Öğretmen Atamaları Ve Sözleşmeli Öğretmenlerin Talepleri Konuşuldu
Öğretmen Atamaları ve Atama Bekleyen Öğretmenlerin Sorunları Meclisin Gündeminde. Genel Kurulda MEB bütçesi ile ilgili konuşma yapan CHP ve MHP milletvekilleri, atama bekleyen öğretmenlerin taleplerini Genel Kurul'un gündemine taşıdı.
İŞTE O KONUŞMALAR
CHP Mv. Metin Lütfi Baydar:
Bugün itibarıyla okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde toplam 109 bin öğretmen açığımız var. Bu açığın önemli bir kısmı düşük maaşla çalıştırılan ücretli öğretmenlerimizle kapatılmaya çalışılıyor. Ekonomi Bakanı çıkıyor "Ekonomimiz coşuyor." diyor, "Yüzde 11,1 büyümeyle rekor kırdık." diyor ama atanmayı bekleyen öğretmenlerimizin ataması yapılmıyor, yerine düşük ücretli öğretmen çalıştırılıyor.
Sayın Bakan, atanamayan 43 öğretmenimizin intihar etmesi sizin ayıbınızdır. Atanamadığı için intihar eden öğretmenimizin cebinden çıkan 6 Türk lirası sizin ayıbınızdır. PISA Direktörü Andreas Schleicher'in "Türk eğitim sistemi dünyaya uyum sağlayamadı." sözü sizin ayıbınızdır. Her dönem başında, ailelerin, üniversiteye başlayacak olan çocuklarının yurtlara yerleşmesi için bizleri aramaları sizin ayıbınızdır. Ortaokuldan liseye geçişte yeni getirdiğiniz sistemle aileleri göçe zorlamanız sizin ayıbınızdır. TEOG sınavının kaldırılacağını televizyondan öğrenmeniz sizin ayıbınızdır.
CHP Mv. CEYHUN İRGİL:
Bütçesinin yüzde 80'ini doğrudan doğruya personel harcamaları için kullanan Millî Eğitim Bakanlığı, bu bütçesiyle eğitimde fırsat eşitliğini yaratması, eğitim yatırımlarını yapması,ulaşılabilir bir eğitim hizmeti vermesi beklenemez. Olsa olsa öğretmen ataması yapmasını bekleriz ama Millî Eğitim Bakanlığı bunu da yapmıyor.
Bakanlığın çeşitli defalar Sayın Bakanın da ifade ettiği bilgilere göre 100 binden fazla öğretmen açığı var. Cumhurbaşkanı dâhil, Hükûmet tarafından 2017'de ek atama sözü verilmişti ama gereği yapılmadı, bunun nedenini soruyoruz. 2018'de 20 bin atama yapılacağı söyleniyor ama bu yetmez, bu açıkla bu niteliği artırabilmek için en az 50 bin öğretmen ataması yapılması gerekir. Zaten ekonominin de yüzde 11 büyüdüğünü, işlerin iyi gittiğini düşünüyorsunuz, o zaman parayı kısmayın, parayı başkalarına, Rezalara, onlara bunlara kaptırmayın, öğretmenlere verin diyoruz.
Ayrıca öğretmenin ücretlisi, geçicisi, sözleşmelisi olmaz. Bizim kadrolu öğretmenlere ihtiyacımız var. Kendini güvende hisseden eğitimcilere ihtiyacımız var. Ne yazık ki öğretmenler çalışma koşulları, aldıkları ücret, gelecek güvencesi ve çalışma huzuru açısından en zor yıllarını yaşıyorlar. Bu Bakanlığın öğretmenleri perişan ettiği bir gerçek. Nereden anlıyoruz bunu? Yapılan araştırmalardan. Yapılan bir araştırmaya göre her 5 öğretmenden 3 ya da 4'ü mesleki veriminin düştüğünü, mesleğinin saygın bir meslek olma özelliğini kaybettiğini, iyi bir iş imkânı bulursa öğretmenliği bırakacağını ve gelecekten umutsuz olduğunu ifade etti.
CHP MV. GAYE USLUER:
Eğitim bütçesi dediğiniz eğitimin iyileştirilmesi için ayrılan bütçe demektir. Soruyorum: Bu bütçenin neresi hangi öğrenciye, hangi öğretmene, hangi veliye değiyor? Bu bütçeyle üniversiteler nasıl bilim yuvası olacak, nasıl bilgi üretecek? Siz dediniz Sayın Bakan, "Bu ülkede nitelikli okullar var, bu ülkede niteliksiz okullar var." diye. Doğru da söylediniz, ben de ilave edeyim: Bu ülkede bir nitelikli üniversiteler var, bir de niteliksiz üniversiteler var. Peki Sayın Bakan, bu bütçeyle niteliği nasıl artıracaksınız? Bu bütçeyle okulların ısınma sorunun çözemezsiniz. Sınıfların fizikî koşullarını düzeltemezsiniz.
Tuvaletlerinde, koridorlarında, eğitime uygun sağlık koşulları sağlayamazsınız. Aidat parası veremediği için okul temizlemeye giden anneleri bu sömürüden kurtaramazsınız. (CHP sıralarından alkışlar) Ancak ve ancak servis parası, kırtasiye parası diye ayın sonunu getiremeyen asgari ücretliye eğitimi yük hâline getirirsiniz. İhtiyaç olan bölgelere öğretmen atayamazsınız, ücretli ve sözleşmeli öğretmenleri kölelik koşullarında çalıştırmaya devam edersiniz. Eğitim emekçilerinin sosyal haklarını tanımaz, ücretlerinde hak ettikleri iyileştirmeleri yapamazsınız. "Atanamayan öğretmenler" sorununu bu bütçeyle çözemezsiniz.
MHP MV. ZÜHAL TOPCU:
Hakkınızı inkâr etmiyoruz. Tamam, bütçeden ayrılan pay arttı. Çok fazla okul yapıldı. Sınıflardaki öğrenci sayısı düşürüldü. Öğretmen de atandı. Ama bunlar gerçekten bir ülkenin geleceğinin yetiştirilmesi için yeterli mi? Ha, on beş yılda nicel olarak yapılan bir sürü bu çalışmalara karşı görüyoruz ki nitelikte arzulanan hedeflere ulaşılmamış. O zaman demek ki bir sorun var.
Evet, dedik ki: "Eğer bir değişiklik yapmak istiyorsanız öğretmen, öğretmen ve öğretmen… Öğretmenlerden başlamanız lazım." Ama öğretmenlere baktığımızda 3 aşamadan alıyoruz ki bir, öğretmenlerin yetiştirilmesi var; ikincisi öğretmenlerin seçilmesi ve atanması, daha sonra hakları yani özlük hakları ve bunların devam ettirilmesi. Ama görüyoruz ki hepsinin de sorunlu alanlar olduğunu buradan ben sizlerle paylaşmak istiyorum.
Evet, öğretmenlerin yetiştirilmesinden sonra öğretmenliğe geçişe baktığımızda öğretmenliğe geçiş de sorunlu, sınav özellikle sorunlu. Bakın, sözlü sınav yapıyorsunuz. Baştan şöyle söyleyelim: Öğretmenin ücretlisi ve sözleşmelisi olmaz, asla kabul etmiyoruz. Öğretmenin ayaklarının yere sağlam basması lazım, öğretmenin o okula, o sınıfa bütün bu zorlu şartlara rağmen, ait hissediyor ama gerçekten bu aidiyetinin yükselmesi gerekir. Öğretmenleri sözleşmeli alıyorsunuz ama sınavdaki sorular sorunlu. Sorular, yapılan torpil özellikle bize geliyor, sürekli şikâyet var. Bunu daha farklı hâle getirin, lütfen torpili ortadan kaldırın; insanların, adayların kafalarındaki soru işaretini kaldırın lütfen. Yani bunların, sınavların objektif verilerle yapılması gerekiyor. Bir öğretmen adayının referans aramaması lazım, kendi bilgisine, kendi yeteneklerine güvenerek sınava girmesi lazım ama o hâle getirildi ki herkes sınava girmeden önce biliyor ki referanssız olmuyor. 90 puanla, 80 puanla referans olmadan puan alınamıyor sözlüde, 50 puanı verip düşürüyorlar puanını. Bunlar gerçekten ülkemizin geleceği açısından haksızlık diye düşünüyoruz, o çocuklara yazık diye düşünüyoruz.
Ücretli öğretmenliğe gelince de madem ücretli öğretmenlik hâlâ uygulanıyor, onların da ne yapılması lazım, ataması gerekiyor, o öğretmenlerin de atamasının yapılması lazım. Ona göre yeni bir programla, öğretmenlik sisteminin, Millî Eğitim Bakanlığındaki öğretmen sayılarının, istihdamının yeni bir planlama çerçevesinde tekrar işletilmesi gerekmektedir.
MHP Mv. KAMİL AYDIN:
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz. Şu ana kadar birçok konuşmacı kanayan yara olarak ifade etti, değindi, gerçekten öğretmenlerimiz bir harf öğretenlerimiz değil çok harf öğretenlerimiz. Dolayısıyla, gerçekten, onları retorikten uzak tutarak hak ettikleri birtakım iyileştirmeleri yapmamız gerekir, aralarındaki statü farklılıklarının giderilmesi gerekir.
400 bin evladımız gerçekten bu umutla beklemektedir. Bunu, sakın ola ki bizden önceki birkaç konuşmacı… Hakikaten, ben biraz talihsiz buluyorum, böyle mukayese edilmemeli. "Evet, 400 bin bekleyenimiz var ama biz cumhuriyet tarihinde en çok öğretmen atadık." ya da "Bugüne kadar atanan öğretmenlerin üçte 2'si bizim dönemimizde oldu." Sayın Bakanım, bu bizi bir yere götürmez. Bu millet bizden hizmet bekliyor, hepimizden. Bizler de gerekli desteği yapalım. Bu 400 bin kendiliğinden çıkmadı. Bakın, üniversitelileşme güzel bir projeydi belki, Her İle Bir Üniversite doğru projeydi ama altyapısı doldurulmadan, temelleri sağlam birtakım zeminlere oturtulmadan yanlış adımlar atıldı.
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.