Eğitim İş Genel Başkanı Değil Sanki CHP Milletvekili
Yayınlanma:
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir Manisa CHP İl Binasında konuştu ve Kılıçdaroğlu'nun ahlaksız konuşmalarına arka çıktı. Demirin bu tavrı Sendika Başkanı değil Sanki CHP Miletvekili yorumlarına neden oldu.
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, bir dizi ziyaretlerde bulunmak için Manisa’ya geldi. Eğitim-İş Genel Başkanı Demir ilk olarak CHP Manisa İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Ziyarette CHP İl Başkanı Halil Tokul, CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Semih Balaban, Eğitim-İş Manisa Cem Ok ve partililerde yer aldı. Ziyarette konuşan CHP İl Başkanı Halil Tokul, Eğitim-İş’in Türkiye’nin zor şartlarında emek için büyük bir mücadele verdiğini ve verdikleri mücadele CHP olarak her zaman arkalarında olduğunu söyledi.
SORUNLARI KÖY ENSTİTÜLERİNE BAĞLADI
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, ziyarette ilk olarak önümüzdeki 17 Nisan’da kutlanacak Köy Enstitüleri’nin kuruluş yıldönümünü kutlayarak başladı. Eğitim-İş Genel Başkanı Konan yaptığı açıklamada, “17 Nisan eğitim tarihi açısından önemli bir tarihtir. Türklerin bulmuş olduğu kurumlardan biri olan Köy Enstitüleri kuruldu. Bugün ülkemizde yaşanan sorunun birçok sebebinin Köy Enstitülerinin erkenden kapatılması olduğunu düşünüyoruz. Eğer 1954 yılında kapatılmasaydı, Türkiye’nin yaşandığı birçok sorunun olmayacağını düşünüyoruz’’ şeklinde konuştu.
MANİSA VALİSİNE ÇAĞRIDA BULUNDU
Eğitim-İş Genel Başkanı Demir, Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Müftülüğü arasında okullarda başlatılan ‘Yaşam Koçumla Başarıya’ adlı bir projenin eğitim ile inanç duygularını birbirine karıştırdığı gerekçesiyle Manisa Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırdı. Demir yaptığı açıklamada, “Şuanda okullar değerler eğitimi adı altında cemaatler tarafından işgal edilmiş durumda. Manisa’da böyle bir durumla karşılaştık. Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Müftülüğü arasında ‘Yaşam Koçumla Başarıya’ adlı bir proje uygulamaya konulmuş. Biz biliyoruz ki Milli Eğitim Bakanlığı ayrı bir alandır ve eğitim birimidir. Diyanet İşleri ise inanç alanıyla ilgili bir kurumdur. Eğitim ile inanç alanını karıştırmak, sapla samanı birbirine karıştırmaya benzer. Bu proje ile Kuran Kursu hocaları öğrencilerimize rehberlik yapacakmış. O zaman Türkiye’nin rehberlik öğretmenleri ile psikolojik danışmanları nereye gidecek. Böyle bir şey olabilir mi. Bunun en yakın örneği olarak Karaman’da yaşamadık mı?. Pedagoji ile Pedofili’yi birbirine karıştıran bu anlayış eğitim sistemine getirilmiştir. İkisi birbirlerinden ayrı birer konudur. Karaman’ın tartışmaları bitmeden AKP iktidarı yeni sorunlar yaratılması için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Buradan bu projeye imza atan kişileri uyarıyoruz. Eğer Manisa Valisi Cumhuriyet’in valisi ise bu projeyi derhal sonlandırmalıdır. İl Milli Eğitim müdürü ‘Ben burada AKP’nin eğitim kurumunun başkanıyım. Devletin ve milletin milli eğitim müdürü değilim’ diyorsa projeye devam etsin. Yok değilim diyorsa projeyi hemen sonlandırsın. Eğer Cumhuriyet Savcıları’nın başında eğer Cumhuriyet sözcüğünün hala bir anlamı varsa buradan onları uyararak suç duyurusunda bulunuyorum. Projeye el atınız, projeyi uygulayan ve yapanları soruşturunuz. Bu proje, bilime, pedagoji, sosyoloji ve psikolojiye aykırı bir şey. Eğitim ile inanç anlayışımı birbirine karıştırarak çocuklarımıza yazık etmeyelim’’ dedi.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI HADDİNİ AŞMAKTADIR
Eğitim-İş Genel başkanı Demir konuşmasının devamında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Mustafa Kemal Atatürk’ü saldırı üssü haline geldiğini belirterek, “Manisa’dan Diyanet İşleri Başkanlığı’nda sesleniyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı, adeta Mustafa Kemal’e saldırının üssü haline gelmiştir. Biz böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Mustafa Kemal’in kurmuş olduğu bir kurum olması bakamından saygı gösteriyoruz. Mustafa Kemal’in kurmuş olduğu bir kurumun Cumhuriyete, Cumhuriyetin temellerine ve Atatürk’e saldırı üssü olmasını da kabul etmemiz mümkün değildir. Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanı haddini aşmaktadır. Bağlı olan kurumları da haddini aşmaktadır. Bu nedenle herkes haddini bilmelidir. Eğer böyle giderse yeni Karaman’lar Manisa’da, Balıkesir’de başka illerde de yaşanacaktır’’ dedi.
PROTOKOL HASTASI BÜRORATLARA KAPAK GİBİ YAZI
“AKP’NIN AHLAKEN ÇÖKÜŞÜDÜR’’
Konuşmasında Karaman’da yaşanan tecavüz olayına da değinen Eğitim-İş Genel Başkanı Demir, “Karaman’da yakın zamanda bir olay ortaya çıktı. Nasıl 17-25 Aralık olayı Türkiye’de AKP’nin ekonomik anlamda çöküntüsünün, yolsuzluğunun, hırsızlığın göstergesi ise Karaman’daki taciz ile tecavüz olayı da bu siyasi iktidarın ahlaken çöküntüsünü bir göstergesidir. 45 öğrenciye tecavüz edilecek, siz olayı görmezden geleceksiniz. İlin valisi görmezden gelecek, ilin milli eğitim müdürü her gün fotoğraf çektirdiği kurs öğretmenini tanımıyorum diyecek. Hatta o milli eğitim müdürü ödüllendirilerek Antalya’ya il milli eğitim müdürü olarak atanıyor. Yaşanan bu olay eğitim sisteminin nereye geldiğini bir göstergesidir. Hep ahlaktan bahsederler, onların ahlaken geldiği yerin göstergesidir’’ dedi.
KILIÇDAROĞLU’NU SAVUNDU
Eğitim-İş Genel Başkanı Demir, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Karaman’da yaşana tecavüz olayından sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’na yönelik sözlerine destek verdiklerini açıkladı. Demir yaptığı açıklamada, “Sayın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaşana olayla ilgili güzel bir söz söylemiştir. Söylediği söze rağmen linç edilmek istenmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun lafta Aileden sorumlu olan ama Ensar’dan sorumlu olduğunu düşündüğümüz bakana bir söz söylemiştir. ‘Bir kez tecavüzden ne olur’ dediğiniz zaman bu iş bitmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun ‘Ensar’ın önünü yattı’ lafı Ensar’ı ne kadar koruduklarının bir göstergesidir. Doğru bir laftır. Ama ‘Yavuz Hırsız Ev Sahibini Bastırır’ misali yandaşlarla olayı başka yerlere çekilmek istenmiştir. Dahada ileriye giderek olayın hem arkasında durmuşlar, hem önünde yatmışlar, hem yanında solunda durmuşlardır. Hatta Türkçe’mizin sözcükleri bile yaşanan bu olayı ifade etmemektedir. O halde nasıl olurda yeni Karamanlar, Artvinler veya Kayseriler yaşanmaz derseniz’’ şeklinde konuştu.
EĞİTİM KURSLARINI ELEŞTİRDİ
Konuşmasında son olarak Karaman’da yaşanan olayla ilgili hükümete çağırıda bulunan Demir, “Bu olayla ilgili herkesi uyarmak istiyorum. Birincisi, devlet Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyetin fabrika ayarlarına dönecektir. Sosyal devlet inşa edilecektir. Cemaatlerin veya tarikatların kurduğu kurslar yerine devlet kendi öğrencinin kalabileceği ve eğitim görevi kurslar açmalıdır. Yoksul halk çocuklarına burs vermelidir. Taşımalı eğitim ile köy okulları kapatıldı. Yoksul köy çocukları bu nedenle şehirlerde cemaatlerin ve tarikatların insafına terk edilmiştir. İkinci ise, cemaat ve tarikatların açtığı tüm kurslar derhal kapatılmalıdır. Ama bunlar kapatmazlar. Çünkü ‘Biz Ensar’ız’ dediler. Üçüncüsü ise, Türkiye’deki 60 bine yakın ilkokul, ortaokul ve lisedeki tüm eğitim kurumlarının başında bugün beceriksiz, bilgisiz bir sürü idareci vardır. Yandaş olmaktan, cemaatçi ve tarikatçı olmaktan başka hiçbir özeliliği olmayan kişiler devletin okullarının başına atanmışlardır. Derhal bu idarecilerinde görevlerine son verilmelidir. Dördüncü ise Karaman olayında işin tarafları kimlerse bir an önce cezalandırılmalıdır diye düşünüyorum’’ şeklinde konuştu. Eğitim-İş Genel Başkanı Demir CHP İl Başkanlığı ziyaretinin ardından Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan ile yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti.
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.