Mert Karagüzel, doğuştan görme engelli. Gölcük’te yaşayan
ailesi
1999 Marmara Depremi’nin ardından memleketleri Trabzon’a döndü. Mert’in okula başlama yaşı gelince,
İstanbul
’daki Türkan Sabancı Görme Engelliler Okulu’ndan
haberdar
oldular. Karagüzel
ailesi
oğullarının iyi bir
eğitim
alabilmesi için
İstanbul
’a göç etti. Akrabaları “Mert’in iki gözü yoksa bizim sekiz gözümüz var. Hep birlikte desteğiz ona. Ne yapacaksınız
İstanbul
’da yalnız, nasıl başedeceksiniz ?” dese de
anne
Türkan Karagüzel
kararlıydı
. 2000 yılında
İstanbul
’a geldiler. Mert, Sabancı Görme Engelliler Okulu’na
devam etti
. Burayı bitirdikten sonra da Avni Akyol
Güzel Sanatlar
Lisesi’nin
özel yetenek
sınavlarını
kazandı
ve burada
eğitim
almaya başladı. Bu yıl
başarıyla
mezun
oldu.
Zihinlerdeki engele takıldı
Ancak tüm bu
başarılar
üniversiteye
girişe
yetmedi. Mert, zihinlerdeki ‘engellere’ takıldı. Mert ve “Oğlumu engelli saymıyordum bugüne kadar” diyen annesi Türkan Karagüzel , Samsun 19 Mayıs Üniverstesi’nin uygulamasıyla şok oldu. Mert, 10 Haziran’da Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü’ne yazı yazarak müzik bölümüne görme engelli
öğrenci
alınıp alınmadığını sordu. Bir ay sonra
Eğitim
Fakültesi Dekanı Cevdet Yılmaz imzalı bir cevap geldi: “Müzik
Eğitimi
Anabilim Dalı’ndan alınan görüş doğrultusunda , okulumuzda teknik donanım ve uzman öğretim elemanının olmaması ve Yetenek Sınavı Kılavuzu’nun 6.1 özel koşullar maddesi gereğince görme engelli öğrencilerin kabul edilemeyeceği sonucuna varılmış olup bilgilerinizi rica ederim.”
Üstü çizilen utanç maddesi
Cevaba eklenen kılavuzun bahsedilen 6.1. ilgili maddesi ise utanç vericiydi: “Sınavın herhangi bir aşamasında adayın müzik öğretmenliği programını yürütmesine ve öğretmenlik yapmasına engel; kekemelik, pepelik vb. gibi konuşma kusurları, görme özrü, bedensel sakatlık, eksiklik ya da kusurları olan adayların saptanması durumunda aday elenecektir.” Üstelik ‘görme özrü’ ile başlayan satır bir de pembe kalemle çizilmişti. Mert, durumu Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) bildirdi. Üniversiteye tekrar soruldu. Bu kez dekanlıktan değil üniversite genel sekreterliğinden cevap geldi. Genel Sekreterlik “Nedir bu kılavuzdaki ayrımcı” diye sormamış, aynı cevabı tekrarlamıştı.
Önüme engel koymasınlar
Mert Karagüzel, Marmara ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin müzik öğretmenliği için sınavlarına girdi. İkisini de kazandı. Tercihini 300 kişi arasından kazandığı Marmara’dan yana kullandı ve kaydını da yaptırdı: “Yetenek sınavları aşama aşama oluyor. Önce hoca piyano çalıyor, duyduğumuz sesleri not ediyoruz. Toplu şekilde oluyor bu aşama. Benim kendi kabartma yazı cihazım var ona not alıyorum. Sonra tek yapılması gereken kendi notlarımı bir öğretmene okumak. O da başka bir kağıda geçiriyor. Teknik bir donanıma falan ihtiyaç yok. Sonra ‘solfej sınavı’ dediğimiz ayrı bir sınav var. Çalgı ve söyleme sınavları oluyor. Bir sürü görme engelli müzik öğretmenlerimiz, konservatuvarda profesörler var. İsviçre’de klasik müzik eğitimi alan görme engelli bir ağabeyim var mesela. 19 Mayıs Üniversitesi’nin yaptığı doğru değil. Bu üniversitede bunu daha önce de yaşayanlar olmuş. “Kayıt oldun diye sınava aldık, zaten elenecektin, nasıl müzik öğretmeni olabalirsiniz ki. Git piyasada çal, orkestro, koro yönetemezsin” cevabını almış. Bu kişi şimdi Gazi Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nde okuyor. Amacım lisanstan sonra da yüksek lisansa devam etmek. Önüme engeller koymazlarsa müzik alanında topluma faydalı birey olmak istiyorum”
Yönetmelik ‘olmaz’ demiyor
Engelli öğretmenler, Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS) veya KPSS’ye göre atanıyor. MEB’in atama yönetmeliğinde engellilerin öğretmen olamayacağı yönünde bir madde yok. Atama şartları arasında herkesten Türkiye’nin her bölgesinde ve her iklim koşulunda çalışabileceğine sağlık raporu alacağı var. Yönetmelikte bedensel engellilerin atanmasıyla ilgili bilgiler de var. Öte yandan 2010’da ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Engelliden bal gibi öğretmen olur” sözlerinin ardından iki ay önce müzik, resim, rehberlik, coğrafya, Türkçe, fizik gibi 46 branşta 312 ortopedik ve görme engelli öğretmen ataması yapılmıştı. Atanacağı söylenen 600 kişiydi.Engelliler, kalan 288 kişilik kadronun üç senedir engelli öğretmen atanmadığı için devlet memurluğuna başlamak zorunda kalan ama mezuniyeti öğretmenlik olanlarla doldurulmasını talep ediyor.
Böyle bir öğretmeni olmasını ister misiniz?
Samsun 19 Mayıs Ünivresitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz’a kılavuzda yapılan ayrımcılığı, neden bir görme ya da bedensel engellinin, müzik öğretmeni olamayacağını sorduk. Karşılık olarak “Bunlar öğretmen olabilir mi, çocuğunuzun böyle bir öğretmeni olmasını ister misiniz” diye sordu? “Evet” yanıtını verdim. Yılmaz’ın söylediklerini aynen aktarıyoruz:
“Milli Eğitim, Türkiye’nin her yerinde ve her şartında öğretmenlik yapabileceğine dair rapor istiyor. Ona göre kılavuz hazırlanmış. Ayrımcılık değil , bizim diğer fakültelerde bir sürü engelli öğrencimiz var. Ancak bu bölüm için uygun ortamamız yok. Hocalarımız dışırdan geliyor, binamız yetersiz. Başka binalarımızda engelli asansörü, rampa var. Burada yok. Benim de engelli öğretmenim oldu, kardeşim engelli . Asla ayrım yapamam . Hocalarımız o bölümün kılavuzunu hazırlarken Türkiye şartlarına ve yönetmeliklerine göre hazırlıyorlar. Yıllardan beri yaptığımız bir şey bu. Bundan memnun değilim ki ? Eşitsizlik varsa yukarıya doğru sorgulanabilir.”
Yılmaz’a ısrarla başka üniversitelerde aynı ayrımcılğın yapılmadığını mesela öğrencinin Marmara ve KATÜ’deki aynı bölümü kazandığını söylüyoruz. Cevabı “Marmara ve KATÜ’Yü’yı kazandıysa problem ne o zaman?” oluyor.
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.