Belki de öğretmenlik hayaliyle öleceğim
Asuman, Hakan, Canan ve Yasemin öğretmenler… Bir gün öğrencilerine kavuşup onları geleceğe hazırlamayı hayal ediyorlardı. Bunun için zorlu imtihanlardan geçmişlerdi. Mesleklerine başlayacakları günü iple çekiyorlardı. Olmadı, olamadı…
Memurluk sınavında başarılı olmalarına rağmen önlerine kontenjan engeli çıktı. Onlar özel hayatlarından fedakârlık ettiler, önlerine çıkan engellere göğüs gerdiler. Hikâyelerini anlatacağımız öğretmenler buz dağının küçük bir kısmı. Onlarla aynı zorlukları yaşayan yaklaşık 300 bin öğretmen var. Atanamayan öğretmenler meselesi Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) önünde duran en önemli problemlerden biri. Bu mesele bırakın yerinde saymayı her geçen gün büyüyerek çözümsüz bir noktaya doğru gidiyor. Bazı üniversitelerin açtığı Edebiyat, Tarih, Coğrafya, Felsefe ve Sosyoloji gibi açık öğretim programlarının mezunları da eklenince iş iyice içinden çıkılmaz bir hâl alıyor. Bu sene MEB rakamlarına göre 127 bin öğretmen açığına karşın 42 bin atama yapıldı. Kalan açık, ücretli öğretmenlerle giderilmeye çalışıldı. Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı şubatta herhangi bir atama yapılmayacağını birçok kez dile getirmişti. Ancak dershane krizinden sonra, öğretmenlerin beklediği müjdeli haberi Başbakan Tayyip Erdoğan verdi: Şubatta 10 bin, ağustosta da 40 bin öğretmen alınacak. Görünüşe göre az bir kısmı atanacak olsa da haber bütün atanamayan öğretmenlerde heyecan uyandırdı. Geç de olsa göreve başlamak hayata yeniden tutunmak anlamına geliyor. İşte o bahsettiğimiz öğretmenlerin düşünceleri…
Asuman Özcanlı (38) yıllarca atama beklediği hâlde hayallerine bir türlü kavuşamamış. Şubat ataması onun için ‘ya tamam ya devam’ mahiyetinde. Atanamadığı takdirde yaş engelinden dolayı öğretmenlik defterini mecburen kapatacak. 4 çocuk annesi Asuman Öğretmen biraz hislenerek “Belki de hayallerimle öleceğim” diyor. Asuman Özcanlı, 1992’de İstanbul Üniversitesi Fizik Bölümü’nü kazandı. Okulun son senesinde dünya evine girdi. Bir sene sonra ikiz çocukları olunca okula ara verdi. Üniversiteden 2001’de mezun olabildi. Stajyerliğinin kalkması için 1 sene özel bir lisede öğretmenlik yaptı. 2004’te devlette kadrolu öğretmen olmak için memurluk sınavına (Kamu Personeli Seçme Sınavına) girdi. Fakat atanan öğretmenlerin puanlarının 90 civarı olduğunu görünce umudu kırıldı. Bu sevdadan bir süreliğine vazgeçti. Asuman Öğretmen, 2010’da Gaziosmanpaşa’da bir imam hatip lisesinde ücretli öğretmen olarak göreve başladı. Mesleğini yapabilmek için maddi manevi pek çok fedakârlığa katlandı. Üç yaşındaki çocuğunu kreşe bıraktı. Her gün Sarıyer’den taksiyle gidip geldi. Aldığı ücret ancak yol parasına yetiyordu. Ama öğrencilerinden ayrı kalmamak için bu duruma aldırmadı. Eşi de bu zor günlerinde desteğini eksik etmedi.Kadrolu fizik öğretmeni gelince bir anda işsiz kaldı. Sonraki yıl Kâğıthane İmam Hatip Lisesi’nde ücretli öğretmenliğe başladı. Fakat hiçbir şey istediği gibi gitmedi: “Ücretli öğretmen olarak çalıştığım dönemki sıkıntılar beni hayli yıprattı. Ben de, kadroya geçmek için 2011’de memurluk sınavına girmeye karar verdim. Bunun için sıkı bir çalışmayı göze aldım. Evde âdeta olağanüstü hâl ilan edildi.” Fedakâr öğretmen, zorlu geçen hazırlık devresinin ardından sınavdan iyi bir puan aldı, Türkiye 108’incisi oldu. Fakat ataması o sene getirilen alan sınavı engeline takıldı. Asuman Öğretmen ve çocukları sonucu gözyaşlarıyla karşıladı: “Öğretmenlik benim için bir hayal. Yıllardır bunun uğraşını veriyorum. İkiz çocuklarım üniversiteye hazırlanıyor. Ben hâlen bunlarla uğraşıyorum.”
Hakan Yılmaz (27), 2005’te Cumhuriyet Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bölümü’ne girdi. 4 senede mezun oldu. Öğretmenlik yapmak için formasyon eğitimi alması gerekiyordu. O da devlet üniversitesine başvurdu. Fakat kontenjan engeline takıldı. Hakan Öğretmen, 2011’de bu kez şansını bir vakıf üniversitesinde denedi ve başarılı oldu. Bir ara ücretli öğretmenlik yaptı. Aynı zamanda memurluk sınavına hazırlandı. O sene KPPS’den 72 puan aldı. Fakat az bir farkla atanamadı. ‘Bari askerliği aradan çıkarayım düşüncesiyle’ 2012’de askere gitti. Askerden sonra sıkı bir çalışmaya gerek duyduğu için dershaneye yazıldı. Hakan Öğretmen aynı zamanda sabahları Esenler’de bir lisede ücretli öğretmenlik yapıyor. Yazları ise geçimini sağlamak için ağabeyinin pastanesinde çalışıyor. Yılmaz “Öğretmenlik benim idealimdeki meslekti. Fakat böyle olduğunu bilseydim kesinlikle öğretmenlik tercihi yapmazdım. Mezuniyet sonrası zorlu süreçte çok yoruldum. İnsanlara hâlen atanamadığımı söyleyemiyorum. Sırf bu yüzden toplum içine çıkmıyorum.” diyor.
Eğitimdeki bazı tutarsız politikalardan dert yanan Hakan Öğretmen sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Atanamayan öğretmenlerin sayısı her sene artıyor. Devlet buna önlem alacağına bir de açık öğretim edebiyat programı açtı. Bunlar mezun olunca benimle aynı şartlarda sınava girecek. Bu haksızlık.”
Canan Mertcan (30), Kıbrıs Girne Amerikan Üniversitesi Bilgisayar Öğretmenliği’ni 2003’te kazandı. Başarılı bir üniversite öğrenimin sonunda okulu uzatmadan 4 senede bitirdi. Üniversite okurken bu bölüm mezunlarına epey ihtiyaç vardı, atanamama sıkıntıları yoktu. Bu yüzden tercihini bu bölümden yana kullandı. Canan Öğretmen, 2008’den beri her yıl KPPS’ye girdi. İlk sene sınava hazırlıklı olmadığı için başarılı olamadı. ‘Sonraki sene biraz daha iyi çalışır atanırım’ düşüncesiyle nişanlandı. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Evlilik hayallerine ancak 5 sene sonra kavuştu. Eğitim sistemindeki değişiklikler Canan Öğretmen’in planını altüst etti. 2008’den sonra bilgisayar dersi ortaokullarda seçmeli oldu. Öğretmen alımları bir anda 4’te bir oranında azaldı. Meslek yüksekokulu mezunlarına öğretmenlik hakkı verildi. Kontenjanın düşmesine mukabil öğretmen sayısındaki artış puanlara da yansıdı. Dolayısıyla Canan Öğretmen bir türlü atanmaya muvaffak olamadı. İlk şoku üzerinden attıktan sonra memleketi Adıyaman’da yatılı bir okulda bir yıl ücretli bilgisayar öğretmenliği yaptı. Mesleğine yeni başlamış olmanın verdiği heyecanı kendi içinde yaşarken gördüğü manzara onu hayli şaşırttı. Mertcan, o günleri gözyaşları eşliğinde anlatıyor: “Okulun bilgisayar laboratuvarına gittiğim zaman gördüğüm manzara karşısında çok üzüldüm. Çünkü okulun bilgisayarları hiç kullanılmadan eskimişti.” Canan Öğretmen, kadrolu öğretmenin atanmasının ardından bir anda işsiz kalır. Daha sonra İstanbul’da iki sene çağrı merkezinde çalışır; fakat mesleğini yapma aşkı ağır basınca işten ayrılıp tekrar KPSS’ye hazırlanmaya karar verir. Canan Mertcan, “Kadroya atanamadığım için hayatımda bir şeyleri hep ertelemek zorunda kaldım. Geçen sürede mesleki yeterliliğimi yitirdim. Bize yazık değil mi?” diye soruyor.
Yasemin Akay (28) İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümü’nü 2003’te kazandı. 4 sene sonra bölümü bitirmeyi başaran sayılı öğrenciler arasında yer aldı. Öğretmen olmak için eğitim formasyonunu 2010’da bir vakıf üniversiteden alabildi. O sene memurluk sınavına girdi ve 76 puan aldı. Fakat bu skor hayli düşük kalmıştı. Yasemin Öğretmen o sene ücretli öğretmenlik yapmaya başladı. 1 sene sonra evlendi. Öğretmenlik hayallerinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Annesinin yaptığı fedakârlığı asla unutamayacağını söylüyor. Çünkü kendisi sınava daha rahat hazırlansın diye çocuğuna annesi bakmış. Yıllardır atanamaması mesleğine karşı burukluk oluşturmuş: “Liseyi dereceyle bitirdim. Öğretmenliği isteyerek tercih ettim. Ancak hâlen işsizim. Keşke başka bir bölüm okusaydım. Şimdi bir işte çalışıyor olurdum.”
ABDULKERİM BEDİR / AKSİYON
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.