Özkan Erdem Öğretmen Atamaları Taleplerini Kaleme Aldı

Özkan Erdem Öğretmen Atamaları Taleplerini Kaleme Aldı
Özkan Erdem Öğretmen Atamaları Taleplerini Kaleme Aldı

İlk atama yoluyla göreve başlayan öğretmen alımları Ağustos 2016 tarihine kadar“kadrolu” iken, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan bir yönetmelik ile bu tarihten sonra alınan öğretmenler “sözleşmeli” statüde istihdam edilmeye başlandı.

İlgili yönetmelikte en dikkat çekici husus “Sözleşmeli Öğretmenlik pozisyonlarına Şubat döneminde atama yapılır” ifadesini içermesi.

Bu yönetmelik yayınlanmadan önce yılda tek atama yapılması yerine bir sene içerisinde bakanlık yetkililerinin ihtiyaç duydukları şekilde birden fazla alım/atama yapılmakta iken, bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra ise her yılın sadece Şubat aylarında, yani yılda bir kere alım yapılacağı bir uygulama yürürlüğe girdi.

Önceden öğretmen alım sayısı yılda birkaç kez olması nedeni ile yıl bazında, yani totalde fazlaydı. Mesela, 2013 yılında totalde 41 Bin 579,
2014 yılında 50 Bin 502,
2015 yılında rakamları yuvarlarsak yaklaşık 67 Bin,
2016 yılında ise yine yuvarlak rakamla yaklaşık 35 Bin öğretmen alımı gerçekleştirildi.

Bu sene ise 20 Bin alımdan bahsediliyor. Ne derece doğru, bilemiyoruz. Atama kılavuzu yayınlandığında bu sayı netlik kazanacak olmasıyla birlikte, tek seferde alım yapılacağı nedeni ile bu rakam toplumsal beklentiyi karşılamamaktadır. Bu kadar az sayıda alım, eğitim camiasının da ihtiyacını gidermekte yeterli olmadığı kanaatindeyim.

Bir diğer husus ise, biz güçlü bir devletiz. O kadar güçlü bir devletiz ki değil 20 Bin, 50 Bin öğretmeni istihdam edebilecek kadar gönlü de bütçesi de zengin bir devlet yapısında olduğumuz inancında olduğumu tüm samimiyetimle ifade etmek isterim.

Bu nedenle şahsi kanaatim öğretmen alımının 20 binden çok daha fazla olacağı yönünde.

Bir diğer husus ise, öğretmen alımında mülakat sisteminin uygulanması amaca hizmet etmediği, amacından saptığı kamuoyunda çok sık telaffuz edilir hale geldi.

Malumunuz KPSS Temmuz 2017 yılında yapıldı.  Şayet kadrolu öğretmen alım koşullarında olsaydık Ağustos ayında bir alım olacak ve Eylül ayında görev başı yapacaklardı.

Ama bu sene durum çok farklı…

Şubatta sayı belli olacak, Nisan/Mayıs ayında mülakat olacak ve Eylül ayında öğretmenler göreve başlayacak.

Her yıl bu işleyiş bu şekilde devam eder mi, bilemiyorum; öyle görünüyor ki bu şekilde işlemeye devam da edilecek. Bu işleyiş sınava giren öğretmen adayları için bir sıkıntıyı beraberinde getiriyor.

O da şu:

Mayıs ayında mülakata girip yerleşemeyen, atanamayan öğretmen adayları tekrar sınava çalışmak istediklerinde, vakit kalmamış oluyor. Çünkü Mayıs ayı ile bir sonraki Temmuz ayında yapılacak sınav arasında yaklaşık 2 ay gibi kısa bir süre kalıyor. Bu da mülakat sonucu yerleşemeyen öğretmenler için bir sonraki sınava çalışamamaları anlamına geliyor. Bu nedenle birçok aday mağdur duruma düşmüş olacak.

Çözüm olarak Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerimiz ya mülakat tarihini öne çekmeleri ya da sınav tarihini geriye ötelemeleri bu sorunu çözmüş olacak.

Aslında, eğri oturup, doğru konuşmak gerekirse toplum nezdinde “mülakat” çok da arzulanmayan, istenmeyen bir sistem olarak görülüyor. Bunun nedeni de mülakata girip “haksız yere”mağdur edilen öğretmen arkadaşların yaşadıkları…

Çünkü yıllarca üniversite okuyan, KPSS gibi “baba bir sınavın” üstesinden gelip başarılı olan birçok öğretmen adayı mülakattaki komisyonun vicdanına bırakıldığı için, bazı komisyonlar vicdansız davranıp mülakata giren adayların ismini, soy ismini, memleketini, muhabbetini, diksiyonunu, şeklini şemalini vb unsurları beğenmeyip düşük puan verebiliyor.

Ya da tam tersi, bu tür unsurları beğenip yüksek not verebiliyor.

Bu da KPSS de yüksek alanın düşük bir sonuç ile tercih yapmasını ya da KPSS de düşük alan birinin yüksek bir sonuç ile tercih yapmasını sağlamaya yönelik “eşitsiz” ve “adaletsiz” bir sonucu doğurabiliyor.

Vaktiyle bir okur bana bu mevzu ile ilgili “Mülakatta amaç, adayların Genel Bilgi Taramalarına (GBT’lerine) bakmak ve buna göre temiz olan insanları ayırmak ise, bu mülakat KPSS sonrası değil de KPSS öncesi yapılırsa mülakat komisyonu tarafından mağdur edilen birçok aday en azından KPSS’ye girmemiş olur. Oturup aylarca stres çekip, çalışıp, belli bir emek verip, belli bir hayal peşinde koşmamış olur” şeklinde bir mesaj göndermişti.

Bu mesajı şu açıdan önemli buluyorum:

Mülakatın amacı FETÖ, PKK gibi bağlantıları, uzantıları olan kişileri diskalifiye etmek ise, kesinlikle mülakat şarttır ve yapılmalıdır.

Ama… Mülakat amacından uzaklaşıp amacına hizmet etmeyerek yukarıda demin saydığım bazı unsurlar nedeni ile yüksek puan alan kişiye düşük, düşük alan kişiye yüksek vermek gibi bir adaletsizliği doğuracak ise, bu adaletsizliğin önüne geçmek adına en azından şöyle bir yöntem takip edilebilir. Sınav öncesinde, yani KPSS öncesinde bir mülakat komisyonu kurulup bu komisyon incelemeyi, mülakatı yapıp, adayların sınava girme hakkını elde edip etmediklerine karar verebilir. Sınava giren adaylar, kendi alın terleri ile aldıkları puan ile okul tercihinde bulunup atanabilir. Mülakat komisyonu öğretmen olmalarını uygun görmediği kişiler için sınava girmesi uygun değildir şeklinde bir görüş beyan ettiği kişiler ise sınava girmez. Tabii mülakat komisyonu bunu demin yukarıda saydığım unsurlar gibi nedenlerle değil de, elinde olan kesin deliller ile bunu bakanlık yetkililerine dosya halinde sunması da gerekir. Aksi takdirde bir mağduriyeti giderelim derken başka mağduriyetlere sebebiyet vermiş oluruz.

Bizimkisi bir fikir…  Elbette ki nihai kararı bakanlığın değerli yetkilileri verecektir.

Atama bekleyen öğretmen arkadaşlarıma, kardeşlerime sesleniyorum:

Yorulduk, sabrımız kalmadı, toplum önünde kendimi zor savunuyorum, etrafımdakilere kendimi ifade etmekten enerjim bitti, hayatımı askıya aldım, tükenir hale geldim türünden mesajlar alıyorum sizlerden. Toplum olarak hepimiz yaşadığınız bu stresli, zorlu sürecin farkındayız ve sizlere dua ediyoruz.

Her karanlığın ardından, aydınlık…

Her darlığın ardından ferahlık…

Her zorluğun ardından kolaylık gelirmiş.

İnşallah öyle bir gün, öyle bir an, öyle bir hayata kapı açılacak ki sizler için;

Karanlık da, darlık da, zorluk da bitmiş, kazanan sizler olmuş olacaksınız.

Ferahlık, kolaylık, aydınlık günler nasibiniz olsun inşallah…

Asla ümidinizi yitirmeyiniz; ben inanıyorum sizler çok güzel işler başaracak ve eğitim camiasında çok güzel yerlere geleceksiniz.

Ve temennim odur ki bir kahve misali 40 yıl hatırı olan bir 40 bin alım olacak ve meslek hayatınız boyunca yakın çevrenizdekiler de sizlere dönüp dönüp bakıp “40 Bin kere maşallah”diyeceklerdir.


ÖZKAN ERDEM/MİLAT GAZETESİ

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.