OKUL SOSYOLOĞU PROJESİ EYLEM PLANI

OKUL SOSYOLOĞU PROJESİ EYLEM PLANI
OKUL SOSYOLOĞU PROJESİ EYLEM PLANI

 GEREKÇE:

MEB, 2011-2012 eğitim öğretim yılı istatistiklerine göre, Türkiye'de 60 bin 165 okulda 
toplam 25 milyon 429 bin 670 öğrenci eğitim görmekte, 880 bin 317 öğretmen de 
hizmet vermektedir. Türkiye genelindeki tüm okullarda ise toplam 607 bin 98 derslik 
bulunmaktadır. 
Türkiye’nin gelecek nesillerini ve yeni vatandaşlarını yetiştiren milli eğitim sisteminde 
sağlıklı bir eğitim-öğretim süreci, iyi örgütlenmiş rehberlik sistemi ile doğrudan ilişkilidir. 
Türkiye’de ilkokul, ortaokul ve liselerde rehberlik öğretmenleri ile birlikte okul sosyoloğunun 
istihdam edilmesi rehberlik sisteminin etkin ve işlevsel hale getirilmesi için önem 
taşımaktadır. Sosyal bir sistem ve kurum olan okullarda sosyolojik bakış açısı olmadan 
verilen rehberlik hizmeti eksik kalmaktadır. 
Sosyoloji, toplum içinde yaşayan birey gerçekliğinde toplumsal davranışı, sosyal olayları, 
sosyal kurumları ve sosyal değişmeleri neden-sonuç içerisinde incelemektedir. Bireyi ve 
toplumu anlamak ve açıklamak için sosyolojik bakış açısı şarttır. Rehberlik ve psikolojik 
danışmanın temelini oluşturan bilimsel disiplinlerden birisi de sosyolojidir. Rehberlik hizmeti 
verilen bireyin, ailesinden başlayarak bütün sosyal çevresi ile etkileşimini bilmeden verilen 
rehberlik hizmeti yetersiz olmaktadır. 
Okul sosyoloğu, bireyi (öğrenciyi) bütün sosyal çevresiyle inceleyerek anlamaya çalışır. Bu 
inceleme, sadece problemli öğrencileri değil, diğer öğrencileri de kapsar. Okuldaki tüm 
öğrenciler taranarak riskli veya dezavantajlı öğrenciler belirlenerek, onlara verilecek 
danışmanlık hizmeti ile önleyici bir rehberlik hizmeti de sağlanmış olacaktır. 
Küreselleşme, birey ve toplumları hızla etkilemekte ve değiştirmektedir. Çocuklar ve gençler 
özellikle internet temelli yeni medya tarafından yönlendirilmektedir. İnternet oyunları 
bağımlılığı çerçevesinde, şiddet davranışını rol model alan çocuk ve gençlerde şiddet eğilimi 
ve riskli davranış örüntüleri yaygınlaşmaktadır. Bu bağlamda, okullarda verilen rehberlik 
hizmetinin daha kapsamlı olması gerekmektedir. Bu da ancak, rehberlik servislerinde 
rehberlik öğretmeni ile eşgüdüm içerisinde görev yapacak olan okul sosyoloğu ile mümkün 
olabilir. 2
Türkiye’nin toplum yapısındaki hızlı değişme, yeni bunalımları da beraberinde getirmektedir. 
Nüfusun kentlere yığılması, sağlıksız kentleşme suç oranlarını artırmaktadır. Özellikle çocuk 
ve gençler arasında artan suç oranları toplumdaki sorunun ne kadar ciddi olduğunu ifade 
etmektedir. Adalet Bakanlığı (UYAP) 2011 ve 2012 yılının ilk 6 ayı verilerine göre; mükerrer 
sayılar hariç olmak üzere 400,649 çocuk bir suçun faili (şüphelisi, sanığı) ve 848,182 çocuk 
da herhangi bir suç olayının kurbanı yani mağduru olarak adliye kayıtlarında yer almıştır. 
Aynı kaynağa göre, 2010 yılında ailelerle ilgili adliye kayıtlarında yer alan boşanma karar ve 
dava sayısı 402,631’dir. Yine, Adalet Bakanlığı’nın 2011 verilerine göre, İstanbul’da 1486
tecavüz, 2488 çocuk istismarı, 2223 taciz yaşandı. İzmir’de tecavüz sayısı 568, Ankara’da
istismar edilen çocuk sayısı 1162’dir.
Milli Eğitim Bakanlığı istatistik verilerine göre ise, 2010 yılında devam, disiplin vs. 
nedenlerle okuluyla ilişiği kesilen öğrenci sayısı 404,383 olup, bu sayının yaklaşık 180 bini 
ilköğretim dönemi öğrencilerini yansıtmaktadır.
Sosyologların 21.yüzyılda yeni toplumu tanımlarken kullandıkları “Risk Toplumu” kavramı 
bağlamında, bütün toplumlar sosyal ve kültürel risk tehdidi ile karşı karşıyadır. Dolayısıyla, 
Türkiye’nin sosyal ve kültürel risk yapısında gözlemlenen çocuk, ergen ve gençler arasındaki 
okulu bırakma, şiddet ve suç oranlarındaki artış, çocuk istismarı, tecavüzlerin fazlalaşması, 
parçalanmış ailelerin çoğalması rehberlik sisteminin sosyolojik boyutunun okul 
sosyologlarınca yürütülmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
MEVCUT DURUM:
Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde rehberlik hizmetleri, illerde kurulan RAM 
(Rehberlik Araştırma Merkezi) ile bütün ilkokul, ortaokul ve liselerde bulunan rehberlik 
öğretmenleri ile yürütülmektedir. 1000 öğrenciye bir rehberlik öğretmeni düşmektedir.
RAM’larda yönetmelik ile görev yapan personelin branşları şunlardır: psikolojik 
danışman, psikolog, psikometrist, eğitim programcısı, sosyal çalışmacı, özel eğitimci, 
çocuk gelişim ve eğitimcisi. Bu meslekler içerisinde sosyoloğun bulunmayışı çok önemli 
bir eksikliktir. RAM Yönetmeliği revize edilerek sosyolog eklenmelidir.
Okulların rehberlik servislerinde görev yapanların çoğunluğu Rehberlik ve Psikolojik 
Danışma Bölümü mezunlarından oluşmaktadır. Arz-talep yetersizliğinden dolayı rehberlik 
öğretmeni olarak Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen atamalarının iki veya üç döneminde 
Sosyoloji mezunlarını da rehberlik öğretmenliğine atama yapmıştır. Hali hazırda rehberlik 
öğretmenliği yapan Sosyoloji mezunları başarılı hizmetlerini sürdürmektedir. 
Özel okulların ve dershanelerin rehberlik servislerinde de yeterli rehberlik mezunu 
bulunmadığı için sosyoloji mezunları rehberlikçi olarak yıllardır başarılı hizmet vermektedir. 
Rehberlik ve Psikolojik Danışma Bölümleri yeterince mezun verme aşamasındadır. Ancak, 
okulların rehberlik servisinde tek başlarına rehberlik mezunu öğretmenler yeterli 
olamamaktadır. Sisteme okul sosyologlarının da dâhil edilmesiyle, eşgüdüm içerisinde 
çalışacak rehberlikçi ve sosyologlar, rehberlik hizmetinde verimi artıracaklardır. 
Sosyologlar, Adalet Bakanlığı Denetim Serbestlik ve Yardım Bürolarında, Aile ve Sosyal 
Politikalar Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında, Sağlık Bakanlığında, Sosyal Yardımlaşma 
ve Dayanışma Vakıflarında, Tarım Bakanlığında, Gençlik ve Spor Bakanlığında işlevsel 
görev yapmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı rehberlik sisteminde sosyologların görev yapması 
geleceğimiz olan çocuk ve gençlerin sağlıklı yetişmeleri için elzemdir. 3
Sosyologlar, aldıkları sertifika ile Aile Danışmanı olarak da görev yapmaktadır. Sosyoloji 
lisans eğitiminde çok geniş bir perspektifte dersler verilmektedir. Bu bağlamda, sosyoloji 
bölümlerinde verilen derslerden bazıları şunlardır. Sosyolojinin alt dallarına ilişkin dersler 
(aile sosyolojisi, suç sosyolojisi, eğitim sosyolojisi, köy sosyolojisi, kent sosyolojisi, hukuk 
sosyolojisi, ekonomi sosyolojisi, iletişim sosyolojisi, siyaset sosyolojisi, sosyal tabakalaşma, 
gençlik sosyolojisi, Türkiye’nin toplumsal yapısı vb.), psikoloji dersleri (psikolojiye giriş, 
gelişim psikolojisi, öğrenme psikolojisi, sosyal psikoloji vb.), felsefe dersleri, rehberlik ve 
psikolojik danışmanlık, halkla ilişkiler, sosyal hizmet kuram ve uygulamaları, sosyolojide 
yöntem ve teknikler, saha araştırma yöntem ve teknikleri vb. dersler sosyoloji müfredatından 
örneklerdir. 
Birey ve toplumu analiz etmek için gerekli epistemolojik ve uygulamalı donanımı alan 
sosyologların okulların rehberlik sisteminde görev yapmaları, Türkiye için çok önemli bir 
kazanım olacaktır. 
OKUL SOSYOLOĞUNUN GÖREV VE SORUMLULUKLARI
Okul sosyoloğunun pozisyonu ve kadrosu rehberlik servisinde ihdas edilmelidir. Rehber 
öğretmenin bütün özlük hakları verilmelidir. Rehberlik servisi doğrudan okul müdürüne bağlı 
ve sorumlu yetkilerle donatılmalıdır. Okul sosyoloğunun görev ve sorumlulukları şu şekilde 
tanımlanmalıdır.
1- Öğrencilerin aile ve toplum yaşamını araştırmak. Çocuk ve genç ailesi ve sosyal 
çevresiyle bir bütündür. Çağımızda ailenin çocuk ve genç üzerindeki etkinliği 
azalmıştır. Ailenin çocuk ve genç üzerindeki etkisinin farkındalığını yeniden tesis 
etmek gerekmektedir. Ailesinden soyutlayarak çocuk ve gence rehberlik hizmeti 
verilemez. Okul sosyoloğu ve rehberlik öğretmeni eşgüdüm ve bir program 
çerçevesinde sırayla öğrencilerin evlerine giderek, gözlem, mülakat ve anket yaparak 
ailenin sosyolojik profilini ortaya çıkartmalıdır. Sosyolojide kullanılan aile 
monografisi tekniği ile ailenin sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel bütün özelliklerini 
belirlemek ve öğrenciyi bütüncül tanımak ve yardım etmek gerekmektedir. Aile 
sosyolojisi bağlamında parçalanmış aileye mensup dezavantajlı çocuk ve gençlerin 
tespit edilerek destek verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, sosyal inceleme raporu 
hazırlanarak, sosyal yardım ihtiyacı olan aileler belirlenmelidir. Elde edilen veriler 
Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlüğü ile paylaşılarak, ihtiyacı olan ailelere sosyal 
hizmet verilmesi sağlanmalıdır. 
2- Gençlik sosyolojisi araştırmaları yapmak. Ergenlik dönemi, çocukluktan gençliğe 
geçiş sürecinde fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişmelerin yoğun yaşandığı hassas 
bir dönemdir. Bu dönemdeki gençlerin rehberliğe ihtiyaçları daha fazla olmaktadır. 
Okula başlayana kadar ebeveynini davranışlarında referans alan çocuk için ilkokulda 
rol model öğretmeni olmuştur. Çocuk ortaokula geçtiğinde ise, içine girdiği buluğ ve 
ergenlik döneminde akran ve arkadaşlarını referans olarak alır. İyi ve olumlu arkadaş 
grubuna dâhil olmayan ergenlerin şiddet içerikli davranışlar edinmesi riskine karşı 
ergene rehberlik edebilmek önem taşımaktadır. Bu bağlamda, okul sosyoloğu ve 
rehberlik öğretmeni, gençlerin sosyolojik profilini ortaya çıkarmak için anket ve 
mülakat yapmalıdır. Gençlerin sosyal, ekonomik ve kültürel durumlarının 
belirlenmesi, sorunlarının ve ihtiyaçlarının saptanarak gerekli düzenlemelerin ve 
desteğin yapılması sağlanmalıdır.4
3- Yaşam koçluğu ile sosyal ve kültürel faaliyetlerin organizasyonu: Okul sosyoloğu ve 
rehber öğretmen, grupla danışma veya bireysel danışmada yaşam koçluğu 
yapmalıdırlar. Rehberliğin temelinde bulunan öğrencinin kendini tanıma,
potansiyelinin farkına varma ve kendini gerçekleştirme süreçlerini yapabilmesi için 
yaşam koçunun rehberliğine ihtiyacı vardır. Ayrıca, okul sosyoloğu ve rehber 
öğretmen öğrencilerin sosyal ve kültürel faaliyetlerini organize etme sürecinde, 
öğrencilerin yeteneklerine göre sosyal kulüplerde yer almasını sağlamalıdır. Sosyal ve 
kültürel kulüplerin organizasyonu okul sosyoloğu ve rehber öğretmen tarafından 
yapılmalıdır. Kişisel gelişim sosyolojisi ve serbest zamanlar sosyolojisi bağlamında 
çocuk ve gençlere rehberlik verilmelidir. 
4- Sosyometri uygulamaları: Sınıflarda "sosyometri" uygulamaları yaparak sınıftaki 
toplumsal ilişki örüntüsünü ortaya çıkarmak ve sınıf öğretmenine danışmanlık yapmak 
okul sosyoloğunun görevlerindendir. Sosyometri, sosyolojinin uygulama alanlarından 
birisidir. Sosyometri uygulamasıyla sınıfın lideri, sınıftaki gruplaşmalar ve yalnız 
öğrenciler vb. belirlenerek onlara gerekli rehberlik hizmeti verilmelidir. 
5- Okul sistemini araştırmak ve halkla ilişkiler sürecini yönetmek: Sosyal bir kurum 
olarak okulların yönetici, öğretmen, veli ve öğrencilerin etkileşimini araştırmak ve 
tesis etmek. Okula yeni atanan öğretmenlerin ve öğrencilerin oryantasyon programını 
yapmak. Okul yöneticileriyle öğretmenler arasındaki eşgüdümü ve ilişkiyi 
güçlendirmek. Sosyal organizasyonlar düzenleyerek kurum kültürünü ve sosyal 
ilişkileri artırmak. Okul-aile işbirliğini güçlendirmek ve yönlendirmek. Velilerin 
isteklerini okul idaresine ve öğretmenlere, okul idaresinin ve öğretmenlerin isteklerini 
de velilere aktarmak. Velilere verilecek konferanslar ve toplantılarla, hem çocuk ve 
genç psikolojisi ve sosyolojisi hakkında bilgi vermek, hem de velilerin şiddet, alkol, 
uyuşturucu ve internet bağımlılığı konularındaki bilgi ve farkındalığını artırmak 
hedeflenmelidir. Okulun tanıtımını organize etmek. Öğrenci başarısını ve okulun 
verimliliğini istatistiklerle ortaya çıkarmak. Yani, okulun halkla ilişkiler faaliyetini 
organize etmek. 
6- Sosyal hizmet ve yardım sürecini yönetmek. Dezavantajlı öğrenci ve ailelerine destek 
ve yardım sağlamak için gerekli kurumlarla işbirliği yapmak. Uyuşturucu, sigara ve
internet bağımlılarını belirleyip onların tedavisi için yönlendirilmek. Bu bağlamda 
“okul risk haritaları” çıkartılmalıdır. Şiddetin yoğun olduğu okul sisteminde, riskli 
davranışlı öğrencilerin tespit edilip rehberlik ve psikiyatri eş güdümünde çözüm 
üretmek. Türkiye’nin nüfusunun %75’i kentlerde yaşamaktadır. Türkiye’de köylülük 
çözülmektedir. Kente göç edenlerin kente uyum süreci sorunlu olmaktadır. Gecekondu 
kültürü ile ne köylü ne de kentli olabilen “yeni kentliler” için rehberlik önem 
taşımaktadır. Özellikle gecekondu bölgelerindeki okullarda rehberlik servisinin 
öncelikle okul sosyologları ile güçlendirilmesi gerekmektedir. Öğrenci başta olmak 
üzere kente uyum sağlama sürecinde kadınlara ve ailenin bütün fertlerine okul 
sosyoloğunun rehberlik yapması kente uyumu kolaylaştıracaktır. 
7- Meslek rehberliği: Meslek seçiminin çocukluktan itibaren bilinçli yapılması 
gerekmektedir. Öğrencilerin çoklu zekâ düzeylerine göre ilgi ve yetenekleri 
keşfedilerek mesleğe yönlendirilmesinde rehberlik hizmetinin işlevi artırılmalıdır. 
Okul sosyoloğu ile rehberlik öğretmeninin eşgüdümüyle mesleklerin tanıtılması, 
mesleklerin toplumdaki yeri ve statüsünün meslekleri icra edenler tarafından 5
anlatılması bilinçli tercih için önem taşımaktadır. Meslekler sosyolojisi bağlamında 
mesleklerin bütün özellikleri anlatılmalıdır. 
Türkiye’de gençlerin hepsi, bırakın üniversiteyi, zorunlu olan ilköğretimden sonra lise 
öğrenimini bile tamamlayamamakta veya hiç başlayamamaktadır. Türkiye’de liseyi 
bitirenler de, üniversite kontenjanlarının yetersizliği nedeniyle üniversite eğitimi 
alamamaktadır. 2013 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi’ne (ÖSYS ) toplam 1 
milyon 923 bin 33 aday başvurmuştur. 2013-ÖSYS’ye, henüz bir ortaöğretim 
kurumundan mezun olmayan 800 bin 810, ortaöğretim kurumundan mezun olan ve 
geçmişte bir yükseköğretim programına yerleşmemiş 561 bin 460 ile önceki yıllarda 
bir yükseköğretim programına yerleşmiş 560 bin 763 aday girmiştir. Halen 
üniversitede öğrenim gören yarım milyon öğrencinin yeni bir bölüm kazanmak için 
tekrar sınava girmesi, mutsuz bir gençlik kitlesini yansıtmaktadır. Bu oran aynı 
zamanda, sadece üniversiteyi kazanmak için kazanan ve sonra tekrar istediği bölüme 
girmek isteyenleri de ifade etmektedir. Meslek rehberliği tam anlamıyla verilmediği, 
gencin kendisini, ilgilerini ve yeteneklerini tanıması için danışmanlık yeterince 
yapılmadığı için mutsuz ve hedefsiz gençler yetiştirilmektedir. Bu bağlamda, mesleki 
rehberliğin önemi daha fazla ortaya çıkmaktadır. Mesleki rehberlik de hem rehber 
öğretmenin hem de okul sosyoloğunun birlikte yapacakları kolektif bir iştir. 
8- Okula devam etme ve okullaşma oranının artırılması: Ülkemizde zorunlu eğitimin 
12 yıla çıkartılmasına rağmen, kırsal alan ve gecekondu bölgelerinde özellikle kız 
öğrenciler başta olmak üzere okula devam etme ve ilkokuldan sonra ortaokul ve liseye 
gitme oranları düşmektedir. Öğrencilerin eğitim düzeyinin yükselmesi için öğrenci ve 
ailelere rehberlik hizmeti verilmelidir. Okul sosyoloğu ve rehber öğretmeni, okula 
devam ve öğrenim düzeyleri arasındaki geçiş oranlarını belirleyip, öğrenimini yarıda 
kesenleri araştırıp okul sürecine katılmaları için çalışmalıdır. Okula devam etmeyen 
çocuk ve gençler ile ailelerine gerekli sosyal destek sağlanmalıdır. 
SONUÇ 
Öğrencisi, velisi, öğretmeni ve yöneticileriyle sosyal bir sistem olan okul kurumunun 
rehberlik hizmetinin sosyolojik bakış açısı, dolayısıyla “okul sosyoloğu” olmadan 
yürütülmesi yetersiz kalmaktadır. 
Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında, RAM’larda ve liselerde öncelikli 
olmak üzere, sırayla ortaokul ve ilkokulları da kapsayacak şekilde okulların rehberlik 
servisinde okul sosyologlarının istihdamı için gerekli yönetsel düzenlemeleri 
yapmalıdır. 
Türkiye gibi hem tarım toplumu, hem sanayi toplumu hem de enformasyon toplumu 
süreçlerinin, dolayısıyla geleneksel kültür, modern kültür ve post modern kültürün bir 
arada yaşandığı bir ülkede, yeni yetişen kuşaklara Milli Eğitim Sisteminde hem 
psikolojik hem de sosyolojik desteğin verilmesi önem taşımaktadır. Bunun için de 
rehber öğretmenleri ile okul sosyologlarının eşgüdüm içerisinde görev yapmalarının 
sağlanması Türkiye’nin geleceği için çağdaş bir atılım ve kazanım olacaktır. 6
KAYNAKÇA
Arslanoğlu, Fatma (2013): “Her Okula Bir Sosyolog”, Radikal Gazetesi, 30.07.2013.
Bağcı, Cahit (2009): Sosyologların İstihdam ve Kamuda Çalışanların Özlük Hakları Sorunu, 
TBMM, Ankara.
Bayhan, Vehbi (2010): “Türkiye’de Sosyologların Kimliği ve Tanımlanma Sorunsalı”, Türk 
Sosyologları ve Eserleri-I, Temel Tartışmalar, Sosyoloji Yıllığı 20, Editörler: Ertan EğribelUfuk Özcan, Kitabevi Yayınları, İstanbul.
Gökçe, Birsen (2011): “ Sosyoloji Derneği’nin 20.Yılı Etkinlikleri Açılış Konuşması”, 
http://www.sosyolojidernegi.org.tr, (Erişim Tarihi: 15.06.2012).
Güçlü, Abbas (2013): “Okullardaki Şiddete Kim 'Dur!' Diyecek?, Milliyet Gazetesi,
03.02.2013.
Köse, Ali (2013): “Sosyologlar Rehberlik Araştırma Merkezlerine (Ram) İvedilikle Entegre 
Edilmelidir”, www.yesoder.org, 23.07.2013.
Sklar, Bernard (1972): “The School Sociologist: A New Role for The Public School”, İnter 
Chance, A Quarterly Rewiew of Education, Vol 3, No 4, pp79-86.
Solak, Adem (2012): Sosyologların İstihdamına Dair Araştırma Raporu 2012, Üsküdar 
Üniversitesi, Şiddet ve Suçla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi (ŞİDAM), 
Hayatboyu Eğitim ve Şiddetle Mücadele Derneği (HEGEM), İstanbul.
Şener, Sami (2012): "Türkiye'nin Sosyologlara İhtiyacı Var", Sosyologlar Derneği Basın 
Bildirisi, 28.09.2012, İstanbul.

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.