Doğum izni yerine ebeveyn izni getirilmelidir

 Her Mayıs ayının ilk Pazar günü Anneler günü olarak kutlanmaktadır. Bugünde kurnaz erkek egemen sistem kendi ideal anneliğini tüketim kültürü üzerinden yeniden inşa etmekte; kadınların eşitsiz konumları meşrulaştırılmaktadır. Tahakkümcü iktidar zihniyetinin dilinden düşürmediği ‘kutsal annelik` kadınların her alanda daha fazla ayrımcılığa uğramasını tek alternatif olarak sunmaktadır. Bizler Eğitim Sen`li kadınlar olarak farklı bir annelik mümkün diyor; eşitlik, özgürlük ve barış taleplerimizi yükseltiyoruz.

Anneliği ekonomik, politik ve sosyal alanda kadınların ikincil konumlarını sürdürmek için bir kalkan olarak kullananlara meydan okuyoruz. İktidarın muhafazakâr ve milliyetçi ideolojisine göre tanımladığı annelik kalıplarına sıkışmıyor; yeni bir yaşamı yaratan kadınlar olarak direnişimizi sürdürüyoruz. Onlara göre annelik;

· Kadınların tek varoluşunun aile içerisinde mümkün kılınmasıdır.

· İktidara en az üç çocuk hibe etmektir.

· Kamu harcamalarının kısılması ile kapatılan kreşlerdeki hizmetin ev içinde karşılıksız sunulmasıdır.

· İstihdam paketleri ile esnek, güvencesiz ve düşük ücretli çalıştırmanın önünün açılmasıdır.

· Devletin savaşlarda, çatışmalarda, sokaklarda, cezaevlerinde kurban ettiği evlatların hesabının sorulmamasıdır.

· Erkek şiddetine, tacizlere, tecavüzlere, istismara karşı sessiz kalmaktır.

· 4+4+4 eğitim sistemi ile çocuk yaşta evlenmenin devlet tarafından önünün açılmasıdır.

· Tüketim kültürünün esiri haline gelmektir.

Bizler yukarıda sıraladığımız eril yapının annelik ideali karşısında; tüm kadınların eşit, özgür ve demokratik mücadelesini savunuyor;bizi boğan gelenekleri ve rolleri reddediyoruz. Yeni bir yaşamın mücadelesini büyütürken; Roboski`li annelerin, Barış annelerinin, Gezi Direnişi`ndeki annelerin, Cumartesi annelerinin adımlarını takip ediyoruz.Çocuklarını katleden ve kaybeden iktidardan hesap soran annelerimizi örnek alıyoruz. Adalet ve özgürlük için, kimlikleri, emekleri ve bedenlerine sahip çıkmak için sokaklara çıkan anne ya da değil bütün kadınlarla yeni bir anneliği yaratıyoruz. Bizim için hazırlanan aile, devlet ve patron mutfağında karşılıksız çalışmayı kabul etmiyoruz. Bizleri çocuk doğurma makineleri olarak gören sonrasında üzerimizden rant elde etmeye çalışan kutsallık sözlerine kanmıyoruz. 10 gün sonra Mülkiye Demir Kılınç`ı5.5 aylık ikiz bebekleri ile cezaevine gönderecek olan devlet zihniyetini lanetliyoruz. İtaatkar ve sessiz değil, öfkeliyiz. 

Eğitim Sen`li kadınlar; Anneler Günü`nde yeni bir yaşamı direnişle ilmek ilmek ören tüm kadınlarla birlikte eşitlik, özgürlük ve barış mücadelemizi sürdürüyoruz. Susmuyor, kalıplarımıza sığmıyor, ticaret kokan kutsal cümlelerinizde yok olmuyoruz. Yaşamın her alanında cinsiyetçiliğe karşı duruyoruz. Taleplerimizi buradan yeniden seslendiriyoruz;

· Ekonomik, politik, sosyal ve toplumsal alanlarda kadın düşmanı uygulamalardan vazgeçilmelidir.

· Eğitim alanında cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, çocuk gelinleri teşvik eden tüm yasal düzenlemeler acilen kaldırılmalıdır.

· Tüm katledilen ve kaybedilenler için acilen adalet ve hakikat komisyonları kurulmalı, hakikatler ortaya çıkarılmalı, sorumlular gerektiği gibi cezalandırılmalıdır.

· Kürt sorunu demokratik şekilde çözülmeli, çatışmasızlık sürecinin devam etmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 

· Kapatılan kamu kreşleri yeniden açılmalı; 24 saat açık, kamusal, nitelikli, anadilinde ve ücretsiz kreşler açılmalıdır. 

· Her 50 çalışanın olduğu iş yerlerine kreş açılmalıdır.

· Doğum izni yerine ebeveyn izni getirilmelidir. Çocuk bakımı sadece annelerin görevi değil, babaların ve toplumun da sorumluluğundadır.

· Kadın cinayetlerine, şiddete, tacize ve tecavüze karşı gereken önlemler alınmalı, cezalar arttırılmalıdır.

Yaşasın Kadın Mücadelesi

EĞİTİM-SEN