Sözleşmeli-Ücretli Değil Kadrolu Öğretmen Alınmalıdır

Sözleşmeli-Ücretli Değil Kadrolu Öğretmen Alınmalıdır
02 Şubat 2018 tarihinde “Vergi Kanunları ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” TBMM Başkanlığı’na Başbakan Binali Yıldırım imzası ile gönderildi. Diğer torba yasalarda olduğu gibi bu torba yasada da pek çok husus ile ilgili düzenleme öngörülmüş durumda. Tasarının 80. maddesi sözleşmeli öğretmen alımı ile ilgili ancak tasarının sözleşmeli öğretmenliğe başvuru için getirdiği koşullar dikkate alındığında oldukça tartışmalı bir madde hazırlandığı açığa çıkı

Öncelikle tasarı 2017-2018 öğretim yılında “MEB Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararın 9. maddesi “ kapsamında ek ders ücreti karşılığında görev yapmış olanları kapsıyor. Bu öğretmenlerin adına ayrıca 540 gün sigorta primi ödenmesi ve devlet memurluğuna atanmak için gerekli genel şartlarla, öğretmenliğe atanmak için gerekli özel şartları taşımaları ve KPSS sonucuna göre oluşan taban puandan fazla puana sahip olmaları da ayrıca başvuru yapmaları için gerekli koşullar arasında. Tasarı kısaca, ortalama son 5 yıldır ders ücreti karşılığında çalışan öğretmenlerin arasından sözlü sınavda belirlenecek 5000 öğretmenin sözleşmeli istihdamını düzenlemektedir.

Dikkat edilirse kullanılan kavramlar ücretli öğretmensözleşmeli öğretmen ve sözlü sınavdır. Bu üç kavram kullanılarak devam edecek bir tartışmanın kendisi dahi eğitim alanında içinde bulunduğumuz durumun ne olduğuna dair kapsamlı bir fikir vermektedir. Güvencesiz hale getirilmiş bir çalışma ortamında, düşük ücretle iktidarın kendi belirlediği, tercih ettiği çalışanlarla verilecek bir eğitim hizmeti.

Ücretli öğretmenlerin sözleşmeli istihdamını öngören bu tasarı geri çekilmelidir, çünkü:

Sadece önceki öğretim yıllarında ücretli çalışanları kapsayan bu tasarı atama bekleyen yüzbinlerce öğretmeni düşündüğümüzde eşitlik duygusunu derinden sarsmaktadır. Bu kapsama girenlerle sınırlı bir atamanın bilimsel veya pedagojik bir açıklaması veya gerekliliği yoktur. Bu durum olsa olsa bir seçim yatırımı olabilir. Yasa maddesi ile bir kesimin diğerlerine göre avantajlı hale getirilmesi hukuk devleti ilkesi ile bağdaşan bir durum değildir. Bundan dolayı yapılacak atamaların tamamen eşitlik ilkesine göre yapılması gerekmektedir.

Sözleşmeli olarak atanacak öğretmenlerin sözlü sınavla belirlenmesi ve sözleşmeli istihdam edilmesi en önemli sorunlardandır. Öncelikle “sözlü sınavın” yansız, bilimsel bir ölçme aracı olmadığı ve iktidarın kendisine yakın olanları seçmeyi kolaylaştırıcı olduğu için tercih ettiği bir yöntem olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca sözleşmeli istihdam edilen öğretmenlerin iş güvencesi olmadan çalışmak durumunda olduklarının ve aynı işi yaptıkları kadrolu öğretmenlerle eşit haklara sahip olmadıklarının da altını çizmek gerekir.

Ayrıca önceki yıllarda ders ücreti karşılığında, çoğunlukla da asgari ücretin altında bir gelirle çalışmak durumunda kalan öğretmenlerin şimdi de sözleşmeli istihdamını öngören bu madde “güvencesiz” çalışmayı kalıcı bir istidam şekline dönüştürmeye çalışmaktadır. Tüm öğretmenlerin kadrolu istihdam edildiği, öğretmen açığının bulunmadığı, atama bekleyen öğretmenlerin mağdur edilmediği bir eğitim ortamı yaratılmadan yaşanan sorunların da ortadan kalkmayacağı bilinmelidir.

EĞİTİM-SEN

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.