüte en fazla küfreden ve soruşturma açan il müdürleri ve teftiş kurulu başkanlarıdır.

7 Haziran seçimlerinden sonra paralel sendikayı odasında ağırlayanlar, paralel abileri düğünlerine onur konuğu yapanlar, Paralel örgütün okullarının ve yurtlarının denetimine paralel müfettişleri gönderenler , 7 Haziran sonrası 60’a yakın paralel soruşturma dosyasını sümen altı edip , 1 Kasımdan sonra tamamına soruşturma izni verenler , paralel soruşturma dosyalarının imzalanacağı günlerde izne ayrılıp imzaları vekalet bıraktığı kişilere attıranlar, okul ve yurt kapatma yetkileri il müdürlüklerinde olduğu halde korktukları için ilçe müdürleri ve Kaymakamlara bu işi havale eden il müdürlerini tarih affetmeyecektir. Bakalım , Milli Eğitim Bakanlığı bu hainleri affedek mi ?

1 Kasım seçimlerinden sonra tekrar mücahit havasıyla sahaya çıkan herşeye müsait bu adamlar savaş ortamında stratejiyi tercih ederek taraf olamamışlardır.  Şimdilerde ise mücahit kimliğimiz ve geçmişimiz var diyerek , sendika zırhınıda sırtına geçirmek isteyip, paralel avcısı konumunda Bakanlığa selam çakmaktadırlar....

Sözün özü , Savaş ikliminde strateji ihanet yoluna düşer...

 İhanet edenleri ne tarih nede devlet affetmemelidir...

           Mücahit YAHYA
www.mebpersonel.com Özel Haber